8. Bölüm - Ele Geçirme Planı

14.6K 884 2.2K
                                    

Yavaş yavaş işler kızışıyor!

İyi okumalar...

8. Bölüm- Ele Geçirme Planı

Harry sessizce arazi boyunca yürüdü. Birkaç saatlik antrenmandan sonra geriye dönüyordu. Bütün Ölüm Yiyenlerin Malikane'nin içinde olduğunu biliyordu ama yine de ne olur ne olmaz diye maskesini elindeydi.

Yorgunluktan da öte bir şeydi bu hissettiği. Neredeyse aralıksız beş saattir çalışıyordu. Genelde asla bu kadar zamanı antrenmanda geçirmezdi ama son zamanlarda tek yapmak istediği buydu. İçinde yükselen öfkenin dışarı çıkmayı istediğini ve tek yolunun da bu olduğunu biliyordu. Yani bu ve bir de görevleri...

Harry kendi antrenman yerini Malikane'den ayıran ormanlık arazi boyunca yürümeye devam etti. Ormanlık arazinin daha da içine girmişti ki arkasında bir ses duydu. Yürümeyi kesmedi ama sezgisel olarak sesin nereden geldiğini duymak için kulaklarını açtı.

Asası, koluna bağlı olan kılıfta güvenli bir şekilde duruyordu. Harry birinin onu takip ettiğini fark ettiğini belli etmeden yürümeye devam etti. Şimdi arkasındaki ayak seslerini oldukça net bir şekilde duyabiliyordu.

Her şey bir anda oldu.

Harry bir eliyle maskesini yüzüne oturturken diğer eliyle asasına uzandı. Olduğu yerde dönüp ona sinsice yaklaşanı görmeyerek yakaladı. Kim olduğunu fark etmeden önce Harry'nin eli karşısındakinin boğazını kavramıştı bile. Asasını boğazına tutmadan önce adamı en yakın ağaca yapıştırdı.

"Ah! Ne kadar paranoyak olabilirsin, Harry?" dedi çocuk kızgınlıkla.

Harry maskesinin ardında sırıttı ve onu serbest bıraktı. Asasını kaldırmadan önce uzanıp maskesini çıkarttı.

"Draco, neden bana sinsice yaklaşıyorsun?" diye sordu çocukluk arkadaşına.

Draco Malfoy başının arkasını ovalarken Harry'e kızgınlıkla baktı.

"Sinsice yaklaştığım falan yoktu! Sadece sessizce geldim, o kadar." dedi.

Harry cevap olarak sırıttı.

"Babamın seni yakalamasından korkuyorsun ha?" diye sordu.

Lord Voldemort'un Draco Malfoy'a karşı olan hoşnutsuzluğu sır değildi. Harry'nin dikkatini antrenmanından ve derslerinden dağıtmakla suçluyordu onu.

Draco bir şey söylemedi ama endişeyle etrafa bakındı.

"Görüyorsun ya, işte bu nedenle senin benim evime gelmen gerek." dedi Draco.

Harry güldü. Malikaneye doğru yürümeye başladılar. Draco şimdi çok daha rahat görünüyordu. Eğer Harry'le beraber ise o zaman sıkıntı yoktu, hatta eğer Harry yanındaysa Lord Voldemort'la bile yüz yüze gelebilirdi. Fakat yalnızsa, o zaman eve geri dönememe olasılığı vardı.

"Ee, ne zaman geri döndün?" diye sordu Harry, tepeyi tırmanırken.

"Geri döneli asırlar oldu, ama babam bir süre uzak kalmanın en iyisi olacağını düşündü. Senin bazı şeylerle meşgul olduğunu söyledi, ben de birkaç haftalığına oturup inanılmaz derecede sıkılmak zorunda kaldım." diye cevapladı Draco.

"Görevlerim vardı." Harry cevapladı basitçe.

"Seninle bir göreve gidebilmeyi isterdim" diye iç geçirdi Draco.

Harry alayla homurdandı ve Draco'ya komik bir bakış attı.

"Sen, bir çatışmada! Bunu görmek isterdim!" dedi Harry, arkadaşının yüzündeki inanamaz ifadeye bayılarak.

İçimdeki Karanlık / The Darkness Within (1.cilt)Where stories live. Discover now