1. Bölüm

791 58 26
                                    

Oy verir misiniz? :) 

--- 
                                                  Mayıs, 759    

Kadın, istediğine kavuşmuştu. İçinden sevinç nidaları atıyor, durmadan yerinde zıplamak istiyordu ancak karşısındaki ruha bunu belli etmek istemiyordu. Dışı, içinin tam tersi gibi duruyordu; istediğini almış, zafer kazanmış bir anlam içeren küstah bir sırıtış ve haylaz gözleriyle bakıyordu.

25 yaşındaydı. Kızıl saçları,açık kahverengi gözleri, kilolu ve kısa bir bedene sahipti. Yüzündeki tek güzel şey küçük burnu ve iri gözleriydi. Çok kusuru vardı, ama halkın gözünde kusur olarak sayılan bir diğer kusuru onu evli ve çocuklu yaşıtlarından ayırıyordu.

Halk, kısırlığı kusur sayıyordu.
Halbuki kadının elinde değildi.

İki evlilik yapmıştı. İlk evliliğini 16 yaşında yapmış, 4 yıl evli kalmış, çocuğu olmadığında ise kocası onu terk etmişti. Halk ise ondan kusurlu diye bahsetmeye başlamışlardı, tek suçu çocuk sahibi olamamaktı. Ailesi yoktu, kimsesiz bir genç kızdı ve ilk evliliğini yaptığı yerden ayrılmış, şu an yaşadığı kente gelmişti. Onun yalnız ve kimsesiz oldugunu anlayan halk arasına almış, 20 yaşındaki genç kıza eş bulup evlendirmişlerdi.

Sonuç, hüsrandı.

İkinci kez de çocuk yüzünden terk edildiğinde 23'ündeydi. Halk tarafından kısır olduğu bir kez daha anlaşıldığında kaçmamış, onlara inat orada yaşamak istemişti. 2 yıl geçmişti, insanların bakışı ise hiç değişmemişti. Bu 2 yılda onda da değişen bir şeyler olmuştu.

Büyüye bulaşmıştı. İlk büyüsüyle ilk kocasının ölmesini sağlamıştı, ve bunu sevinçle karşılamıştı. Kilometrelerce ötede bile olsa eski kocasının tekrar evleneceği gün attan düştüğü ve atın onu tekmeleyerek zavallı adamı canından ettiği bütün her yere yayılmıştı.
İkinci büyüsünü yaptığında, diğer kocasını delirtmişti. Yakışıklı adamın bir anda delirmesini -üstelik karısını terk ettikten 7 ay sonra olması- halkta bir şeyleri uyandırmış ve bu sefer de kadını 'büyücü cadı' ilan etmişlerdi. Kadın da artık halkı umursamamaya devam ederek büyüye gittikçe batmıştı. Ve şu anda hayatı boyunca yapabileceği en büyük büyüyü yapmış, yasak olduğu halde 'çocukların ruhu' adıyla anılan ruhla işbirliğine girmeye çalışmıştı.

"Senin büyüyle başkasının çocuklarını çalabilecek kapasiteye sahip olduğunu biliyorum, Agnes. Peki neden beni çağırdın ve hangi kadının çocuğunu istiyorsun?" dedi çocukların ruhu. Görünen bir şey değildi, hafif bir silüete sahipti sadece ve kendi türünün tek örneğiydi.

"Adınızı bahşeder misiniz?" dedi Agnes.

"Ruhların adı olduğunu bilen bir büyücünün, başkasının çocuğu için beni çağırması -üstelik yeminlerle- oldukça hayret verici bir şey doğrusu. Earl." kadın tekrar gülümsedi, gülümsemesi oldukça küstahtı ve her şeyi ben bilirim havası vardı.

"Ruhların zeki olduğunu sanardım, Earl. Seni çağırırken dinlemedin mi beni yoksa?" diyerek dudaklarını büken kadına bakıp "küstah" dedi ruh sadece.

"Pekala atladığın kısmı söylüyorum sevgili Earl. Sana dedim ki:
Kısır bedene verilmeli mükafat,
Karşılığında fedakarlıkla.
Ver bana kanımdan olanı,
K

DUDAKLARIN KARARACAKWhere stories live. Discover now