BÖLÜM 27 ∞♦ Yalan ♦∞

3.6K 215 52
                                    

|Bölüm 27: "Yalan" 💔

🔥

Söylediklerin gerçeklerin arasındaki beyaz yalanlar olsun. Çünkü artık dediklerine hiç inanasım yok.

🔥

Duyduğum cümle, hızlı ve kolay tek çözümdü. Yumurtayı cani gibi kırmak istemiyordum. Marcus'un gözleri Keegan'a gitmişti. Keegan direk bana bakıyor, ne yapacağımı bekliyordu.

Taşı düşürüp yumurtayı kucağıma çektim. "Kanatlarını çekebilirsin." dediğimde Keegan geri çekildi. Tam kendini çekmese de kapı boyutunda bir aralık bırakmıştı.

Calep gözüktüğünde arkasında Tyrone vardı. Gözlerim onu gördüğünde yüzümde gülümseme oluşmuştu. Tyrone bana göz kırpıp sinirli suratını silmişti. Ayağa kalkıp yumurtayı ona uzattım.

"Kırılması yakın. Burada bir ateş yakıp yumurtayı yakın tutmalısınız. Bende Katherine ile ilgileneceğim."

Yumurtayı aldığında parmakları bana dokunmuştu. "Çabuk ol." dedi ve parmaklarımın arasından yumurtayı alıp geri çekildi. Calep çoktan Katherine'nin başındaydı. Elindeki zümrüt hançeri avucuna bastırıp bana baktı.

Bende hızlıca yanına gelip gözlerine baktım. Hançeriyle avucunu kestiğinde kan damlaları çimene düşüyordu. İşaret parmağımı kanına bastırıp geri çekildim. Katherine'nin kalbinin üzerine dokunup büyüyü tekrarladım.

Kalbinden çıkan siyah duman havaya süzüldüğünde Keegan burnuyla derin nefes verip dumanı yok etmişti. "Kaybol." diye fısıldayıp geri çekildim. Katherine'nin gözleri kapalıydı. Yorulduğu için uyuyordu ve nefesleri de düzenliydi. Şu anlık bir sıkıntı göremiyordum.

"Düzeldi mi?" diye sordu Marcus. "Evet, sadece yorgun. Uyursa dinlenecektir." diye cevap verdim.

Keegan komple kanatlarını geri çekip Calep'a baktı. Calep ayağa kalkmayıp başını eğmiş, yumruklarını toprağa bastırmıştı. Marcus değişen ortamı hissettiğinde kardeşini kucağına alıp diğerlerinin yanına gitti. Çok uzakta değillerdi. Herkes konuşulanları duyabilirdi.

Zümrüt hançerde yerde havalanıp Dryden'in ellerine düşmüştü. Dryden göz kırparak hançeri salladı ve sırtını bana çevirdi. Tyrone ve Alaric ateş yakıyorlardı.

"Merhaba eski dostum," dedi Calep.

Eliana bedenine gireceğim. Diyerek bana söz hakkı vermeden bedenimi kontrol altına alan babama şaşkınca bakmıştım.

İlk defa bedenimi kullanmak için sesi arzulu çıkmıştı. Kabul ettim anlamında gözlerimi kırptığımda içimden geçen ani aurayı algılamıştım. İçime yeni bir güç girmişti. Rahatsızlanacağımı düşünmüştüm, öyle bir şey olmamıştı.

Güçlü, yenilmez hissediyordum. Yeni güçlere ulaşmak istesem de görülmez duvara çarpıp duruyordum. Bu yüzden geri çekilip kontrolü Keegan'a bırakmıştım.

Calep'in önüne geldim. Elimi kaldırıp omzuna birkaç kez vurdum. Calep eminim ki olanları anlayacaktır.

"Bana boyun eğmen seni affedeceğim anlamına gelmiyor, Calep Myless." dediğimizde sesimdeki değişik tonu duymuştum. Sadece izleyebiliyor, olayları kavrayabiliyordum. Keegan aynı duruşuyla arkamda duruyor, gözleri tek odak halinde beni izliyordu. Nefes alış-verişi devam ediyordu. Sadece hareketleri, gözleri ve bedenimdi.

Calep, kafasını kaldırıp benimle göz göze geldiğinde hiçbir şey demeden bakmıştı. Kaşlarımı çatarak diğerlerine baktım.

Marcus kardeşiyle ilgili olduğu için olayı daha anlamayamamıştı lakin diğerleri sesimdeki farklılığı duydukları için hızlıca bana dönmüştü. Dryden'in düşüncesini çok net duyuyordum.

Thita - Yakut Hançerजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें