50. Bölüm - Eldeki İşe Odaklan

10.8K 637 691
                                    

50. Bölüm – Eldeki İşe Odaklan

Sirius, Bella'yla beraber gidebileceği tek bir yer düşünebiliyordu. Onu kendi evine götüremezdi, orası Yoldaşlık'ın Karargâhı olarak kullanılıyordu. Bella gitmiş bile olsa, Sirius çoğu Yoldaşlık üyesinin bedeni Bakanlık'a teslim etmekte ısrar edeceğinden emindi ki Azkaban'a gönderilebilsin. Sirius onun olmasını istemiyordu. Bu yüzden, tek bir seçeneği vardı geriye kalan; Godric's Hollow. James ve Lily'nin ona bir şeyler ayarlamakta yardımcı olacağını biliyordu.

Sirius kapı çekilip açıldığında ve James dışarı koşarak Sirius'a geldiğinde evin arkasına henüz cisimlenmişti. Besbelli Sirius'un kollarında bir beden taşıyarak cisimlenişini pencereden görmüştü.

"Sirius! Ne oldu? Aman Tanrım! O...o..." James gözlerini Bella olan boş kabuğa dikmiş bakıyordu.

Sirius ancak ileri doğru birkaç adım sendeleyebildi, James çabucak Bella'nın bedenini ondan aldı. Sirius'un bütün gücü onu terk etmişti. Harry'nin önünde cesur ve güçlü olmaya çalışıyordu ama şimdi arkadaşıyla beraber olduğunda kendisi de çözülmeye başlıyordu.

James eve Bella'yı taşımayı ve Sirius'a yardım etmeyi becerdi. Bir kerede James oturma odasındaki koltuğa Bella'yı elinden geldiği kadar nazikçe yerleştirdi. Sonra Sirius'un koltuğun yanındaki bir sandalyeye oturmasına yardım etmek için acele etti.

"LILY! LILY!" James bağırdı, Sirius sandalyeye çöker çökmez.

"James! Sorun nedir? Neden bağırıyorsun...?" Lily oturma odasındaki görüntüyle karşılaşırken sustu.

Sirius başı ellerinde, çok üzgün görünerek oturuyordu. Koltuğa bir bakış sebebini açıkladı. Lily, Bella'yı koltuğunda yatar, büyük karanlık gözleri, garip bir şekilde boş, tavana dikilmiş halde gördüğünde şok ve şaşkınlık içinde haykırmamayı ancak becerdi.

"Oh Merlin! Sirius! Ne oldu?" Lily söyleyecek başka bir şey düşünemedi. Evinde bir Ölüm Yiyen olması sinir bozucuydu, ama daha bile rahatsız edici olan onun böyle, gözlerini tavana dikmiş, her şeyi ve herkesi bilmezden gelerek yatıyor olmasıydı. Bella'yla ilgili bir şeylerin çok ters olduğu açıktı.

Çok zorlukla, Sirius onlara ne olduğunu anlattı. Duygularını toparlamak için çok defa durmak zorunda kaldı. Onlara aldığı telefonu, varır varmaz Hogsmeade sakinlerinin Bellatrix'i almak için Karanlık Prens'in geldiğinden onu bilgilendirişini anlattı. Sirius sonunda Harry ve Bella'yı bulduğunda onu karşılayan sahneyi açıklarken çözülüp ağlamaya başladı.

Bu noktada artık üç yetişkinin hepsinin de gözlerinde yaşlar vardı. James ve Lily, Bella'ya karşı hiçbir acıma hissetmiyorlardı. Ne de olsa o Voldemort'a katıldığında tam olarak ne yaptığını bilen bir yetişkindi. Ancak onlar Sirius ve Harry'nin hissetmiş olmaları gereken kalp kırıklığını hissettiler ve sırf o sebepten ötürü, James ve Lily her ne şekilde yardım edebilirlerse etmeye gönüllüydüler.

James ve Lily, ikisi de Harry'nin Bella'ya ilk ulaştığına şaşkındılar. Ne olduğunu ve onu nerede bulacağını nasıl bilmişti? Sirius onlara Harry'nin nasıl yıkılmış olduğunu ve onunla konuşma şeklini anlattığında kalplerinin kırıldığını hissettiler. James oğlunun yas tutuyor olmasına ve onu orada teselli edecek kimsenin olmamasına inanılmaz çaresiz hissetti. Harry'nin Sirius'un onu teselli etmesine izin verdiğine birazcık memnun oldu. Bu demek oluyordu ki Harry Sirius'un düşman olmadığını fark etmişti, özellikle de Hogwarts'daki Blake olayından sonra.

Sirius Bakanlık'ta, Bella kaçtığında Harry'le karşılaştığı gerçeğini bir sır olarak saklamıştı. James'e bile ondan bahsetmemişti. Sirius biliyordu ki Bakanlık'ın Bella'yı kimin kurtardığına dair hiçbir kanıtı yoktu ve o da bunu böyle tutmak istiyordu. Sirius gerçekte onu Harry'nin kurtarmış olduğunu bilen tek kişiydi. James de bundan başka hiçbir ruha bahsetmezdi, ama Sirius yine de herhangi bir şey söylemenin riskli olduğunu hissetti. Bu da geniş çapta bilinmeden de Harry'nin kayıtlarında yeteri kadar şey vardı.

İçimdeki Karanlık / The Darkness Within (1.cilt)Where stories live. Discover now