|||□□□□□□□□□

707 73 30
                                    

*Videoyu izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum*

Ertesi gün beklediğim arama gelmemişti. Aramayacağını bilsemde içimdeki en küçük umut kırıntısı bir şekilde hatasını anlayacağını söylemişti. Ama tüm gün beklememe rağmen kesinlikle aramamıştı. Sadece o da değil Sehun ya da Jongin'den de arama beklemiştim Chanyeol'un nasıl olduğuyla ilgili. Ben burada kendimi toplayamazken ne yaptıklarını merak ediyordum. Chanyeol'un dün yaptıkları sürekli aklımdaydı ve bir an olsun çıkmamıştı. Acaba o da neler yaptığını düşünp kahroluyor muydu? Bana söyledikleri hiçbir şeye odaklanamamamı sağlıyordu. Peki o müziğine odaklanabiliyor muydu? Tüm günün nasıl geçtiğini gerçekten anlamamıştım.

Kendimi artık normal gelen yoğun bir günün ardından boş müdahile odasında oturmuş gözlerimi dinlendirirken bulmuştum. Başım ağrıyordu. Hatta çatlamak üzereydi. Jong Ho tarafından aldatıldığımda bile bu kadar üzülmemiştim. Tam anlamıyla sefil durumdaydım. Kendimi çok kötü hissediyordum ve mideme hiçbir şey girmiyordu. Sokamıyordum. Ağzıma bir şey attığım anda midem bulanmaya başlıyordu. Bu yüzden ilaç bile alamıyordum.

"Sunbae, geç oldu hadi eve git ve dinlen." Sungjae odaya girdiğinde zar zor suratına bakmıştım.

"Ben senin yerine nöbete kalırım. Çok kötü gözüküyorsun hadi git." Kafamı onaylamadığımı belli etmek için salladım.  Ayağa kalktığımda kulaklarım çınlamaya ve eş zamanlı olatak başım dönmeye başlamıştı. Tutunacak bir yer ararken Sungjae beni kolumdan tutmuştu.

"Sooyeon sunbaeyi arıyorum. Burada biraz bekle sunbae."

"Sakın arama. Merak edecek şimdi. Kendim giderim ben eve." Güvenmemişti dediğime. Bu yüzden eşyalarımı toplayıp arabaya bininceye kadar beni takip etmişti.

Arabaya bindiğimde telefonumu son bir kez kontrol etmiştim. Ne bir arama ne de bir mesaj vardı. Son bir kez şansımı deneyip Chanyeol'u aramıştım ve açmamıştı. Bu sefer Jongin'i arayıp nerede olduğunu öğrenmiştim. Evine gitmişti. Pes edemezdim. En azından son kez denemeliydim. Bunun son olduğunu kendime söyleyip bütün gücümü toplayarak evine gitmiştim.

Kapıyı açtığında beni beklemediğini görebiliyordum. Ayağıma dolanan Toben neşeyle havlamıştı. Aramızda uzun bir sessizlik içerisinde üstüme tırmanan Toben'i sevmiştim. Ama bu hareketim Chanyeol'un Toben'e içeri gitmesi için bağırmasıyla sona ermişti. Normalde asla Toben'e bağırmadığı için hayvan neye uğradığını şaşırmıştı. Bende şaşırmıştım.

"Neden geldin Baram?" Ona sarılmak istiyordum ama reddediceğini biliyordum. Bunu görmek beni daha çok üzecekti.

"Beni dinlemeni istiyorum. Dün yaptıklarından sonra belki birazcık kötü hissedersin dedim ama seni aldattığıma o kadar inandırmışsın ki kendini... Chanyeol buna nasıl inanabilirsin?"

"Baram o herifle aranda bir şeyler olduğunu biliyordum. Telefonun yanlışıkla açıldığında bile ikinizin ilişkisinden bahsediyordunuz. Hepsini kardeşin için mi yaptın?"

"Chanyeol ne saçmalıyorsun sen?"

"Min Joon bizle tanışsın diye miydi hepsi?"

"Senin Exo üyesi olduğunu bile bilmiyordum Chanyeol. Bunu nasıl söyleyebilirsin?"

"Bilmiyorum Baram. Sen söyle nasıl bunu söyleyebilirim?"

"Chanyeol şuan beni ne kadar kırdığını biliyor musun?"

"Peki ya ben? Sen beni başka erkeklerle aldatırken ben ne hissettim?"

"Chanyeol ben seni aldatmadım!" Bağırdığımda ben bile şaşırmıştım.

Vin Rosé || Park Chanyeol ✔Where stories live. Discover now