BÖLÜM 33 ∞♦ Anahtar ♦∞

3.1K 173 56
                                    

Bölüm 33 "Anahtar"🚪

🔥

Beni ne yapmış olursam olayım, her şeyin bir sebebi olacağını bilerek sevmeni istiyorum.

🔥

Yolculukta her zaman güven lazımdı. Marcus, bu güveni çoktan yıkmıştı. Gözlerinin önünde, sevdiği kardeşini güvenmediği adama emanet ederek hata yapmıştı. Kardeşini kendi atına alabilirdi lakin konuşacaklarını biliyordu. Hem Tyrone ile bunun yüzünden tartışmışlardı. Çabuk pes etmeyen biriydi. Eliana'nın 'kabul et' bakışını gördüğünde şimdiye kadar hep homurdanmıştı. Mola verdiklerinde kesinlikle geri durmayarak Eliana'yı Tyrone'dan alacaktı.

Eliana, iyi olduğunda takımı alıp atlara götüren Taylor sayesinde kaleden kaçmışlardı. Ordunun neden geldiğini hâlâ öğrenememişti. Bu düşünceyle kaşlarını çatıp yanındaki Alaric'e döndü. Üzerinde uçan yavru anka çok ses çıkarıyordu. Bu yüzden de Alaric hep ninni söylüyor ve insanların uykusunu getiriyordu.

"Komutansın sen, kendine gel." diye homurdandı.

Alaric, ağrıyan çenesini ovalayarak yandan Marcus'a baktı. "Ankayı sana verip komutanlığıma geri dönebilirim."

"Birkaç gün komutan olmasan da olur." dedi Marcus baygın bakışıyla ileriye bakarken.

Alaric sırıtıp gözlerini öndeki çifte çevirdi. Tyrone, dik pozisyondaydı. Bel kısmındaki hançeri gün batımında parlıyordu. Kaç saatir at üzerinde oldukları için düşünceleri kalçasına gitti. Hissedemiyordu!

Marcus'un gözleri Tyrone ve Eliana'dan ayrılmıyordu. Dikkatini çekmişti. "Muhafızı sevmiyorsun." dediğinde Marcus kaşlarını yukarı kaldırarak başını salladı.

"Ne büyük tespit!" dedi alayla.

Alaric homurdandı. Yol boyunca Tyrone'un taklidini yapmıştı. Aralarında geçen konuşmayı anlatırken taklidini komik yaptığı için Alaric koca kahkahasını engelleyememişti. Bu yüzden anka kuşu susmamış, ninni söylemek zorunda kalmıştı. Marcus'a da laf atmaktan geri durmamıştı.

Calep, Katherine sayesinde ağrısız yola çıkmayı başarmıştı. Diş izleri çok derin olduğu için izler kalıcıydı, ağrıları arada kendini belli ettiriyordu. Calep, zümrüt hançerle birlikte krallığı gördüğü ve gittiğinden dolayı yolu yönlendiriyordu. Dryden ise mola yerlerini ayarlayacağını söylemişti.

Onların arkasında Taylor ile Katherine dururken bir arkası Tyrone yer alıyordu. Marcus arkada durmakla çok iyi yapmıştı. Her iki kardeşi gözlerinin önündeydi.

"Tyrone katil olduğunu kardeşine açıklamadığını söylüyorsun. Eliana da Keegan ile arasında geçen olayı anlatmıyor. Merak ediyorum. Baba-kız ne yaşadılar da bu kadar kötü oldular. Keegan olaydan sonra koca ormanı kül etti. Eliana aslana dönüşüp ormana kaçtı." Marcus'a döndüğünde onun gözlerindeki imayı anlayarak devam etti. "Prens gibi konuştum, farkındayım. Dediğim şu; ikisi de sır saklıyor. Kendi aralarında çaresine baksınlar. Eğer ki yapamazlarsa araya sen girersin. Zaten geri duracağını da sanmıyorum."

"Öğüt verip durmaktan geri çekilme, komutan." Haklıydı. Niye haklıydı ki? Koca burunluydu, sesli işiyordu. Kesinlikle anka bir şey yapmış olmalıydı. "Ordu niye geldi?" diyerek sordu.

Thita - Yakut HançerWhere stories live. Discover now