BÖLÜM 9• GÜN 8''

58K 5.4K 3.5K
                                    

Medya: Chibi Oyunbaz ekibi. Yüzlerini mıncırasım geliyor. Sizce en tatlı hangisi?

Şarkı: Apparat- Goodbye. Türkçesini aşağıya bırakıyorum.

[Beni yatağa ser lütfen
Ve ışıkları kapat

Ellerini katla
Bana bir işaret ver

Yalanlarını dizginle

Yanıma uzan

Çığlıklarıma kulaklarını tıka
Düşüncelerini toprağa göm ve uykuna dal

Anla, anla
Ben sadece kötü bir rüyaydım

Yatak örtüsünü bırak

Gözyaşlarımı çeksin

Tek çıkış yolunun yok olduğunu görün
Bana nedenini anlatma

Bana elveda öpücüğü ver

Ne hiç ne de asla için
Elveda]

İyi okumalar!

• • •

Afra Ahsen Çakmak / Tutsak 7

8 Mayıs 2021

Kahvaltı faslı uzun sürmedi. 

Sarp hariç hiçbirimizin tıka basa doyacak kadar yemek yiyecek hali yoktu. Kahvaltılıkların üzerinde olan bakışlarımız dalgındı. Yine de zar zor bir şeyler atıştırmayı başarmıştık. Sarp ise tabakta kalan her şeyi silip süpürürken oldukça halinden memnun gözüküyordu. Altı tane iştahı kapalı insanla birlikte yaşamak en çok onun işine geliyor gibiydi. Bu yüzden Gökhan'ın dokunmadığı tabağını da tertemiz hâle getirirken belli belirsiz gülümsüyordu.

Mete ve Sarp her zamanki gibi sofraya elini sürmeden kalkıp oturma odasına geçti. Çağrı da çaktırmadan bir şeyler geveledi ve onların peşine takıldı. Kalanlarla birlikte iş birliği içinde masayı topladık. Sıra bulaşıkları yıkmaya geldiğinde sıranın Gökhan'da olduğunu öğrendim. Diğerleri içeriye geçerken mutfakta kaldım. Kutay mutfağın kapısından çıkarken bize sorgu dolu bakışlar attıktan sonra cebimdeki telefona kaçamak bir bakış attı. Ardından mutfaktan ayrıldı.

Gökhan'la mutfakta yalnız kaldığımızda derin bir nefes aldım. Elimi mutfak tezgâhının mermerine dayayıp gözlerimi kirlilere diktim. "Bugün iyi görünmüyorsun," dedim yavaşça. "İstersen bulaşıkları ben yıkayabilirim. Sen içeriye geç."

Gökhan kafasını öne eğdiğinde siyah, birbirine girmiş saçları yüzüne doğru döküldü. Saçları solgun teniyle öyle büyük bir tezat oluşturuyordu ki teni olduğundan da beyaz görünüyor gibiydi. "Sorun değil," diye mırıldandı pürüzlü bir sesle. "Ben yıkarım."

"Ben..." Dilimi dudaklarımda gezdirdim. Ağzım kurumuştu. "Biliyorum, aramızda çok yaş farkı yok ama en küçüğümüz sensin. Üstelik Çağrı'nın sana davranış şeklini düşününce... İki ayda burada güzel zaman geçirdiğini sanmıyorum." Durdum. Daha ne söyleyebilirdim ki? Onu tanımıyordum. Ona güvenmiyordum. Neden dün olanlardan diğerlerinden fazla etkilendiğini de bilmiyordum. Belki korkuyordu. Ölüm'ün ona söyleteceklerinden korkuyordu.

Belki de saklayacak bir şeyleri vardı.

Yine de ona yardım teklif etmekten kendimi alamamıştım. Berbat görünüyordu. Benim gibi burada tutsaktı ve işin aslı kötü biri olduğunu düşünmüyordum. Sessiz, sakin ve gerektiğinde kendini savunan yapısını sekiz gün boyunca incelemiştim.

OYUNBAZ 7 TUTSAK 1 ÖLÜ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin