■■

1.5K 106 38
                                    

"Merhaba canım."

"Neler yapıyorsun? Sabah uyandırmaya kıyamadım."

"Evet teşekkür ederim neredeyse geç kalıyordum. Herneyse. Maaşımı almaya geleceğim müsaitsin değil mi? Seni görmeden dönmek istemiyorum."

"Senin için hep müsaitim."

"Birazdan orada olurum."

"Bekliyorum." Hastaneden çıkarken topuklularım yerde tıkırtılar çıkarırken güneş gözlüğümü suratıma geçirmiştim.

Jong Ho ile iki seneyi doldurmuştuk. Artık hayatımın o kadar içindeydi ki sabah görmediğimde öğlen kesinlikle görme gereksinimi duyuyordum. Şimdi olduğu gibi.

İçeri girdiğimde ilk yaptığım şey etrafa göz gezdirmek olmuştu. Kocaman girişte çok fazla insan yoktu. Bu da rahatça para çekebileceğim anlamına geliyordu. Banka öğle molasına çıkacağı için bu saatler genellikle boş olurdu.

Gözlerim ATM'lere kaydığında uzun boylu simsiyah giyinmiş olan birini gördüğümde dikkatimi çekmişti. Siyah şapkası bile o saçlarını gizleyememişti. İlk bakışta o olduğunu anlamıştım. Merhaba demek isterdim ama o dev unicorn ile iyi bir başlangıç yapmamıştık.

Yukarı çıktığımda Jong Ho odasındaydı. Her zamanki gibi kağıtlarıyla uğraşıyordu. Saatte bakmak için kafasını kaldırdığında beni görmüştü.

"Neden orada bekliyorsun?"

"Seni iş yaparken izlemek hoşuma gidiyor." Yanında gidip yanağına bir öpücük kondurmuştum.

"Utandıyorsun beni. Yemek yemeğe ne dersin?"

"Yemek yememeliyim. Bir saat sonra ameliyatım var."

"Bu batıl inancını anlamıyorum."

"Batıl değil!"

"Öyle diyorsan." Omuz silkip bana gülmüştü.

"Seni aşağı kadar geçireyim." Kafamla onaylarken beraber aşağı inmiştik. ATM'den paramı çektikten sonra beraber çıkışa yürüdük. Döner kapıya geldiğimizde veda etmek için ona sarıldım.

Kapıdan çıktığımda ise dev unicornu beni izlerken bulmuştum. Biraz şaşırmıştım. Selam verip vermemek arasında kalmıştım. Sonra o selam vermezse bende vermemeye karar verdim. Umarım bakışmamız asırlar sürmezdi. Çünkü bu çok rahatsız ediciydi ve boynum ağrımaya başlıyordu.

"Doktor hanım yine karşılaştık."

"Evet, öyle gözüküyor. "

"Ben dün için üzgünüm. Bunu sırf karşılaştığımız için söylüyorum. İçimde kalsın istemedim. "

"Eh en azından hatanızı kabul ediyorsunuz. Bu iyi bir şey. Bende dev unicorn dediğim için üzgünüm. Doktor hayatı gergin ve bazen ağzımdan böyle şeyler kaçabiliyor. " Ben neden açıklama yapıyordum?

"Sehun grubun en küçüğü,hepimiz üstüne titriyoruz. Ve biraz da sıkıntılı bir dönemdeyiz."

"Anlıyorum, sorun değil. Peki hastamız bugün nasıl?"

"Daha iyi. Tam yürüyemese de yere basıyor."

"Bunu duyduğuma sevindim."

"Araba ile mi geldiniz? Size arabanıza kadar eşlik edeyim." Şaşkınlık ile ağzım açılmıştı. Sonra aptal gibi gözükmemek için kısaca teşekkürler diyebilmiştim. Gerek olmadığını neden söylememiştim?

"Düzgünce kendimi tanıtamadım. Adım Chanyeol. Park Chanyeol."

"Ko Baram. Memnun oldum."

"Bende memnun oldum Doktor Ko. Bu arada içeride birine sarıldığınızı gördüm. Abiniz mi?" Bu çocuk her zaman böyle miydi acaba?

"Hayır, sevgilim."

"Gerçekten mi? Odasında başka bir bayan vardı. Ben onunla sanmıştım..."

"Bayan Ahn'dan bahsediyor olmalısınız. İş arkadaşları ve odaları yan yana. "

"Bana iş arkadaşlığından farklı gibi göründü. Çok içli dışlılardı." Gardını indirme Ko Baram. Dünün öcünü almaya çalışıyor sadece.

