5. Bölüm

279 41 1
                                    

Oy verir misiniz?:)

Eve dönüş yolunda tedirgindim. Önceden aşık olduğumda anneme söylemediğime içten içe emindim çünkü o günü unutsam bile öncesi aklımdaydı, ve saçımı kaybetme korkusuyla asla aşık olacağımı söylememeye kararlıydım. Söylememiştim, bundan emindim, ancak annem öğrenmişti.

Sahi, büyü bu kadarını öğrenebilir miydi? O tür büyülerin çok büyük fedakarlık gerektirdiğini biliyordum, annem fedakarlık yapacak kadar delirmemişti umarım. Bu bizim sonumuz olurdu.

Büyü de değilse, annem nasıl öğrenmişti?

Daha önce arkadaşım olmamıştı, annemin tepkisini nasıl olurdu, bilmiyorum. Korkuyordum, ancak gidecek başka yerim yoktu. Annemdi ve benim yerim onun yanıydı.

Korkudan farklı bir duygu daha vardı, mutluydum. Daha önce hiç olmadığım kadar mutluydum. Benim artık bir arkadaşım vardı. Zihnimde uyarladığım ve her ne kadar söylenişi korkunç gelsede 'o senin hatvan arkadaşlarından biri olabilir, onlardan düşün' teorim işe yaramıştı. Aşık olmamıştım, annemi kaybetmeyecektim ve arkadaş edinmiştim. Bu müthiş bir şeydi!

Bahçe kapısının gıcırtılı sesi eşliğinde evin arazisine adım attım. Sessiz olmaya çalışıyordum, sanki duymayacakmış gibi. Ancak duyduğuna emindim ve kaderime boyun eğerek eve ilerlemeye başladım. Kapıya varmama 6 adım kala kapı açıldı, ilk annemin gülen yüzünü gördüm ve ardından koşarak bana sarılmasını.

Bana sarılması. Annemin bana sarılması. Sarılarak etrafımda döndürmesi.

"Yalvarırım," dedim içimden, "yalvarıdım bu bir rüya olmasın. Bu gerçek olsun lütfen, lütfen, lütfen" Kendimi çimdikledim, bu an gerçekti çünkü hissetmiştim. Peki o zaman, annemin şu an kolları arasında beni döndürmesi de mi gerçekti? Evet, çünkü ilk defa annemin kokusunu almıştım ve ilk defa annem bana sarılmıştı.

Hayalimde kokusunu düşünürdüm, çünkü aynı evde yaşasak bile vurmak dışında bir yaklaşımı olmamıştı. Yasemin okusun isterdim, manolya koksun, gül koksun, en çok da alerjim olmasına rağmen en sevdiğim papatya gibi koksun.

Ama öyle değildi, annem duman kokuyordu, teni ise yanık kokuyordu. Yanmamıştı, teninin kokusu buydu. Bir anne nasıl kokardı? Benim hayalimdeki çiçekler gibi olmasını umuyordum, belki de benim annemin kokusu çiçek olmayabilirdi, o bana sarılsın ben bu kokuyu da severdim. Yeter ki, beni bırakmasın.

"Sonunda başardım!" dediğinde istemediğim halde beni bıraktı ve ellerini omuzlarıma yerleştirdi. "Aşık olmadın, sen bugün aşık olmadın! Ah, Per.. Beni daha fazla mutlu edemezdin. Çabalarım işe yaradı, sonunda!" dediklerine anlam verememiştim, sanırım sözlerine uyduğumu ve aşık olmadığımı görmek onu mutlu etmişti.

Bugün, gerçekten büyülüydü. Bu kadar mutlu olduğum bir gün olmamıştı, tekrar yalvardım, bu bir rüya olmasın.

"Anne, ne oldu?" dediğimde ellerini omuzlarımdan çekti ve birbirine çırptı.

"Sen bugün aşık olabilirdin, olmadın Per, olmadın."

"Peki, onun kim olduğunu biliyor musun?" dediğimde gözlerini devirdi ve arkasını dönerek eve gitmeye başlayınca peşine takıldım.

"Küçük dünyanda yaptığın aptalca arkadaşlıkla ilgilenmiyorum, benim için aşık olmaman önemli. Onun dışında yaptıkların, yediklerin, gezmelerin beni ilgilendirmez, Per."

