BÖLÜM 37 ∞♦ Barış ♦∞

2.1K 138 59
                                    

Merhabalar, nasılsınız?
O karamsar bölümden çıkıp bu bölüme geçmek o kadar zordu ki... Neler yazıp yazmasam aklımda çok dolaştı. Ama yazar da bu demek değil midir? Sorunlarla, kurgularla savaşmak... Kurgu üretmek...

Bu zamana kadar öğrendiklerimiz sonraki öğreneceklerimizin yanında halt yemiş bence. O derece yeni bilgiler öğreneceksiniz.

Başlayın bakalım.

Bölüm 37 "Barış" 🍻

🔥

Geçmişin; arkanı bırakmayan bir kuyruk. Geleceğin; sivri keskin dişlerin...

🔥

Taylor Eirenin;

 Karşısındaki insanların yanında kendini prens gibi hissetmiyordu. O Eirenin Krallığı'nın varisiydi. Bir prensti ve yükümlülükleri vardı. Hatırladıkları onu prens yaparken yaşadığı şeyler onu prenslikten çıkarıp normal bir insan haline getiriyordu.

Çektiği kan kokusu en yakın dostunun vahşi yönüyle çıkmış bir katliamdan geri kalan iki şeyden birisiydi. Diğeri ise insanların yaralarından akmaya devam ettiği kan kokan cesetlerdi. Kucağındaki anka kuşu sakince uyuyordu. Gözleri Calep'a gittiğinde gördüğü soluk ışıklar bir beklenişin sonuçlarıydı.

Oğlu bir katildi.

Tyrone, kan akan kılıcıyla geri döndüğünde gözlerindeki vahşet devam ediyordu. Prens ayağa kalkıp onun yanına gitti. Tyrone'un gözleriyle karşı karşıya geldiğinde sıkıntılı nefesini vermişti. "Kılıcın bizi korumak için kan akıttı, muhafız. Görevini tamamladın."

Bu cümleyi Tyrone duymasaydı biliyordu ki onlardan ayrılıp kılıcına bakarak soyutlaşacak, uzaklaşıp bir ağacın altında beyninden geçen görüntülere kapılacaktı. Ama prens böyle dedikçe bir nebze de ruhu ferahlıyordu. Boşuna kan akıtmadım, diyordu.

Prens bir dost olarak dostunun yaptıklarını örtüyordu. Biliyordu ki kendisi de böyle yapmazsa onu kendisinden uzaklaştıracaktı. Kral babası, Tyrone'u bu hale getirmişti. Her zaman bunu hatırlayarak babasını suçluyordu. Babasının tek hatası buydu. Tyrone kan akıttıktan sonra babası bu cümleyi kurar ve krallık için iyi bir şey yaptığını söylerdi. Babası kral olabilirdi ama dostunu kullandığını hissediyordu.

"On yıl önce bıraktığın oğlun değişti, Calep," dedi prens, Tyrone'dan çektiği gözlerini ona çevirerek.

"Katildi, katil diye anılıp ölecek." Dedi Dryden. Alaric'in yarasına yerleştirdiği bitki yapraklarını bastırdı.

Marcus'a baktı. Gözlerini çektiğini gördü. Kaşları çatıktı ve dostu için kötü düşüncelere kapılmıştı. "Burada fazla kalamayız. Alaric'i taşıyıp gidelim." Diye önderdi prens.

Thita - Yakut HançerWhere stories live. Discover now