46. Bölüm - Altın Tüy Kalem

9.5K 647 782
                                    

Bölüm notu:

Naksiyon, naksiyon...

Bölümü beğenmeniz dileğiyle kuzum, iyi okumalar!

46. Bölüm- Altın Tüy Kalem

Sihirli Sanat Eserleri ve Ünlü Şaheserler Galerisi bütün yaşlardan cadılar ve büyücülerle oldukça kalabalıktı. Üçüncü kattaki sihirli öğrenim oyunlarını denemek için hevesli çocukların yanında daha büyük çocuklar birçok savaşta kullanılmış olan çeşitli silahları gözlemliyorlardı. Yetişkinlerin de ilgisini meşgul tutacak birçok eser vardı ve genel olarak Galeri'de herkesin ilgisine göre bir şeyler vardı.

Ron, Hermione, Ginny ve Damien içeri oldukça mutlu bir şekilde girdiler ve birkaç dakikayı çevrelerine hayranlıkla bakarak geçirdiler. Gerçekten de muhteşem bir binaydı. Cam kubbeli çatısı ve büyük altından sütunlarıyla beraber insanda hayranlık bırakıyordu. Ron duvarların içerisine gömülmüş, onları birer parıldayan sınır çizgisi gibi gösteren mücevherlere bakıyordu.

Sonunda dikkatlerini ellerindeki işe verdiler; Altın Tüy Kalem'e. Bulması pek de zor değildi, Galeri'nin birinci katında tam ortaya yerleştirilmişti. Dört gençten herhangi birinin hayatları boyunca gördükleri en güzel şeydi büyük olasılıkla. Saf altından yapılmıştı ve mürekkebin de altın olduğuna dair rivayetler vardı. Cam bir fanusun içerisindeydi.

Dört genç etrafına konulmuş korumayı fark ettiler. Galeri'nin çevresine konumlandırılmış olan birçok muhafız vardı ve dört genç biliyordu ki herhangi bir şey çalmak ve sonra kaçmak imkansız olacaktı. Galeri'nin kapanış saati gelene kadar geriye kalanını gezdiler.

Muhafızlar Galeri'yi kilitlemeden önce son dakika kontrollerini yaptılar. Her zaman aynı prosedürdü. Kişisel olarak muhafızlar neden kimsenin Galeri'den herhangi bir şey çalma riskine gireceğini bile anlamıyorlardı. Mekanın üzerine yerleştirilmiş olan birçok farklı koruma büyüsüyle beraber oradan kaçmak imkansızdı. Sonunda son büyü de yapıldı ve muhafızlar ana kapıları kilitleyerek evlerine gitmek üzere ayrıldılar.

Galeri'nin şimdi kararmış koridorlarında, Hermione ve Ginny görünmezlik pelerininin altından çıktılar. Ron ve Damien birbirlerinin üzerindeki hayalbozan büyülerini kaldırdılar ki onlar da daha fazla siyah duvarlarla kamufle olmasınlar. Dört genç çocuk içinde durdukları karanlık koridora baktılar. Herşeyin üzerinde tüyler ürpertici bir parıltı vardı. Birçok kırmızı ve yeşil, birbirlerinin içerisinden geçen ışıklar vardı, besbelli kimsenin alarmları çalıştırmadan onları geçememesinden emin oluyorlardı.

"Tamam, şimdi ne?" Ron fısıldadı Hermione'ye.

"Şimdi ne için geldiysek onu alıyoruz" Hermione cevapladı basitçe.

Damien, Nimbus süpürgesinin sıkıştırılmış halini çıkardı ve saniyeler içerisinde tekrar normal büyüklüğüne geri döndürdü. Süpürgeye bindi ve havaya yükselirken geriye kalanına arsız bir gülümseme fırlattı. Tavanın en tepesine kadar kendini yükseltip çok dikkatlice cam çatı boyunca ilerledi. Kırmızı ve yeşil ışık kalabalığı küçük bir platform üzerine yerleştirilmiş ufak bir kontrol kutusundan geliyordu. Damien geçen ışıkların ona dokunmuyor olmasına çok dikkat etti, aksi takdirde alarmlar çalışır ve başları hayal edebileceklerinden çok daha büyük bir belaya girerdi.

Damien sonunda kontrol kutusunun yanında durdu. Kutuyu çalıştırmak ya da kapatmak için asanın yerleştirilmesi gereken küçük bir delik gördü üzerinde. Damien kutuda çalışacak tek bir asa olduğunu biliyordu, o yüzden sensörleri devre dışı bırakmak için başka bir yol bulması gerekiyordu. Damien derin bir nefes aldı ve siyah kutuyu açtı. Dikkatlice o küçük deliğe küçük bir plastik tüp yerleştirdi. Ateş püskürmeye başladı ve dakikalar içerisinde plastik tüp erimiş ve şimdi deliğin içerisini kaplamıştı. Damien daha sonra asasını yerleştirdi ve sağa doğru çevirdi, ışıklar bir kerede kapandı. Damien kendine gülümsedi ve kutuyu kapattı.

İçimdeki Karanlık / The Darkness Within (1.cilt)Where stories live. Discover now