"Sen benim annemsin."

"Biliyorum, anneliğimi mi sorguluyorsun yoksa?" dediğinde koltuğa oturmuştu, bende karşısındaki iskemleye oturdum.

"Hayır, sadece, her neyse." Bir anne sever, kollar, beslerdi. Bunları başka annelerde görmüştüm kırda ama bunlar önemli değildi. Ben bir kadındım ve içimde bir annelik duygusu olduğuna emindim. Ben, çocuğuma asla böyle davranmazdım, biliyordum, çünkü olmasa dahi çocuğuma duyduğum merhameti annemden alamıyordum.

Yine de annemdi, sorgulama hakkım yoktu ve ondan başka kimsem yoktu.

"Neyse, düşünceni önemsemiyorum, dinle beni; 24'üne henüz birkaç ay kaldı. Bugün aşık olmadın, olacağın ihtimali düşebilir böyle devam edersen. Artık her gün seni dışarı yollamayacağım. Beni evde yalnız bıraktığın sürece her yere gidebilirsin, bilirsin, akşam eve dönmen gerekir. Ayrıca umarım aptal kızlar gibi evlilik hayalin yoktur. Varsa yazık olur, evlilik zarar vericidir ve seni evlendirmeyi düşünmediğimi de bil. Büyücü olmadın, her türlü dövüş ve savunma taktiği öğrendin ama sen ömür boyu annenlesin. Umarım dediklerim gibidir senin dileklerin, Per."

"Evlilik düşünmüyorum anne, kimsenin beni kabul edeceği yok." duraksadım, bugün biri kabul etmişti beni, ya benimle evlenmek isteyen biri daha çıkarsa karşıma? Hayır hayır evlenemezdim, annemle yaşamak zorundaydım.

"Güzel. Bugün evde beni yalnız bırakır mısın, henüz güneş yeni çıktı. Battığı zaman dönersin ve sakın erken geleyim deme! Işlerim var çünkü." dediğinde kafamı salladım. Uzağa gitmek istemiyorum, Bahçedeki kuyunun yanına oturmayı düşündüm ve öyle de yaptım.

Kuyunun kenarına oturmuş, sırtımı kuyu duvarına yaslamıştım. Hayatımı sevmiyordum, bundan emindim. Ama beni hayata bağlayan şeyin ne olduğuna emin değildim. Annem miydi? Hayır, o sadece annemdi beni hayata bağlamıyordu. Annelik dahi yapmıyordu, çünkü bilirdim, bende de vardı annelik duygusu, bir hayvanda da. Ama Annem de kesinlikle yoktu. Yinede ona körü körüne bağlı olmam zoruma gidiyordu, başka kimsem yoktu. Kimsesizdim, hayata bağlıydım ve sebebini bilmiyordum.

Boynumdaki inci kolyede elimi gezdirdim, komik kısmı ise bunlar benim gözyaşımdı. İnsanlar inci ağlamazdı, ben ağlardım, ama bende insandım. Peki neydi beni bu derece güzel ve özel yapan? Sorguluyordum, çünkü akla yatmıyordu.

Orada güneş batana kadar oturdum, düşündüm, merak ettiğim hiçbir soruya cevap bulamadım. Hayat benimdi, ama benim değildi.

Aşık olamazdım, insanlar beni sevmezdi, evlenemezdim, kimsem olmazdı. Ama hayat benimdi.

Yavaşça yerimden doğruldum ve eve girdim. Hazırlanan yemekten biraz yedikten sonra sadece bana ait olan yatağa girerek örtüyü kafama kadar çektim. Düşünmek istemiyordum, mutluydum sabah, ama şimdi değildim.

Ben, benliğime kavuşmak, özgür olmak istiyordum. Sahi, bu mümkün müydü?

 Sahi, bu mümkün müydü?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

---

Bölümün kısa ve olaysız geçmesi gerektiğini düşündüm. Olaylara geçiş bölümü olarak düşünebilirsiniz.

Merak ettiğiniz var mı?

Sevgilerle*

DUDAKLARIN KARARACAKWhere stories live. Discover now