37. Bölüm - Buradan Nereye?

12.7K 711 1.3K
                                    

Bölüm notu:

'Buradan Nereye?' gerçekten de asıl soru bu;

Bölümü beğenmeniz dileğiyle, iyi okumalar...


37. Bölüm – Buradan Nereye?

Lord Voldemort'un asla gelmeyeceğini umduğu bir gündü. Gerçeğin Harry'e kendini tanıtabileceğinden her zaman korkmuştu. Lord Voldemort hep kendi korkularını, eğer Harry gerçeği öğrenecek olursa, basitçe zihnini 'obliviate' edeceğine ve yeniden başlayacağına karar vererek yatıştırmıştı. Lord Voldemort çok zaman geçerse o zaman hatıraların silinmesinin zorlaşacağını biliyordu, ama Harry'nin unutmasını sağlamak için hafıza tılsımları kullanılabilirdi.

Lord Voldemort'un hesaba katmadığı, Harry'nin onu terk etmesinin düşüncesiyle ortaya çıkan duygularıydı. Lucius ve Bella o gün olanları rapor ettiklerinde, Lord Voldemort son derece sinirlenmişti. Ancak bütün sabrını kaybettiği nokta Harry'nin onun Hortkuluğunu yok ettiği görüntü Lord Voldemort'a geldiğindeydi. Ruhunun yedide birinin yok edilmesi ve de kendi Harry'sinden başkası tarafından değil, Lord Voldemort'un her zaman hatırlayacağı bir şeydi.

Şu an, Lord Voldemort müritlerinin ortasında duruyordu. Asasını tutan eli, Lord Voldemort içinde yükselen öfkeyi sakinleştirmeye çalışırken titriyordu ki Ölüm Yiyenler'ine talimatlarını verebilsin. Harry'nin gerçeği bulması onların suçuydu. Malfoy nasıl onu birinin takip ettiğini fark etmezdi? Neden Harry'i başarıyla 'obliviate' edip onu geri eve getirmemişlerdi?

Harry, Lord Voldemort'un ona çok fazla güvenle vermiş olduğu Hortkuluğu yok etmişti. Harry küstahlığının bedelini ödeyecekti.

"Onu bana geri getirin" Lord Voldemort emretti.

Ölüm Yiyenler başlarını eğdiler ve sesleri tek bir ses olarak yankılandı.

"Evet efendimiz"

"Şunu anlayın, Harry'i canlı istiyorum!" Lord Voldemort emretti.

Bu sözler üzerine, etraftaki Ölüm Yiyenler kafaları karışarak birbirlerine baktılar. Bazıları belki de Lord Voldemort'un haini kendi elleriyle öldürmek istediği sonucunu çıkartmıştı. Ölüm Yiyenler odadan çıktılar. Sadece iki Ölüm Yiyen geride kaldı. Yalnız kaldıklarında, bir Ölüm Yiyen konuştu.

"Efendimiz, onu canlı istiyorsunuz? Anlamıyorum"

Bella'nın sesi endişeli ve ağır çıktı. Bella'nın kalbi Harry'nin ihanetine kırılmıştı, ama o Lord Voldemort'a aitti. Asla onun direkt emrine itaatsizlik edemezdi. Bella bir mucizeyle Lord Voldemort'un Harry'nin canını bağışlamasını umuyordu. Belki eğer o Harry'sini geri alırsa, Karanlık Lord hafızasını silip temizlemeye razı olurdu. Bu şekilde Bella efendisinin sadık hizmetkarı olarak kalabilir ve Harry'i de tekrar yanına alabilirdi.

"Evet, Bella. Onu canlı istiyorum. Onu yetiştirmek için çok fazla zaman ve emek sarf ettim, onu güçlü yapmak için. Bütün o şeyi o kadar kolaylıkla çöpe atmayacağım. Harry bana geri getirilecek. Hafızasını yeniden düzenleyeceğiz ki her şey tekrar normal haline geri dönsün."

Ortaya çıkan bu şey üzerine, Lucius konuşmak için boğazını temizledi. Boğazı daha önce attığı onca çığlıktan hala acıyordu. Karanlık Lord, büyük Malfoy'u Harry'nin onu takip ettiğini fark edemediği ve Harry'i Malikane'ye geri getiremediği başarısızlıklarından dolayı cezalandırmıştı. Cruciatus lanetinin altında katışıksız ızdırap içerisinde seğirirken çıkartılmıştı Harry'nin Hortkuluğu yok etme hatırası Lord Voldemort tarafından. Söylemeye gerek yok, işkence laneti yoğunlaşırken Malfoy'un hissettiği acı, Malfoy'u bilinç kaybına sürüklemeye yetmişti. Bella tarafından – o da ilk defa Lucius'un önünde Karanlık Lord tarafından cezalandırılmıştı- bilinci yerine getirilmişti.

İçimdeki Karanlık / The Darkness Within (1.cilt)Where stories live. Discover now