32. Bölüm (2. Kısım)

1.2K 105 21
                                    

Bölüme geçmeden minik bir uyarı: Geçen haftalarda Wattpad'deki sorun dolayısıyla bildirim almamış olabilirsiniz. Önceki bölümü okumadan bu bölüme geçmeyin :D

İyi okumalar...💜

Etrafta koşturup duran hizmetliler... Loş aydınlatma, arka planda çalan hoş parçayı bastırmaya çalışan uğultu...

Gerçekten de bir partiye gelmiş olmalıydık.

Vera bizi kapıda karşılamamış olsaydı bunun gerçek olduğuna inanmakta zorlanabilirdim. Çünkü içeriye girinceye dek bunun bir tuzak olduğunu düşünmüştüm fakat kesinlikle öyle görünmüyordu.

Beni asıl şaşırtan nokta ise birbirini öldürmeye yer arayan tüm türlerin nasıl arkadaşça davranabildiğiydi. Ya hepsi rol yapma konusunda uzmandı ya da Vera gerçekten birleştirici bir güce sahipti.

İlk seçenek olmasını umuyordum, diğer seçeneğin bize faydadan çok zararı dokunurdu.

Bakışlarımı masalarda dolaştırdım, herkesin kendi türüyle birlikte takılacağını düşünürken durumun hiç de öyle olmadığını fark ettim. Öyle ki aynı masa etrafında bir kurt adam, bir vampir ve bir cadı birbirlerine saldırmadan durabiliyorlardı.

Alex ve ben salonun ortasına doğru birkaç adım atıp durduğumuzda herkes kısa bir süreliğine bakışlarını bize doğru çevirdi.

Alex'ten hoşlanmadıklarını anlamak güç değildi. Çünkü içeri girdiğimiz andan itibaren bunu yüz ifadeleriyle belli ediyorlardı. Bazıları ise hafifçe selam vermekle yetiniyordu. Bunu, ondan korktukları için yaptıklarını biliyordum.

Ayrıca gözlerin benim üzerimde olduğunu hissediyordum. Herkes, Alex Laurent'in yanındaki bu kızın kim olduğunu merak ediyor olmalıydı. Tamam, fazlasıyla gergindim.

Başımı Alex'e doğru çevirdim, etraftaki gözlerden rahatsız olmaya başlamıştım. Fakat o doğrudan annesine bakıyordu. Ona baktığımı fark ettiğini bile sanmıyordum.

Vera ise halinden oldukça memnundu. Lacivert renkli elbisesinin içinde hoş görünüyordu. Kızıla boyattığı saçlarını ufak bir topuz yapmış, topuzunun tepesine gümüş bir toka tutturmuştu.

Eline bir kadeh ve metal bir kaşık alıp kaşığı cama vurduğunda ortaya kulak çınlatacak iğrenç bir ses çıktı. Neyseki Vera bunu kısa kesmişti. Herkes merakla ona döndüğünde Vera'nın bakışları bizim üzerimizdeydi.

"Dostlarım..." Vera'nın sesi salonda yankılandığında tamamen sessizlik sağlanmıştı. Kadının yapmacık tavrı sesinden okunuyordu. Yüzümü buruşturdum.

"Çok önemli iki konuğumla tanışın. Ki çoğunuz Alex'i tanıyor olmalısınız."

Vera son cümleyi söylerken bir yandan da elindeki kaşığı hizmetlilerden birine uzatmakla meşguldü. Etraftan homurtular yükselirken Vera yavaş adımlarla yanımıza ulaşıp elindeki kadehlerden birini bana uzattı.

Kadehi parmaklarımın arasına aldığım sırada "Bu, Alexandra." diye mırıldandı ve elini sağ omzuma yerleştirdi. Dokunuşu ürpermeme neden olmuştu. "Görünüşe bakılırsa bu akşam oğluma eşlik etmeye karar vermiş."

Vera bunu imalı bir tavırla söyleyip yüzünde tuhaf bir gülümsemeyle bana doğru döndü. Fakat ben ifadesizliğimi korumaya kararlıydım. Bu sırada diğer davetliler uğultulu bir şekilde konuşmaya başlamışlardı. Yaptıkları yorumların benimle ilgili olması rahatsız hissettiriyordu.

Vera yeniden sessizliğin sağlanmasını bekledikten sonra ufak adımlarla kalabalığın arasına karışıp kadehini havaya kaldırdı ve "Dostluğumuza!" diye haykırdı. Hemen ardından herkes kadehlerinden bir yudum aldığında bakışlarımı bardaktaki sarı sıvıya çevirdim.

İçgüdüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin