BÖLÜM 69• GÜN 94

24.2K 2.7K 3K
                                    

🎵Selena Gomez - The Heart Wants What It Want

{
Biliyorum biraz deli gibi davranıyorum
Sinirli, biraz da kararsız
Elim kalbimde dua ediyorum, buradan çıkmak için

Yatak soğuk ve sen burada değilsin
Tutunmakta olduğumuz gelecek çok belirsiz

Haklı olabilirsin, ama dikkate almıyorum
Senden ayrılmam için milyonlarca sebep var

Ama kalp istediğini ister

Beni paramparça bir halde yakaladın
Yıldızlar kadar parlak ve göz alıcı
Beni Venüs gibi aydınlattın
Ama sonra kayboldun ve beni bekletiyorsun
Ve her saniye işkence gibi geliyor

Bu modern bir peri masalı
Mutlu sonlar yok, yelkenlerimiz için rüzgar yok
Ama sensiz olduğum bir hayatı hayal edemiyorum
Nefessiz kalan anlarımız
Beni yıkıyor, yıkıyor, yıkıyor
}

İyi okumalar ♥

• • •

Afra Ahsen Çakmak / Tutsak 7

2 Ağustos 2021

Ölüm bize toparlanmak için zaman vermemişti.

Eskiden aramızdan birinin daha sırları ortaya çıktığında bunu konuşmamız için bize zaman verirdi. Kavgalar olurdu. Ahlaki değerleri ne kadar taşıdığımızı bilmediğimiz ruhlarımızla birbirimizi yargılardık. Herkes birbirinin geçmişini sertçe eleştirirdi. Dudakları yukarıya hiç kıvrılmayan bazılarımızın aksine, bazen Çağrı'nın ve Sarp'ın kahkahaları bu evde duyulurdu. Daire 13, birkaç günlüğüne cehennemden beter bir kaosa sürüklenirdi. Yine de bu kaosun sonunda sıradaki kişi için hazır olurduk.

Hepimizin geçmişinde hatalar vardı ve hatalar, geçmişten arınmış ruhumuzun üzerinde kara bir leke gibi görülmeyi, duyulmayı bekliyorlardı.

Sıra sana gelene kadar, "Benim saklayacak hiçbir şeyim yok," derdin.

Benim saklayacak neredeyse hiçbir şeyim yoktu.

Yine de Ölüm, bu sefer bize toparlanmak için bile süre vermemişti.

Hepimiz kırmızı bölgenin güvenli tarafındaydık. Komik bir şekilde hepimiz beyaz tişörtler giymiştik. Üzerindeki minimal baskılar değişse de rengimiz beyazdı. Basit bir renk ruhumuzu aklayabilecekmiş gibi...

Kutay elleri ceplerinde, bizden biraz daha uzakta duruyordu ve genelde bizi inceliyordu. Konuşmuyor, öncelik almıyor ya da yorum yapmıyordu. Susmasına rağmen bile oklar ona çevrilebilirdi, bunu farkındaydı. Kimse ona günaydın dememişti. Herkes ona ters ters bakmak dışında onu tamamen görmezden geliyordu.

Kırmızı bölgeye bırakılan tepsileri sayma gereği duymamıştım. Gözlerim direkt kendi tepsime kaymış, orada ağrı kesici ilaçları görünce belli etmesem de rahatlamıştım. Yine vücudumda ağrılarla uyanmıştım ve ağrılar alışamayacağım kadar şiddetliydi. Kemiklerim çürümüş gibi hissediyordum.

Tepsileri sayan kişi, elbette Gökhan olmuştu. 

"Sadece altı tepsi var," dedi Gökhan kısaca gerçeği dillendirerek. Beyaz giymek mi yüzünü solgun göstermişti yoksa bu sayı mı renginin atmasına neden olmuştu, bilmiyordum.

OYUNBAZ 7 TUTSAK 1 ÖLÜ (+18)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