BÖLÜM 2• GÜN 1'

86.7K 6K 11.4K
                                    

Medya: Ölüm.

Uyarı: Çok fazla küfür içerir. Sosyal hayattan uzak kalmış erkekler, ne olsun... Küfürler aralarında kız olduğu idrak ettikçe günden güne azalacak. Rahatsızlık için özür dilerim ♥

İyi okumalar!

• • •

Afra Ahsen Çakmak / Tutsak 7

1 Mayıs 2021

Göz kapaklarıma binen ağırlık, vicdanımın çektiği ağrıyla yarışırdı.

Kafatasımın içinde taşıdığım kan, beni boğuyor gibiydi. Öyle ki boğulan düşüncelerimden ses bile gelmiyordu. Düşünemiyordum. Hissedebildiğim tek şey, bedenimin belli belirsiz hissiyatıydı. Kollarım, omuzlarım ağrıyordu. Yanaklarımda belli belirsiz bir sızı vardı. Gözlerimi açmak istiyordum fakat bunun için gerekli güce sahip değildim.

Yavaş yavaş üzerinde yattığım yumuşaklığı hissetmeye başladım. Ardından uzaktan gelen, belli belirsiz fısıltıları işittim. Duyduğum şey, neredeyse sessizlikti. Fakat sakinleşmem için yeterli bir sessizlik değildi bu.

Göz kapaklarıma binen yükü zar zor kaldırmaya çalışırken bu bana öyle acı verdi ki, kapalı gözlerim doldu. Gözlüğümün burnumdaki baskısını hissedebiliyordum. Hatta biri gözlüğümü yüzüme yapıştırmış gibi burnumun gözlüğümle temas ettiği yer ağrıyordu.

Gözlerimi biraz olsun araladığımda ilk gördüğüm şey, kendi kirpiklerimin gölgesi oldu. Ardından gözlerimi tekrar kapatıp açtım. Görüntü netleşirken kendimi krem rengi bir tavana bakarken buldum. Gözlerimi birkaç kez kırpıp nerede olduğumu anımsamaya çalıştım. Odamın tavanı gece mavisiydi, krem rengi değildi. 

Evde değildim.

En son ben...

Tüm yaşananlar zihnime gülle gibi çökerken bütün bedenim baştan aşağıya ürperdi. Gözlerim irileşirken yattığım yerde aniden doğruldum. Koridorda, kamera yerine asılan silah, maskeli adam ve bedenimin sürüklenişi zihnimin içinde cirit atıyordu. Gözlerimle hızla etrafı taradığımda bir salonda olduğumu gördüm. Epey büyük bir televizyonun olduğu, üç farklı koridora açılan, büyük bir koltuk takımı ve kitaplarla dolu kitaplığı olan bir salondu bu.

Etrafta hiç kimse görünmüyordu.

Kaçırılmıştım.

Hayır, kaçırılmak doğru kelime olmazdı.

Bir kâbusa kendi ayaklarımla yürümüştüm.

Dikkatle etrafı dinledim. Etrafta hiç kimsenin olmadığına emin olduğumda ayaklarımı koltuktan sarkıtıp ses çıkarmamaya özen göstererek yere bastım. Tek düşünebildiğim henüz kimse etrafta görünmüyorken buradan çıkmaktı. Gözlerimi mutfağın içini biraz olsun görmemi sağlayan küçük koridora çevirdim. Mutfakta olan birileri olabilirdi fakat televizyona doğru yönelmediğim sürece beni kısa koridordan görmeleri imkânsızdı.

Ellerimi koltuğun kenarına dayayıp ayağa kalktım. Burası bir apartman dairesiydi. Kapıdan dışarıya çıkmayı başarıp çığlık atmaya başlarsam buradan kurtulabilirdim. Birileri sesimi duyabilmeliydi. Birilerinin sesimi duyması lazımdı. Bu umut dolu cümleleri düşünürken zihnimde bunları yıkan başka düşünceler beliriyordu: Burası bana dağ başı gibi gözükmüştü. En yakın bakkal ve market bile çok uzaktaydı. Bu tenhalığa aldırmadan nasıl buraya gelebilmiştim?

OYUNBAZ 7 TUTSAK 1 ÖLÜ (+18)Where stories live. Discover now