2. Bölüm

503 49 26
                                    

Oy verir misiniz? :)

---

Şubat 764


"Sana kaç defa papatyalara alerjin var yaklaşınca hapşırmadan duramıyorsun diyeceğim, Per?" diyen annemin sesini duyunca bininci defa gözümü devirdim. Tabi o görmedi bunu, yoksa söylenebilirdi.

"Papatyalar en azından bana saldırmıyor anne." dediğimde kaşlarını çatarak yanıma geldi ve beni papatyalardan uzaklaştırmak için kucağına aldı ardından üstten bana bakmaya başladı.

"Kargalar, zararsızdır. Sana saldırmalarının sebebi sensindir, hayvancağızlardan kaçıyorsun sürekli." diyen annemin dediklerini düşündüm. Annemdi o haklıydı büyük ihtimal, çünkü her şeyi bana öğreten oydu. Yalan mı söyleyecekti? Ama yanılıyor olabilir miydi, çünkü hangi karga beni görse saldırıyordu ve özellikle çok sevdiğim uzun düz siyah saçlarımı çekiyordu.

"Anne babam nerede benim?" diyerek aklıma geleni söyledim.

"Bu da nereden çıktı? Sana baban olmadığını defalarca söyledim sen ise bana nerede olduğunu soruyorsun Per. Bir sorun mu var?" Beni kucağından indirdi ardından saçlarımı düzeltti, ardından okşamaya başladı. Annemi seviyordum, bana hep aynı sözleri söylese de beni dövse de benim iyiliğim için olduğunu söylüyordu, annemdi sonuçta bana yalan söylemezdi.

"Beni ihtiyaç için bahçeye yolladığında, biliyorsun orası evimize uzak, sen yanımda olmayınca çocuklar uzaktan bana bakıp güldüler. Ardından birisi yanıma yaklaştı. Sanırım benim gibi 4 yaşındaydı." diyerek tüm elimin parmaklarını gösterdiğimde annem baş parmağımı içe katlayarak doğrusunu gösterdi. Bende devam ettim, "Bana dedi ki büyücünün kızıymışım ben, sana öyle demesi üzdü beni, babam belli değilmiş. Ona babamın olmadığını söylediğimde annelerinin benim için 'şeytan tohumu' dediğini söyledi. Bunu babam olmadığı için söyledi sanırım, o ne demek anne? Bana neden öyle dedi ki?" bir anda saçımda olan eli duraksadı, saçımı avucunda topladı ve var gücüyle çekti.

Canım yandı, çok yandı. Ama o annemdi hepsini benim için yapardı.

"Sakın bir daha baba deme bana, bilmiyorum nerede olduğunu. Sana baban yok dedim, unut onu. Sen varsın ben varım, bak başka biri var mı? "

"Anne, lütfen bırak ben demedim o dedi bende sana anlattım, ah! Ah anne canımı yakıyorsun lütfen!" dedim göz yaşları içinde. Saçımı bıraktığında sevinmiştim ta ki yüzüme inen tokata kadar.

Annemdi o her şeyi benim için yapardı.

Ardından saçımı kavradı ve beni kapısını açtığı evden dışarı fırlattı. Yere düştüğümde dizlerim sızladı, baktığımda kanıyordu.

"Şimdi sevgili Perla, tekrar o bahçeye gidiyorsun ve geliyorsun. Ama bana sakın bir daha başka birinin lafını getirmiyorsun!" dedi sonra sesi yükselirken. Gözyaşları içinde onu dinlemeye devam ettim, "Uğursuzluk getireceksin evime ve sakın o gözyaşlarını yere savurma, onlar inci!Hele duyuyayım birinin yanında ağlamışsın, incileri göstermişsin, seni bir daha sevmem görürsün!" dedi ve kapıyı çarptı. Ağlamayı kestim başka biri görüp incilerimi almamalıydı. Annem beni sevmezdi.

O annemdi, beni düşünürdü.

İncileri tek tek toplayıp evin camından içeriye uzanan boruya attım, annem kurmuştu onu dışarda ağlarsam incileri evdeki kovaya koyabileyim diye. Değerliymiş gözyaşım, öyle dedi annem.

DUDAKLARIN KARARACAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin