||||■■■■■■■■■■

719 67 60
                                    

Chanyeol eve gidip üstünü değiştirdikten sonra buluşacakları yere gitmişti. Saat sekize kadar orada beklemişti. Merakından kıpır kıpırdı ve ev onu boğmuştu. Zaten bu eve onsuz girmek Chanyeol'u hep mutsuz etmişti. Deniz gören kocaman yatak odası camından ne zaman baksa Baram'ı hatırlıyordu. Üç yıl boyunca o evde tek başına kalmak ona acı vermişti. Bu evi güzel hayallerle yaptırmaya başlamıştı. İnşaat bittiğinde ona evlenme teklif edecekti. Her gece onun denizi izlerken uyuya kalışını izleyecek her sabah uyanışına tanıklık edecekti. Çocuklarını burada büyüteceklerdi. Kumdan kaleler yapacaklardı evlerinin önünde.

Fakat Chanyeol, denizin o kaleleri yıktığı gibi Baram'ı yerle bir etmişti. Sinirden söylediği her şey aklındaydı. Baram'ın onu aldatmayacağını biliyordu ama neden öyle davrandığına anlam veremiyordu. Kıskançlıktan gözü kör olmuştu. Üç yıl içinde o da akıllanmıştı. Onun yokluğunu zar zor kabullenmişken şimdi aslında boşu boşuna üzüldüğünü görüyordu. Vicdan azabı çekmesi gerekiyordu fakat üç yıl zalimlikti. En azından Baram onu görmek istemesede yaşadığını bilmeye hakkı vardı.

Chanyeol düşüncelerinden sıyrılırken Sooyeon'u ona doğru gelirken görmüştü. Eli ayağına karışmıştı. Ne diyeceğini çok merak ediyordu. Diyeceklerinin onu bir kez daha yıkmasından korkuyordu. Fakat Baram'ın yaşaması her şeyden önemliydi. Onun artık burada olmaması fikri bile korkunçtu. Ve bu düşünce ile üç yıl yaşamıştı.

"Merhaba Chanyeolsshi." Chanyeol, Sooyeon'un soğuk ses tonundan rahatsız olmuştu.

"Merhaba Sooyeonsshi."

"Konuya direk giricem. Zar zor evden çıkabildim, Baram beni bekliyor. Muhtemelen evden çıkmıştır bile."

"Dinliyorum."

"Aklında çok soru olduğunu biliyorum ama, inan bana, benimde hala bir sürü sorum var. Baram ile kaza esnasında konuşuyorduk. En son söylediği şey ismin olmuştu. Komadayken durumu iyiye gidiyordu. Bu kısımları biliyorsun. Uyansın diye gün sayıyorduk ama o uyanmadı. Biz Baram'ın düşük yaptığını çok geç fark ettik. Bir aylık hamileymiş ve düşük yaptığını fark etmediğimiz için bebek onu zehirlemiş. Uyanmadan önce sana söylememem gerektiğini söyledi uykusunda. Konuştuğunu duyunca soeunsuz uyanacağını düşünmüştük. Fakat beyininin şok yüzünden hafızasını kapattığını düşünüyoruz. Net diyebileceğimiz bir hafıza kaybı yok ama olanları hatırlamıyor. Ne kaza anını ne seni ne de annesinin ölümünü. Babasıyla bile arası düzeldi. Annesinin ölümünde barıştıklarını sanıyor." Kadının ağzından çıkan her kelime Chanyeol'un kalbine birer ok gibi giriyordu. Söylediklerinin ağırlığının farkında mıydı? Nasıl bu kadar kolay anlatabilirdi?

"Bir saniye. Lütfen bir saniye ver bana." Chanyeol duyduklarını hazmetmeye çalışıyordu.

"Baram hamile miydi? Ben... Bizim..."  Ağzından kelimeler çıkmıyordu. Bebeğin başkasından olması ihtimali aklına bile gelmemişti. Baram onu asla aldatmamıştı. Ellerini başının arasına koymuş dehşetle etrafına bakınıyordu. Bir yerden kamera çıkmasını bekliyordu. Her şey bir şaka olmalıydı.

"Bunun ağır geldiğini bilmiyorum. En iyisinin onu Busan'a getirmek olduğuna karar verdik. Babası ve kardeşiyle kalması ona iyi geldi. Ama tek başına asla kalmak istemiyor ve dışarıda da deniz dışında hiçbir yere tek başına gitmiyor. Arabaya bindiremiyoruz. Her yere yürüyerek gidiyor."

"Peki, bana niye yalan söylediniz? Üç yıl boyunca ne kadar acı çektim haberiniz var mı?"

"Başta yalan söylemek gibi bir amacım yoktu. Baram'a olanları anlatmaya kimsenin dili varmadı. Değer verdiği sevgilisinin onu aldatmakla suçladığını bilse tekrar kahrolurdu. Ve eğer birde bebeğinizi kaybettiğinizi öğreneydiniz ikimiz için de çok daha zor olacaktı. Baram olan her şeyi hatırlayıp seni görmeyi kaldıramazdı."

Vin Rosé || Park Chanyeol ✔Where stories live. Discover now