26. Bölüm - Tamamen Kötü Değil?

15.2K 761 1.4K
                                    

Hızlanan kalpler, deli gibi hareket eden gözlerden sonra herkes biraz dinlenmeli...

Beğenmeniz dileğiyle, iyi okumalar...

26. Bölüm – Tamamen Kötü Değil?

James, Harry'nin uyuyan formunun yanına oturdu ve nefes alışının göğsündeki ritmik hareketini izledi. Harry'nin ne kadar kötü yaralandığına inanamıyordu. Madam Pomfrey onu Harry'nin kanlanmış vücudu kollarında hastane kanadına koşturur halde gördüğünde neredeyse James'in kafasını koparacaktı. Harry'nin kırık bir kolu, kesik bilekleri, kafasının arkasında kocaman bir morarma ve de omzunda oldukça nahoş bir ısırık vardı. Omzundaki ve sırtındaki derin kırbaç yaralarından bahsetmiyordu bile.

Damien, Ron, Hermione ve Ginny çabucak ne olduğuna dair açıklamaları yaptılar. Nasıl Bağıran Baraka'ya gittiklerini, nasıl Vampirler tarafından saldırıya uğradıklarını, nasıl Harry'nin onları bulduğunu ve onları kurtarmak için hayatını riske ettiğini, nasıl Harry'nin üç Vampiri öldürdüğünü ve dördüncüsünün korkuyla koşarak kaçtığını anlattılar. James, Harry'nin Vampirlerle olan dövüşünün anlatımını hayranlıkla dinledi. Harry üç Vampir öldürmüştü! Hermione, James'e onun nasıl yalnızca elinin bir hareketiyle asasını kılıca dönüştürdüğünü ve nasıl onu Vampirleri öldürmek için kullandığını anlatmıştı. James hayretler içinde kalmıştı. Harry gerçekten çok yetenekliydi.

James omzuna koyulan bir el hissetti ve başını kaldırdığında Lily'i gördü. Ona bir bardak kahve uzatıyordu, minnetle elinden aldı. Lily yanına oturdu ve başparmağıyla elini ovarak Harry'inin elini tuttu. Oğlunun anne babasının kanatları altındayken yaralandığına inanamıyordu. Nasıl anne babaydılar onlar? İki oğulları da dün ölümün kıyısından dönmüştü! Gözyaşlarıyla savaşarak başını salladı. Şimdi her şey iyi dedi kendine. Poppy, Harry'nin iyi olacağını söylemişti. Pazar sabahının erken saatleriydiler, ancak iki ebeveyn de bütün gece Harry'nin yanından ayrılmamışlardı.

Kapıda yumuşak bir tıklatma duyuldu ve James ile Lily günün bu erken saatlerinde kimin hastane kanadını ziyaret ettiğini görmek için dönüp baktılar. Kapı açıldı ve Profesör Dumbledore içeri girdi. James ve Lily, Okul Müdürü'ne yorgunlukla gülümsediler. Ancak gülümsemeleri hastane kanadına giren ikinci kişiyi gördüklerinde kayboldu. Alastor Moody içeri girdi ve beceriksizce Okul Müdürü'nün yanında durdu. James'in açık kahverengi gözleri tehlikeli bir şekilde parıldadı.

James tam Bağıran Baraka'ya ulaşmış, merdivenleri çıkıyordu ki Moody'nin ağır yaralanmış bir Harry'i basamaklardan aşağı sürüklediğinigörmüştü . Onlara yetişemeden önce Moody ve Harry'nin dengelerini kaybedişini ve oğlunun basamaklardan aşağı çarparak yuvarlanmasını izlemişti. İki çocuk babasını çileden çıkarmaya bu yetmiyormuş gibi, James zavallı çocuğu savunmasız bırakarak Harry'nin kollarını arkasından tutan bağları fark etmişti. Bu noktada bütün sakin kalma yeteneğini kaybederek Moody'e girişti. James'in bütün yapmak istediği Seherbaz yoldaşının canını elinden geldiği kadar yakmaktı.

James hala bu duyguyu hissediyordu ve Moody'nin boğazını parçalama hissi dayanılmaz bir hale geldiğinden dolayı orada duran iki adamdan başka yere bakmak zorunda kaldı.

"James, Alastor'un sana söylemek istediği bir şey var." Dumbledore tipik bir anaokulundaki öğretmen gibi geliyordu kulağa, bir dövüşten sonra bir öğrenciyi diğerinden özür dilettiriyordu.

James oğlunun mükemmel bir taklidini yaparak Dumbledore'u bilmezden geldi. Moody ileri bir adım attı ve yine de James'le konuştu.

"Bak Potter, ben...ben gerçekten üzgünüm. Bir yanlış anlamaydı. İçeri girdim ve onun elinde bir asa ve ufak oğlunun üzerinde kan ve diğer üç çocuğu da çatının kenarında toplaşmış halde gördüm ve...ve yalnızca yanlış sonuca atladım. Hatalıydım ve ben gerçekten üzgünüm."

İçimdeki Karanlık / The Darkness Within (1.cilt)Where stories live. Discover now