Yirmi Birinci Bölüm |Geçmişteki Çocuklar

84 56 1
                                    

Okumaya başladığınız tarih ve 🌧️ emojisi bırakın.

Keyifli okumalaar!

🌧

Yirmi Birinci Bölüm |Geçmişteki Çocuklar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yirmi Birinci Bölüm |Geçmişteki Çocuklar

Gecenin 12'si Yağmur'la ben gök gürültülü dolu yağmurlarının altında bir ağacın altındaki bankta oturmaya devam ediyorduk. Yağmur'un ağlayarak kusmasını izleyip onu konuşarak sakinleştirmeye çalışıyordum. Yanımızda kimse yoktu sadece onunla ben buradaydık.

Daha demin ateşine bakmak için elimi alnına koyduğumda telaştan tam anlamadım, bu yüzden tekrar elimi alnına koydum. Bu sefer de cayır cayır yanıyordu.

"Yağmur yanıyorsun!" Endişeli gözlerle yüzünü izledim.

Yağmur ağlamasını kesmeden kusmaya devam ediyordu.

"Sakin ol. Seni hastaneye götüreceğim."

Yağmur kusmayı bırakıp arkasına ağlayarak yaslanırken kollarımı bacaklarının altına koydum, hızlıca kucağıma aldım.

"Kıvanç," dedikten sonra öksürdü ve yorgun bir şekilde başını omzuma koydu.

Gözlerimi yüzünden çekmeden, "Tamam, sen sakin ol," dedim.

Yağmur'u kucağımda taşırken başımı önüme çevirdim, salondan dışarı çıkan Atakan'ı gördüm. Ona doğru hızlı adımlarla ilerledim. "Atakan ambulansı ara. Y-Yağmur'un hastalığı galiba tekrar nüksetti."

Atakan şok olmuş bir şekilde bana bakarken hızlı bir şekilde cebinden telefonunu çıkardı. Atakan telefonunun ekranını açtı ve kurcalamaya başladı. Bende başımı tekrar Yağmur'a çevirdiğimde gözlerini kapattığını gördüm, öksürükleri giderek artıyordu. "Şşt! Tamam, geçecek. Sen sakin ol, ağlama."

Atakan karşımda telefonla ambulansı arayıp konuşurken, "Alo! Beyoğlu tarafında Yüksel eğlence salonunun kapısına bir tane ambulans acil! Arkadaşımızın hastalığı tekrar etti. Öksürüyor."

Başımı Atakan'a çevirip, "Kustu da!" dedim sesimi kontrol edemeyerek. "Kanlı! Burnu da kanadı! Hâla da kanıyor!" Gözlerimi tekrar Yağmur'a çevirdim.

Atakan benim söylediklerimi telefonda onunla konuşan kişiye söyleyip hemen telefonu kapattı. "Geliyorlar," diyerek telefonunu cebine koydu ve bana yaklaştı. Önce Yağmur'a sonra bana baktı. "Siz neden dışarı çıktınız?"

Yağmur'a bakarak, "Yağmur," dedim. "O yağmuru seviyor."

"Dur bekle, benim cebimde peçete olması lazım. Burnundaki kanı temizleyelim." Atakan ceketinin cebinden peçete çıkarıp Yağmur'un burnuna doğru götürdü ve temizlemeye başladı.

YAĞMURUN ALTINDA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin