Özel Bölüm•

597 72 8
                                    

O günün üsttünden kaç gün geçtiğini bilmiyordu. Sadece onu tekrar görebilmek için sürekli sahile gidiyordu. O gün aldığı hiçbir cevap onu mutlu etmemişti. Bir tanesi hariç. Onunla tekrar tanışabilirdi. Ona daha iyi davranabilirdi. Hiçbir şey olmamış gibi davranabilirlerdi.

Fakat ya bir gün hatırlayıp ondan nefret ederse? Onca olandan sonra yüzsüz gibi ona yanaşması midesini bulandıracaktı. Bu düşünceyi kafasından atmak için her şeyi yapıyordu ama onu görmeden yapamayacağını biliyordu. Baram'ın kalbi ona aitti. Dönüp dolaşıp onu bulacaktı. En azından bundan emin sayılırdı.

Chanyeol yerinde puflayıp,oturduğu berjerden hızla kalktı. Denize bakan koca cama biraz daha yaklaştı. Her bunaldığında kendini deniz kenarında bulmaya alışmıştı. Denize baktıkça, Baram'ın ona verdiği huzuru hissediyordu. Bir zaman sonra bu alışkanlık haline gelmişti. Gözleri denize dalıp gittiğinde düşüncelerinde boğulduğunu hissetmişti. Onu kurtaran şey ise sonradan fark ettiği çalan telefonu olmuştu.

"Hyung günlerdir sana ulaşamıyoruz. En sonunda yola çıkmıştık."

"Ne? Sehun neyden bahsediyorsun?"

"Suho hyung bir gün seni takip etmiş adresini öğrenmek için... Biz de acil bir şey olduğunu düşünmüştük."

"Gelemezsiniz buraya Sehun."

"Evde kalmamıza izin vermeyeceğini bildiğimiz için otelden yer ayırttırdık."

"Şaka mı yapıyorsunuz?" Şokla açılan ağzını kapatamamıştı.

"Sehun buraya gelemezsiniz."

"Neden hyung?" Chanyeol söylememek için direniyordu. Sessiz geçen saniyeler sonunda derin bir nefes almıştı.

"Gelemezsiniz çünkü... Baram yaşıyor."

"Ne?" Sehun ile beraber altı tane daha sesten aynı soru gelmişti.

"Baram yaşıyor da ne demek? Noona yaşıyor mu?" Acı bir fren sesi duyulmuştu.

"Yaşıyor ama hiçbir şey hatırlamıyor. Çok şey yaşamış. Ona yaşanılan her şeyi tekrar yaşatamam. Lütfen gelmeyin."

"Hyung ben geleceğim. Noonanın iyi olduğunu kendi gözlerimle görmem gerekiyor." Jongin kararlı sesiyle konuştuğunda Chanyeol ağlamak istemişti. Jongin ve Baram arasında değişik bir ilişki vardı. Cenazede Chanyeol'dan sonra en çok ağlayan üye olmuştu Jongin. Chanyeol düşündükçe kötü oluyordu. Aklına o kaza olmasaydı şuanda iki yaşında bir çocuğu olacağı geliyordu. Belki bu onlara sorun yaşatabilirdi ama mental olarak çok daha iyi hissedeceğine emindi. En azından Baram'la hala düzgün ilerleyen bir ilişkileri olabilirdi. Üç yıl acı çekmektense.

"Sadece sen. Başka birini istemiyorum." Chanyeol telefonu kapatır kapatmaz kendini dışarı atmıştı. Sahilde yürümüş, yürümüş ve yürümüştü. En son kafasındaki sesleri durduramaz hale geldiğinde bağırıp kumu tekmelemişti. Kendini yere atıp kararmak üzere olan havaya baktı.

"Burası boş olur diye gelmiştim ama yalnız değilim galiba." Chanyeol, yattığı yerden doğrulup sesin sahibine baktı.

"Buralara yakın oturuyorum." Kız şaşkınlıkla ona baktı. Yüzündeki ifade Baram'da yeni gördüğü bir ifadeydi. Asla anlamını bilmiyordu.

"Yine karşılaştık Chanyeolsshi. Yoksa şu büyük ev mi sizin? Kasaba üç yıldır kimin yaptırdığını konuşuyordu. Hala inşaat halinde olması ilginç."

"Aslında sevgilime evlenme teklifi edecektim. Yüzüğü herkes alabilir ama onun sevdiği şeyler yüzük gibi sıradan şeyler değildi. Gerçi yüzükte almıştım." Kendince güldüğünde kız da gülümsemişti.

Vin Rosé || Park Chanyeol ✔Where stories live. Discover now