BÖLÜM 32• GÜN 32

46.3K 4.5K 6K
                                    

🎵 IC3PEAK Плак Плак (Plak- Plak) Karakterleri yansıttığını düşündüğünüz yerlere yazmayı unutmayın ♥

[Annem dedi ki: "İtaat et." 

Ben baskıya gelemem, her şeyi daha da berbat ederim böylece 

Babamın gittiği cezalandırma yolundan gitmiyorum 

Yıldızlar yerine bombalar tutuyorum]

Keyifli okumalar!

• • •

Afra Ahsen Çakmak / Tutsak 7

1 Haziran 2021

Nasıl olduysa zihnimi boşaltmayı ve uyumayı başarmıştım. 

Bunu sabah zil sesiyle, daha az baş ağrısıyla uyandığımda fark ettim. Banyoda hızla işlerimi hallettikten sonra geri geri giden adımlarımla odadan çıktım. Mutfağa gitmeden önce kısa bir an oturma odasına duraksayıp dış kapının önündeki kırmızı şeritli bölgeye kısa bir bakış attım.

Üstünden iki gece geçmişti. Buna rağmen o yaşanılanları kabullenmiştim ve yaşamaya devam etmeye çalışıyordum. Bunu yapmaya çalışmak bana her zamankinden korkunç geliyordu çünkü kabullendiğim şey bir ölümdü. Bir ceset. Artık hayatta olmayan biri.

Kahvaltımız önceki sabah olduğu gibi geçti. Mete bir yandan yemek yerken bir yandan Sarp her an kusabilirmiş gibi dikkatle gözleri dolu dolu olmasına rağmen her şeyi mideye indiren Sarp'a bakıyordu. Diğerlerinin yediklerinin miktarı her gün yediklerine yakındı. Sadece bazı şeyler farklıydı. Hepsi her zamankinden daha uykusuz gözüküyordu. Egemen'in huysuzluğu her zamankinden fazlaydı. Kutay'ın enerjisi sönüktü. En normal, önceden olduğu gibi davranan kişi Gökhan gibiydi.

Gerçi onlara göre bu en normal davranan kişi ben de olabilirdim. Öyle görünüyor olabilirdim fakat düşüncelerimi, zihnimdeki mezarlığı bilmiyorlardı. Bu yüzden Gökhan ne kadar her şeyle başa çıkabiliyormuş gibi gözükse de onun da kafasının içinde yolunda olmayan bir şeyler olduğunu düşünüyordum.

Bu yüzden mutfakta kaldım. Gökhan ve ben hariç herkes içeri geçmişken daha önce yaptığımız gibi bulaşıkları yıkamaya başladık.

Köpüklü tabağı uzatırken gözlerine kadar dökülen dümdüz, siyah saçları arasından bana bir bakış attı. "Dökülmeye başla," dedi her zamanki ifadesiz sesiyle. "Benimle konuşmak istiyor gibi duruyordun. Yanlış mı anladım? Bir ayda az buçuk tanımışımdır seni diye düşünüyordum."

Onunla nasıl konuşacağımı defalarca düşünmüştüm. Yine de aptal gibi kötü bir başlangıcı seçtim çünkü düşündüğüm her şey zihnimden uçup gitmişti. "Sende tuhaf olan bir şeyler var," dedim yavaşça. Bakışlarının sertleştiğini görünce aceleyle ekledim: "Hayır... Demek istediğim 'o' mevzular değil. Kimden hoşlandığın beni hiç alakadar etmiyor. Bahsettiğim şey başka bir tuhaflık."

Gözlerindeki o ifade kaybolsa da hâlâ tuhaf bakıyordu. "Peki ya sen kendini sorgulamayı hiç denedin mi?"

Daha bana soru sormadan saldırıya geçmesi karşısında kaşlarım istemsizce çatıldı. "Anlamadım?"

Ellerini durulayıp ıslak ellerini kurulmadan bana döndü ve bana doğru birkaç adım attı. "Ben buraya oyun oynamaya gelmedim," dedi kendinden emin bir şekilde.

OYUNBAZ 7 TUTSAK 1 ÖLÜ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin