||■■■■■■■■

923 79 28
                                    

Üç gün Chanyeol'un annesinde kaldıktan sonra evime gitmek iyi hissettirmişti. Ve aynı zamanda da sunum günüm gelmişti. Erkenden hastaneye oradan da konferans salonuna gitmiştim. Eksik bir şey kalmadığını anlayınca içeri gelip insanların gelmesini beklemiştim. Gerginlikten kendi kendimi yerken Chanyeol'a mesaj atmıştım. Chanyeol'a ne kadar gelmemesini söylesemde gelemek için ısrar etmişti. Zaten yeterince basın mensubu varken birde iyice gündeme oturacaktık. Bu beni daha çok gerse de yurt dışından gelen doktorlar kadar beni germiyordu. Sunum başlamak üzereydi ve onu göremeden sunuma başlayacak olmak beni üzmüştü.

Yurtdışından gelen profesörler yerini almadan önce tanışmak için yanıma gelmişlerdi. Onlarla tanışırken heyecandan ölecek gibiydim. Sooyeon beni sakinleştirmek için geldiğinde her tarafım titriyordu. Ona Chanyeol'u yalnız bırakmaması hakkında bir şeyler söyledikten sonra gitmişti.

Salon dolduğu zaman çıkma zamanımın geldiğini anlamıştım. Salona adım attığımda kalabalık beni şaşırtmıştı. Konferans İngilizce olacağı için biraz daha boş olur diye düşünmüştüm fakat yanılmıştım. Aksine ağzına kadar doluydu. Sahnenin ortasında yerimi aldığımda konuşmaya başlamıştım.

"Herkese merhabalar. Adım Ko Baram. St. Mary hastanesinde kalp ve damar cerrahıyım. Size bugün Kore'de yapılan ablasyon operasyonları hakkında bir sunum yapacağım. Sunumdan önce kısa bir sorum olacak. Kalp size ne ifade ediyor?" Salon sessizlikle beni dinlerken ben bir ileri bir geri yürüyordum. O sırada salon kapısı açılmış ve biri birilerine özür dileyerek içeri girmişti.  En arkada yerini aldığını zar zor görmüştüm. Işıklar şimdilik sadece benim üstümdeydi çünkü etkili bir sunum yapmak istiyordum.

"Sevgi." Halkın içinden biri cevapladığında gülümsemiştim. Beklediğim cevap tam olarak buydu.

"Çok haklısınız! Küçüklüğümüzden beri bize öğretilen bilgi bu. Bende kalp ve damar cerrahı oluncaya kadar böyle düşünüyordum. Fakat kalp bir sevgiden çok daha fazla anlam taşır. Kalbimiz aslında bir elektrik akımı ile atar. Birini gördüğümüde daha hızlı kalbimiz çarpmaya başlar ve biz o kişiden elektrik aldığımızı söyleriz." Salondan bir gülme sesi yükselmişti.

"Küçükken bu lafı gerçekten anlamsız bulurdum fakat sonradan hiçbir söz bu kadar anlamlı gelmemişti." Ben gülümseyerek konuşurken salon ikinci kez dediğime gülmüştü.

Sunumun sonlarına doğru benim yaptığım bir ablasyon operasyonu videosu koymuştuk. Işıklar tamamen kapalı iken bir elimle masaya yaslanmış operasyonu izliyordum. İzleyicilere bakarken gözüme ayakta videoyu videoya alan Chanyeol çarpmıştı. O kadar komik gözüküyordu ki istemsiz olarak gülmüştüm. Sanki bir aksiyon filmi izliyormuş gibi heyecanlıydı. Sooyeon'a baktığımda ise o da Chanyeol'un beni izleyişine gülüyordu.

Işıklar açıldığında birkaç gazeteci ayaktaki Chanyeol'u görmüş ve onunla konuşmaya çalışsada Chanyeol onlara burada kimin için olduklarını unutmamaları gerktiğini söylemişti. O kadar yüksek sesle konuşmuşlardı ki tüm salon duymuştu. Bende boğazımı temizler gibi yapıp tekrar dikkati üzerime toplamıştım.

"Bir çok hasta bu operasyonu gözünde çok büyütüyor. Evet o masaya yatmanın ne kadar zor olduğunu anlayabiliyorum fakat riski az ve kolay bir operasyon. Bu yüzden umarım bilgi almak için gelen kişilere faydalı olabilmişimdir. Ve unutmadan söylemek istediğim bir şey var.  Bugün,buradan çıktıktan sonra sevdiğiniz insana ondan elektrik aldığınızı söylemeyi deneyin. Eğer o da sizden elektrik aldığını söylerse o zaman bir şeyler doğru gidiyor demektir. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim." Salon beni alkışlamaya başladığında bende selam vermiştim. Salondan çıktığımda kalbim deli gibi atıyordu. Sooyeon birden üstüme atlayıp bana sımsıkı sarılmıştı.

Vin Rosé || Park Chanyeol ✔Where stories live. Discover now