BÖLÜM 42 ∞♦ Gelecek Yazgısı ♦∞

1.3K 127 28
                                    

Biz geldik!
Ben iyiyim, sizler nasılsınız?

Bölüm 42 "Gelecek Yazgısı"

🔥

Acıyan noktalardan gerçeği görerek tekrar parçalanıyorum.

🔥

Ay ışığının altında izlediğim geceyi arkamda bırakıp sürünün arasından geçerek eve doğru koşmaya başladım. Sürüyle buluşmadan önce dönüşmüş, yanlarına gelip kraliçeleri olduklarını göstermiştim. Swinyer ile bağımı bildikleri zaman liderleri olmuştum. Aslan halimdeki kokuyu daha yeni aldıkları için ilk önce yabancı bir şekilde karşılanmıştım.

Artık beni biliyorlardı ve düşündükleri tek şey liderleri Swinyer'dı. Aslanlar, liderlerini asla bırakmazlardı. Beni bu gecelik liderleri ilan etmişlerdi. Onlara lider olmuştum, bir aslan gibi avlanmış ve ormanda koştum.

Alaric için kükrediğim zaman içimdeki acıyı dışarıya vermiştim. Bu kükreme bir lider kükremesi değildi. Acının haykırışıydı. Bir yerleri acıyı ortaya çıkararak dağıtmak yerine acıyı benimseyip kabul etmeliydik.

Şimdi ise Tyrone'un yanında uzanmak için ağaçları geçip evime koşuyordum. Beni beklediğini, benimle uyuyacağını bu yüzden kapıda beni gözetlediğini söylemişti. Tyrone'u istiyordum.

Keegan'ı hissettiğim dakikalar olmuştu. Ormanın içinde onun gözlerini üzerimde hissetmiştim. Son kavgamızda ona karşı çok sert davranıp davranmadığımı sorgular olmuştum.

Haklı değil miydim? Bir insanın ölümünü sağlamıştı ve bilerek önümde bunu gerçekleştirmişti. İnsanları sevmeyebilirdi lakin bunun sınırı olmalıydı. Kadim varlık olarak ölümle oynamaya hakkı yoktu.

İnsan oluyordum. Vahşiliğimi bir kenara atacak kadar değildim ama duygularım insan olmaya yetiyordu. Merhametliydim, vicdanlıydım, lider halimden daha çok şefkatliydim, arkadaş canlısıydım. Ben bir insandım.

Gördüğü gelecek yazgısını görmeliydim. Beynimin içinde bastırılmıştı. Gün yüzüne nasıl çıkarmam gerektiğini bilmiyordum. Aslan tarafım bastırmıştı. Aslan tarafım mı açığa çıkarmalıydı?

Eve git, prenses. Sana yardım edeceğim.

Yazgıyı gösterecek misin?

Evet.

Biraz daha hızlanarak heyecanlı bir şekilde eve koştum. Aslanlar ormanda duracak, insanlara saldırmayacak ve kasabaya inmeyecekti. Liderlerini geri istedikleri için sabırlıydılar. Swinyer iyileşip aralarına geri dönecekti. Sadece sabahı beklemeleri lazımdı.

Evi gördüğüm zaman köşeyi dönmeden bekleyip hızlıca insan formuma dönüştüm. Aslanıma alışıyordum, eskisi gibi sıkıntı olmuyordu lakin artık bazı şeyleri daha çok algılıyor ve duyuyordum. Hislerim daha kuvvetliydi. Aslanları daha iyi anlıyordum. Aslanlar için Swinyer'ın katkısı daha büyüktü. Onun sayesinde bu zamana kadar aslan gibi büyümüştüm. Şimdi kendim bir aslan olup büyüyecektim.

Doğrulup gözümün önüne parmaklarımı getirdiğimde boynumun arasından geçen ılık rüzgarın esintisini hissetmiştim. Çıplak olarak ormanda utanmıyordum. Yakınımda beni çıplak görecek tek kişi evi kapısının önündeydi. Gözlerimi hızlıca etrafta gezdirip ağaca tutundum.

Tyrone kapının önünde yere oturmuş, sırtını kapıya dayamıştı. Onu gördüğüm zaman odaklandığım tek noktaydı. Yüzümün ciddi kraliçe hâli yok olunca gülümsedim. Tyrone, içimdeki ateşlerin atasıydı.

Thita - Yakut HançerWhere stories live. Discover now