"Onlar iyi iki iş arkadaşı Bay Park."

"Anlıyorum, öyle diyorsanız." İntikamdan daha çok sadece konuşuyor gibiydi. Ama Jong Ho öyle biri değildi. Böyle bir şey söz konusu bile olamazdı.

"Dün ortapedist olmadığınızı söylemiştiniz. Alanınız ne?" Çıldırmak üzereydim. Ne diye arabamı bu kadar uzağa park etmiştim? Doğru lanet olası trafik.

"Kalp ve damar cerrahıyım. Yani daha tam cerrah değilim ama alanım o."

"Ah, gerçekten mi? Çok havalı." Yüzünde gereksiz bir hayranlık belirmişti.

"Teşekkür ederim Bay Park. Arabama geldik. Size iyi günler diliyorum."

"Dikkatli gidin Doktor Ko." Kafamla selam verip arabaya bindiğimde içimde kötü bir his uyanmıştı. Pencereyi açıp arkasını dönmüş giden Bay Park'a baktım.

"Bay Park." Arkasını döndüğünda bana baktı.

"Arabanız var mı? Yakınlara gidecekseniz bırakabilirim?" Hayır, hayır. Bunu az önce ben söylemedim.

"Aslında yürüyerek dönecektim. Size zahmet olmasın?" Evet olur.

"Yok canım. Ne zahmeti." Ben ne diyorum böyle?

"Çok teşekkür ederim." Yan koltuğa oturduğunda hayranlıkla arabayı süzdü.

"Bende ileride bir araba almak istiyorum. Şimdilik menejerim nereye istersem götürüyor ama araba sürmek ayrı bir zevk." Menajer? Sekreter mi demek istemişti acaba? Genç yaşta yüksek bir mevkide gibi bir hali vardı.

"Menajer derken..." Söz kesmekte üstüne yoktu. Çok konuştuğunu unutursak konuşulabilir bir insandı.

"BMW güzel bir marka. Ama Mercedes de iyi."

"Aslında değiştirmek için para biriktiriyorum. Yeni bir cerrah olduğum için maaşımı tutarlı harcamalıyım. Bilirsiniz, yeni maaşı..."

"Hangi markayı almak istiyorsunuz?"

"Masarati."

"Gerçekten mi? Bende bir Masarati istiyorum. Gerçekten çok güzeller."
Heyecanla arabalardan bahsederken ineceği yere gelmiştik.

"Tekrar teşekkür ederim Doktor Ko." Kafamla onayladıktan sonra arabadan inip karşıya geçmesini izledim. İndiği anda konuşurken ne kadar eğlendiğimi fark etmiştim.

Belkide kitabı kapağına göre yorumluyordum. Dev unicorn iyi ve eğlenceli biri olabilirdi. Çok konuşması gergin olduğundan kaynaklanıyor da olabilirdi. Dün ki tartışmamızdan sonra tekrar karşılaşmak beni de germişti. Sadece onun gerilince çenesi açılıyordu o kadar.

Yola çıkmadan önce son kez Bay Park'a baktığımda yüzüne maske taktığını gördüm. Yanında iki kişi daha vardı. Biri dün gördüğüm kişilerden biriydi galiba. Ve sonra yürüyerek önünde olduğumuzu bile fark etmediğim SM Town binasına girdiler.

İlgimi çok çekmemişti. Açıkçası Korede Korece müzik dinleyen insan sayısı azdı ve onlardan bir tanesi de bendim. Çok nadir güzel şarkılar çıkarsa indirir ve onlarıda sadece telefonumda var demek için indirirdim. Dinlediğimden değil.

SM Town ise ünlü şarkıcılar çıkaran ünlü bir şirket olmasına rağmen bünyesindeki grupları bile sayamazdım. Ve şarkıları hakkında ise hiçbir fikrim yoktu. Belki de orada Ceo tarzı bir şeydi. Zengin bir hali vardı. Her neyse. Onu bir daha görmeyecektim ve hayatım böyle de güzeldi. İki gün üst üste karşılaşmamız nasıl bir tesadüftü bilinmez ama onu bir daha görmeyeceğime emindim.

Kendine iyi bak dev unicorn Park Chanyeol. Çünkü bir daha görüşmeyeceğiz.

Vin Rosé || Park Chanyeol ✔Where stories live. Discover now