On Dokuzuncu Bölüm |Masal

98 58 1
                                    

Okumaya başladığınız tarih ve 🌧️ emojisi bırakın.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın.

Keyifli okumalar.

🌧

On Dokuzuncu Bölüm |Masal

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

On Dokuzuncu Bölüm |Masal

İnsanlar her türlü yalanı söyleyebilirler, yalan söylemeyi başaramayan insan bile yalan söylemeyi bir şekilde öğrenip alışır ve o bile karşısındaki insana yalan söylemeye başlar. Yağmur'da ve Furkan'da bunu görmüştüm.

Kolumu Yağmur'un tuttuğunu görünce anlamsız bakışlarla ona baktım.

"Şey..." Gözlerini gözlerimden kaçırıp yüzünü astı ve yutkundu. "Bana kızgın mısın?"

Gözlerimi kısıp kaşlarımı tereddütle çattım. "Hangi konuda?"

"Her bir konuda. Seninle yakın olduğum günden beri sana yalan söylediğim için." Yüzünü bana çevirdi, benden kaçırdığı gözlerini gözlerime odakladı.

"Bilmiyorum." Onu izlemeye devam ettim. "Sen gidecek misin?"

Yağmur evet dercesine başını salladı. Gözlerimi ondan ayırıp kısa bir bakış atarak etrafa bakındım.

Bunu nedense kendime yediremiyordum, sanki Yağmur benim yüzümden gidiyordu ve ben bir şey yapamıyordum.

Yağmur bana hızlı bir adım atıp kollarını boynuma sardığında olduğum yerde sarsıldım. Başımı ona çevirip şaşırarak gözlerimi açtım. Kollarımı yavaşça beline sarıp başımı omzuna koydum.

"Ben senden her şey için özür dilerim. Keşke sana bunları yaşatmasaydım, bunların tüm suçlusu benim! Sen veya Ediz değil, basbayağı benim!"

Hıçkırık sesleri kulaklarımda yankılanıyordu. Parmaklarımı saçlarında gezdirdim. "Hayır, öyle deme," deyip sinirle güldüm. "Hem bak bunda da bir şey varmış ki ilk defa katil oldum!"

Yağmur kıkırdadı. "Seninle tanıştığıma o kadar mutluyum ki." Başını göğsümden kaldırıp bana gülerek baktı. Gözlerinin içi nemliydi.

"Ben de." Gözlerimi dolan gözlerinden suçlulukla kaçırdım.

Yağmur kollarını üstümden ayırırken nedense kollarını benden ayırmasını hiç istemedim. İçimden ona sıkıca sarılmak geldiğinde ise aniden sıkıca sarıldım ve boynuna başımı gömdüm.

Yağmur, "Kıvanç," dedi tatlı bir sesle.

Gözlerimi kapatıp tebessüm ettim. "Efendim?"

"İzninle gidebilir miyim?"

Başımı hayır dercesine o görmeden salladım. Gitme diyemiyordum işte! Nedenini de bilmiyordum, ne tepki vereceğini de bilmiyordum.

Gözlerimi açıp başımı omzundan geri çektim, yüzüne meraklı bakışlarla baktım. "Nereye gidiyorsun? Hangi şehire? Belki üniversiteyi kazanınca oraya gelirim, yine başımıza bela alırız."

YAĞMURUN ALTINDA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin