18 - KONTROLÜN SINIRLARI

12.3K 1K 858
                                    

Merhabalar... Bazen tahminlerimin dışında gerçekleşen durumlardan ötürü hafta içi bölüm atmam erteleniyor. Yine de sizlerin bölümsüz bir hafta geçirmesini istemiyorum. Bana sen iyi ol yeter yazarcığım biz bekleriz diyenleri çok çok öpüyorum. Sizin anlayışlı davranışınız beni rahatlatıyor.

Instagram @fairymits hesabımda siz okurlarım için grup açtım. Teorilerimizi konuşmak, kitap hakkında sohbet etmek için katılmak isteyenler bana mesaj atabilir. Grubumuz kızlara özel. 

Yorumlarınızdaki şaşkınlıkları okumak beni güldürüyor. Bazılarınızın tahminleri tutarken bazılarınızın teorileri çok farklı oluyor. Hepsini okuyorum. Paragraf aralarında yorumlarınızı bekliyorum.

Öyleyse bölümümüze başlayalım...

"Mücadele, dönüşümün başlangıcıdır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Mücadele, dönüşümün başlangıcıdır."

Kalbim, belirsizliklerle dolu bir labirentin içinde kayboluyor. Yönümü bulamıyor, geleceğin sisli perdesi ardında karanlıkta kalıyorum. Her adımda kalbimde bir çarpıntı, ruhumda bir sancı hissediyorum. O sıkışma hissini ne durdurur bilmiyorum. Bilinmeze doğru atılan her adım, içimdeki dengeyi sarsıyor. Bir yola çıkmayı umuyorum. Beni kafesleyen bu yerden kurtulmayı arzuluyorum. Sesler, içimde biriken en kaygılı duygulara karışıyor. İçime çektiğim hava bana nefes aldırmıyor. "Hesna! Dikkat et!" Başımı eliyle eğen Doğa beni gelecek bir tekmeden kurtardığında bu zihnimi kurcalayan karmaşaya daha fazla izin vermedim. Herkes birbirine direniyor ve oradan oraya savruluyordu. Kwang'a seslendiğimde önüme biriken insan topluluğu yüzünden artık onu görmüyordum. "Orada! Elindekini alın!" sesi üzerine bana doğru yürüyen askerlerden kendimi geri çektim. Bir an da birbirine karışan ve duyulan silah sesleri arasında panikten söylediğim ilk şey Kwang'ın adı olmuştu. Ona zarar gelmemeliydi. 

Planladığımız gibi ilk olarak kapıya doğru yönelmiş olmalıydı. Hologramdan tek bir sahne dahi görmeye tahammülü olmayan bu insanlar olacakları engellemek için ellerinden geleni yapacaktı. Ahsen ve Doğa önüme geçerek beni korumaya başladığında elimdeki tableti sıkı sıkıya tuttum. Kwang'ı aradı gözlerim. Bazı askerlerin ortalığı karıştıracağını tahmin etmiştik. Koşar adımlarla kalabalığın içinden sıyrılmaya çalışarak Kwang'ı aradım. Kurşun seslerine eşlik eden Medusa ve Çağan'ın silahları olmuştu. Sadece kuru gürültüden ibaret olan ve bu kaosu yayan kişilere tek tek hesabını sormak istiyordum. Kapıya doğru koştum. Kimsenin bu salondan ayrılmaması gerekiyordu. Onlara anlatmamız gereken bir yığın gerçek varken... "Hesna!" Ansızın karşımda beliren Kwang bana çarpmamak için kollarımdan tutarak durdurdu beni. 

Telaşla vücudunda bir yara olup olmadığına baktım. "İyi misin? Yaralandın mı?" diyerek de yüksek çıkan sesim kalabalık yüzünden neredeyse duyulmayacaktı. "Sen iyi misin?" atılgan bir şekilde sorduğu soruya hızla cevap verdim. "Kwang zamanımız azalıyor!" derken stres bütün düşüncelerimi zehir gibi acıtıyordu. Beni rahatlatmak ister gibi çenemi tutarak yüzüme doğru yaklaştı. "Konuştuğumuz gibi," diyerek gözlerimin içine korkusuzca baktığında cesaret vermek istediğini anlıyordum. Kaşlarımı çatarak kararlı bir şekilde ona baktığımda ayrıldık. Benim göz önünde bulunmamam gerekiyordu. Elimdekinden kurtulmak için bana saldıracaklardı. Saklanamazdım ama dikkatli olmalıydım. Böyle bir karışıklığın olacağı belliydi bu yüzden şimdi Kwang salon kapısını kapatacaktı. Kimsenin de dışarıya çıkmaması adına güç uygulaması gerekiyordu. 

KIŞ GÜNDÖNÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin