BÖLÜM 14 ∞♦ Prens Taylor ♦∞

4.4K 303 34
                                    

|Bölüm 14: "Prens Taylor"

🔥

Özlediklerinizin değerini uzaklaşınca değil, anılarla anlarsınız.

🔥


Yola çıktığımızdan beri çok sakindik. Yani Marcus ve Alaric hiç tartışmamışlardı. Ben de sesimi çıkarmadan yolda ilerliyordum. Bana sesleneni de daha da hiç duymamıştım.

Keegan ve Swinyer'ı da hiç hissetmemiştim. Ormanda önemli işleri mi vardı acaba? Onlarsız saatler can alıcıydı. Bazen gitmese miydim, diye düşünüyordum. Ormanda kalçamın üzerinde otururdum ya da dövüşler öğrenirdim. Yeni yeni bilgiler alırdım.

Ama Marcus bu düşüncemi süpürmüştü, kısmeni.

"Sen bir komutansın." dedim gözlerimi yerden alıp Alaric'e bakarak. "Korkmaman lazım."

"Korkmuyorum," dedi yandan bana bakarak. "Anlatılanlar ve bilip gördüklerimiz oraya gidilmeyeceğini söylüyor."

Marcus kaşlarını kaldırarak sırıtırken bir şey dememesi için başımı iki yana sallamıştım.

"Gidenler geri dönüyor ama..." dedim.

"Ormana gidip ne yapacaksın?" dediğinde önüne döndü. "Hayvanlarla avcılık mı oynayacaksın?"

"Hayır," dedi Marcus kaşlarını çatarak. "Yeni türler her zaman ilgi çekicidir. Burada bulunmayan bitkiler orada var. Hastalıklarımızın şifası olabilecek türler, özellikle vebanın.." dedi mırıldanarak.

"Vebanın geçtiğini biliyorsun. Artık kimse o hastalığa kapılmadı."

"Gizlice saklıyorsa?" dedim aralarına katılarak.

"Onun hatası. Bize göstermeyerek kendini ölüme atmış demektir." dedi ve biraz hızlandı. Aramızı da böylelikle açmış oldu.

Marcus'a baktığımda dizginleri tutmuş, öylece ileri bakıyordu. Ne düşünüyor ki bu kadar dalgındı?

"Marcus." dedim beni dikkat etmesi için sesimi yükselterek. Alaric beni duyarken yavaşladı.

"Ne oldu?" derken irkildi ve bana baktı.

"Dalgınsın."

Alaric eski hızına kavuşmuştu. Önemli bir şey olduğunu sanıp merak etmiş, yavaşlamıştı ama şimdi fark atarak ilerliyordu.

"Annemin hastalandığını sana söylemiştim." dediğinde başımı salladım. "Hastalık, vebaydı."

"Yani," dedim tahminimi söylemek için devam edecektim ama Marcus benim yerime söylemişti.

"Ölümünü beklemişti." dediğinde dizginleri gevşek tutuyordu. "Şifacıyla yanına gitmemi istememişti."

"Üzgünüm," dedim üzülerek.

"Olma." diyerek gözlerini çekti.

"Keşke o vakit sizin yanınızda olsaydım."

Kendimi bildim bileli ormandan birkaç günlüğüne uzaklaşmak istemişimdir. Tabi Keegan vardı. Eğer onu annesi ölmeden önce bulsaydım onun için her şey değişebilirdi. Annesi benim sayede yaşayabilirdi. Yaşatmak için elimden geleni her şeyi yapardım.

"Şimdi yanımdasın ya," dedi göz kırparak. İleri bakıp kaşlarını çattı. "Alaric baya ileride. Gel, biraz hızlanalım."

Gülümseyip atlarımıza emir verdik. İlerlerken Alaric sesimizi duymuş gibi daha da hızlanmıştı. "Yarış istiyor." dedi alayla.

Thita - Yakut HançerWhere stories live. Discover now