BÖLÜM 9 ∞♦ Aramızda ♦∞

5.3K 347 18
                                    

|Bölüm 9: "Aramızda" 🍴

🔥

Bir kişi ördüğün tüm duvarları yıkabilir.

🔥

Siyah deri koltuğa yanlamasına oturarak ayaklarımı kendime doğru çekmiştim. Başımı koltuğun kenarına yaslayıp perdesi olmayan pencereden bana göz kırpan yıldızlara bakıyordum.

Üzerimdeki pelerinin içine girmek istercesine daha çok sokuldum. Ellerim dizlerimin üzerinde birleşikti. Kapüşonumu çıkardığımdan beri bir şey dememiştim. İçimde kötü bir his oluşmuştu. Sadece nefes alış-verişlerim odada duyulan tek sesdi.

Kapının açılma sesini duyduğumda o tarafa doğru döndüm. Marcus gözlerini bana dikerek elindeki orta boy tepsi ile yanıma doğru adımlıyordu.

Yemek kokusu burnuma geldiğinde midem guruldamaya başlamıştı. Tanıdık bir koku alıyordum ama tuhaf olan bir şey vardı. Doğrularak ayaklarımı bağdaş yapıp onun karşıma oturmasını bekledim.

Midemin guruldadığını duymuş ve gülmüştü. "İsyan bayrakları çekilmiş." dediğinde bir dizini kırıp koltuğa oturdu ve geriye yaslandı.

"İki gündür yemek yemiyorum." diye sessizliğimi bozdum.

"O zaman iyi ki varım." dedi egolu halini göstererek.

Göz devirdiğimde eline bir çelik parçası almıştı. Üç tane sivri ucu olan çeliği yemeğine batırıp ağzına götürdü. Kaşlarımı çattım. Gerçekten insanlar hakkında daha çok bilgiye ihtiyacım vardı.

Keegan'ın bana gösterdiği görüntüler sayesinde insanlar hakkında bilgi öğrenmiştim. Öğrendiğim bilgilerin çoğunu gerçekten lazım olursa diye almıştım. Galiba benim dışarı çıkmamı tahmin edemiyordu. Öğrenmem lazımdı ama nasıl yapacağımı bilemiyordum.

"Hadi yemeğini ye." diyerek gözleri ile yemeği işaret etti. "Yoksa senin tarafından parçalara bölünüp miden de olmak, istediğim son şey." Tepsinin üzerinde duran diğer demiri elime aldım.

Bakışlarımı onun eline götürüp nasıl tuttuğunu incelemeye başladım. Tutuşunu gördükten sonra bende öyle tutmaya çalıştım ve yemeğe daldırdım. Ağzıma atarken gözlerinin bende olduğunu gördüm. Yemeğimin tam ağzıma atarken durdurdum.

Tek gözümü kısıp sağ tarafa başımı eğdim. O ise gözlerini saçlarıma götürdü. Yemeğimi ağzıma götürüp çiğnemeye başladım. Sıcaktı, hem de çok sıcak!

Ellerimi ağzıma götürüp rüzgar oluşturacak şekilde salladım. "Çok sıcak! Bu ne böyle?" dediğimde halime bakıp gülmeye başladı. Yavaş bir şekilde ağzımdakini çiğnedim.

"Patates." dediğinde gene bir bilinmezlikte kayboldum. Bu hiç adil değildi! Bunlar gereksiz değildi. Yemek yiyorlardı. Nasıl yenilmesini öğrenememek çok kötüydü!

Aklımda Keegan'ın anlattıkları vardı. Başka bir şey bilmiyordum. Yemeye devam ettim. Sessizlik içinde süren yemeğimiz birkaç dakika sonra bitmişti.

Marcus tepsiyle odadan çıktıktan sonra ayağa kalktım. Peşinden gidip evi gezecektim. Hep oturmak canımı sıkmıştı.

Dışarı çıktığımda önümde uzun bir koridor vardı. Sağ yanımda iki kapı, sol yanımda ise bir tane kapı vardı. İlerledim. İkinci kapıdan geçtiğimde içeride tıkırtı sesleri duymuştum. Yani Marcus içerideydi. Koridorun sonuna doğru gittim.

Thita - Yakut HançerWhere stories live. Discover now