Alıntı ve Birkaç Şey

1.4K 80 2
                                    

Merhaba. Buraya yazmayalı uzun zaman oldu fakat bu pazar sınava gireceğim düşünülürse burada olmam tuhaf geliyor. Yine de hem biraz kafa dağıtmak hem de bu duyuruyu yapmak için geldim. Sınavdan dolayı yazmaya ara vermiştim, bu yüzden yazmaya yeniden başlamak beni gerçekten zorladı. Elimden geldiğince bölümü yazmaya çalıştım. Düzenlemesi bittikten sonra sanırım bu ayın sonuna doğru paylaşabilirim. Sınavın getireceği ruh haline de bağlı tabii. 

Neyse, asıl konu farklı aslında. Kitabın kurgusunu oluşturduğumda heyecanla hemen yazmak istemiştim, yazdım da. Fakat kitabın betimleme yönünden (ruhsal anlamda) biraz eksik olduğunu düşünüyorum. Ayrıca beni memnun etmeyen bazı yerler var. Bunları halletmek için kitabı düzenlemeye karar verdim. Fakat düzenleme süresince yeni bölüm yayınlamama gibi bir şey yapmayacağım.

Bu yüzden düzenleme sizi pek etkilemeyecek, zaten konu aynı kalacak. Fakat anlatımın eskisinden çok daha güçlü olacağını söyleyebilirim. Yeni bölüm yazarken en eğlendiğim bölümlerdendi. Alıntıyı bırakıyor ve görüşmek üzere diyorum.

****************

 "Bu ne?"

 Alex, sorduğum soru karşısında çok saçma bir şey söylemişim gibi baktı ve kendi parmağındaki biraz daha kalın olan yüzüğü gösterdi. "Bir süre evli olmamız gerekiyor." dedi sırıtırken. Kaşlarımı çatıp ona tuhaf bir bakış attım. Dünya üzerinde beyne sahip olan kimse onunla evli olduğuma inanmazdı. Alex bir süre daha yüzükle bekledi. Benden tepki gelmeyeceğini anladığında ise elimi tutup yüzüğü parmağıma geçirdi. Lokantanın kapısını açtı ve geçmem için yol verdi. İçerisi oldukça karanlıktı, tavanda sadece bir tanesi çalışan florasanlar vardı. Ayrıca ortamı ısıtması için bir ısıtıcı konumlandırılmıştı ama çalıştığından şüpheliydim. Yıllardır dokunulmuyor gibiydi. Alex bir elini belime yerleştirdiğinde irkildim. Beni arka tarafa yakın bir masaya yönlendirdi. Diğer masaların çoğu boştu, yalnızca birkaç masa ötede bizim gibi bir çift (!) oturmuş, içeceklerini yudumluyorlardı. Masaya oturur oturmaz yanımıza yaşlı bir kadın geldi. Kadın oldukça kiloluydu, kısacık kestirdiği beyaz saçları ona doğal bir görünüm vermişti. Buranın sahibi olmalıydı, garson olmak için fazla yaşlıydı. Kadın önce Alex'e bakıp gülümsedi. Sonra bakışlarını bana çevirdi. Ben de gülümseyerek karşılık verdim. Daha sonra istediğimiz bir şey olup olmadığını sorunca Alex iki tane kahve istedi. Kadın yanımızdan uzaklaştıktan sonra Alex'e döndüm. "Ne işimiz var burada?" diye sordum meraklı bir ses tonuyla. Alex bir süre etrafı inceledi. Sonra bakışlarını yüzüme çevirdi ve sorumu umursamadan konuştu: "Fesleğen yanında değil mi?"

Başımı evet anlamında salladığım sırada kadın kahvelerimizi getirdi ve bir sandalye çekip yanımıza oturdu. "Duyduğumuza göre çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere yardımcı oluyormuşsunuz." dedi Alex ve kahvesinden bir yudum aldı. Bunu duyan yaşlı kadın rahatsızca yerinde kıpırdandı. "Fazla bir şey değil, sadece doğadan yardım istiyoruz." dedi yarım yamalak. Alex masanın üzerinden elimi tuttu ve kadına doğru eğildi. "Öyleyse bize de yardım edebilirsiniz." Alex'in kurduğu cümle kahvemi püskürtmeme sebep olmuştu. Kadın şaşkınlıkla bana baktığında bakışlarımı Alex'e çevirdim. Uyarı dolu bakışlarını görür görmez "Afedersiniz." diye mırıldandım. Kadın yeniden Alex'e döndüğünde derin bir nefes aldım. Alex neyin peşindeydi bilmiyordum ama beni bulaştırması hoşuma gitmemişti. "Üzgünüm ama artık burada işler eskisi gibi değil." dedi kadın huzursuzca. Sürekli etrafına bakması birilerinin bizi izliyor olabileceğini düşündürmüştü. "Ama biz çok uzaktan geldik. Eşim bu durum yüzünden çok üzülüyor, yardım edemez misiniz?" dedi Alex ve bana baktı. Kadın yeniden bakışlarını bana çevirdiğindeyse başımı evet anlamında salladım. Gerçekten burada neler oluyordu? Bir an önce bu saçmalığın bitmesini istiyordum. 

İçgüdüWhere stories live. Discover now