BÖLÜM 7 ∞♦ Teslimiyet ♦∞

5.2K 365 24
                                    

|Bölüm 7: "Teslimiyet"🔗

🔥

Mutluluğu bulacağım yollar gördüm. Ama kader hepsine ateş içinde yanan taşlarla doldurmuştu .

🔥

Yanımdaki küçük insanın, evine baktığını görüyordum. Sanki gidip gitmemek arasında kalmıştı. Küçük parmakları ekmeği sıkı tutuyor, gözleri endişe içerisinde evinde geziniyordu.

İnsan evini gördüğünde mutlu olmaz mıydı? Sığınmaz ya da korumaz mıydı? Peki bu küçük insan neden endişe içindeydi? Korkmamalıydı. Evi, sığınağı ve ailesi karşısındaydı.

Çalılıkların arasında duruyorduk, ev sağ tarafımızda kalıyordu. Bir dizim yere sabitlenmişken elim onun sırtındaydı. Ayakta duran küçük insana bakmayı sürdürdüm.

Simsiyah kıvırcık saçları, siyah gözlerine yakışıyordu. Üzerindeki siyah kırmızı çiçekli, diz altına gelen elbisesi ise onu daha çok çocuksu gösteriyordu.

Küçük bir boğaz temizlemesi yaparak bakışlarını bana çevirmesini sağladım. Ona dizimin üzerinde dönerek ellerimi omuzlarına bastırıp gözlerine baktım.

"Orası senin evinse, içindeki insanları da seviyorsan ve bu karşılıklıysa korkmaman gerek." dedikten sonra gülümsedim. "Daha fazla burada duramazsın. Endişelenmiş olmalılar." Bana bakmaya devam etti. Ellerimi omuzlarından çekip başımla evi gösterdim. Bende mağaraya geç kaldığımda Keegan'ın ne kadar endişelendiğini bilirdim, küçüktüm ama korkusunu ve beni gördüğünde aldığı nefesi unutmazdım. Benim ailem Keegan, Swinyer ve diğerleriydi ve onların yanına asla korkuyla gitmiyordum.

Küçük insan evine doğru yürümeye başladı. Aramız biraz daha açılınca durdu, arkasını dönerek bana o küçük gülümsemesini yolladı. Güzel gülümsüyordu. Ben de karşılık olarak el salladım. Adımlarına devam etti ve kapının önüne gelerek bir kez tıklattı.

Kapı açıldıktan sonra kızın gülümsemesinin gittiğini gördüm. Bir kol kızın omzundan tutup içeriye almıştı. Sert bir tutuş değildi ama kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu.

Arkamı dönmek istemiyordum. Buradan uzaklaşırsam sanki bu kıza kötü bir şey olacağını düşünüyordum. Çalılıkların arasından çıktım. Eve doğru adımlarken elim, belimde asılı duran Keegan'ın nefesi ile yapılmış küçük hançerime gitmişti. Kapının yanına gidip sırtımı buz gibi duvara sabitledim. Soğuk bir etki, vücudumun sıcaklığını bir nebze de götürmüş ve beni ferahlatmıştı.

Onları açık pencereden dinleyecektim. Başımı soluma çevirdim ve açık pencerenin yanına gitmek için uzun bir adım attım.

"Nerelerdeydin kızım?" Yumuşak ve meraklı bir kadın sesi duyduğum için yüzümdeki çatılı kaşlarım biraz dağılmıştı.

"Ekmek getirdim," Masum sesin kime ait olduğunu biliyordum. "Açsındır diye sana da bıraktım anne." dediğinde bir hıçkırık sesi duydum. Ağlıyordu. Bu yutkunmama sebep olmuştu. Bu kasaba bu kadar mı yoksundu? Krallık yardımda bulunsaydı belki biraz daha durumları iyi olabilirdi.

Thita - Yakut HançerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin