|□□□

1K 87 0
                                    

Tüm gece Chanyeol'u görüp kendimi affettirme planları düşündükten sonra elimde olan sıfırla oturuyordum. Sonra biraz daha araştırırken ertesi gün bir fan meetingi olduğunu öğrenmiştim. Hiç yer kalmamıştı ve kimse biletini satmak istemiyordu. Son anda biri hastalandığı için gidemeyeceğini yazarak bileti satmaya karar vermişti.

Sabah uyanıp güzelce hazırlanmıştım. Hiç albümüm olmadığı için evden erken çıkıp bir albüm almış oradan fan meetinge gitmiştim. O kadar doluydu ki bunalmıştım. Ve sıra vardı ben de en son olmaya karar verip yerime oturmuştum.

Sonunda sıra bitmek üzereyken sıraya girmiştim. Bunca zaman masanın en sonunda oturan Chanyeol'u izlemiştim. Fanlarıyla o kadar mutluydu ki... Gülümsemesi beni de güldürüyordu. Bir kaç fotoğrafını çekmeden kendimi tutamamıştım.

Aralarında havanın rüzgarlı olduğu hakkında konuşuyorlardı. Ne zaman rüzgar deseler Chanyeol'un suratı düşüyordu. *Ve her seferinde bende kendimi kötü hissediyordum. Sıra bana geldiğinde en baştaki çocuk beni tanımamıştı. Galiba bu Xumin'di. Onunla daha önce karşılaşmamıştık.

"İsminiz nedir?" Bana güzelce gülümseyip sormuştu.

"Ko Baram." Kendi resmini ararken yanında oturan Sehun bize dönmüştü.

"Doktor Ko?" Şaşkınlıkla bana bakarken yanında oturan Baekhyun'da beni fark etmişti. Sessiz olması için parmağımı dudaklarıma götürmüştüm. Chanyeol'un fark etmesini istemiyordum.

"Biliyor muydunuz?"

"Yeni öğrendim. Chanyeol'u görmeye geldim." Albümüm Sehun'a geçmişti.

"Chanyeol buna çok şaşırıcak."

"Hyung gerçekten yurtta çok üzgün..." Baekhyun Sehun'u dirseğiyle dürttüğünde Sehun susmuştu. O sırada sessizce albümü imzalayıp Baekhyun'a vermişti.

"İyi şanslar Baramsshi."

"Teşekkür ederim Baekhyunsshi." İlerlerken gözlerini üzerimde hissediyordum. Ben giderken Sehun'un olayları Xumin'e anlattığını da duymuştum. Chanyeol hariç hepsi beni fark etmişti. Hepsi birbirini sustururken Chanyeol'un yanındaki Jongin'in önünde durmuştum. Chanyeol fanın albümünü imzalarken o kadar dalmıştı ki beni fark etmemişti.

Jongin fighting yaparken albümümü Chanyeol'a vermişti. Chanyeol albümü alıp kendi fotoğrafını ararken bende önünde durmuştum. Bana hala bakmamıştı. Kalemini eline aldıktan sonra yazmak üzere elini albümün üstüne yerleştirmişti.

"İsminiz nedir?"

"Baram. Ko Baram." Tam imzalamaya başlamıştı ki anında durmuştu. Kafasını kaldırdığında şaşkındı.

"Biliyor muydun? Neden buradasın? Fan mıydın en başından beri."

"Fanın olsam ilk günden imzanı alırdım. Ve mesajlarıma kasıtlı cevap vermediğini düşündüğüm için geldim. Merak etme öncekinden farklı davranmayacağım."

"İnanılmazsın."

"Teşekkür ederim. İmzalar mısın? Herkes bize bakıyor." Özellikle Jongin ve Sehun gözlerini ayırmadan bize bakıyorlardı.

"İmzalamak mı? İstemiyorum."

"Hata ettim. Yanlış düşünüyormuşum. Arkadaş olabiliriz Chanyeol." Güvenlik görevlisi inmem gerektiğini ima ederek yanıma geliyordu.

"Ama ilk önce mesajlarıma cevap verip, albümümü imzalamalısın. Şimdi buradan  gidiyorum çünkü çok kalabalık ama çıkmanı bekleyeceğim Chanyeol. Arabam otoparkın hemen yanında." Şaşkınlıkla bana bakarken ona el sallayıp sahneden inmiştim. Arkamı dönüp baktığımda bütün hepsi gözleriyle beni takip ediyordu. Bu utanç verici olsada rahatlamıştım.

Elbisem uçuşurken heyecanla dışarı çıkmıştım. Gerçekten kalabalık bana göre bir şey değildi. Ama Chanyeol'la konuşmuştum ve nasıl cevap vereceğini merak ediyordum.

Fan buluşması bittiğinde kalabalığın hepsi dağılıyordu ve hala Chanyeol cevap vermemişti. Arabaları önümden geçerken telefonum titremişti.

Madem pişmansın seni affediyorum. Arkadaş olabiliriz.

Yüzümde bir gülümseme oluştuktan sonra arabayı çalıştırmıştım. Arkadaş olmaktan bir zarar gelmezdi.

Peki o zaman arkadaşım. Bugün izin günüm akşam bir işin var mı?

Bir düşüneyim.

Yokmuş. Ne yapmak istersin?

Ünlü bir arkadaşım var yapabileceğim şeyler kısıtlı.

Aldığın şarabı içmeye ne dersin?

Yer ve saat söylemen yeterli.

Saat yedide senin evinde buluşalım.

Ama doğru ya evinin adresini bilmiyorum. Bir şeyleri yüze vurmayı seven biriydi.

Adresi mesaj atabilirim sorun buysa.

Bir sorun daha var. Araba kullanırken mesaj atma kimseye.

Anlaşıldı kaptan. Görüşürüz. Önlü arkalı giderken kırmızı ışıkta bilerek yanlarında durdum. Zor olsada onu bulmuştum. O da beni fark ettiğinde kornaya bastım. Korna sesine hepsi bana bakmıştı. Yeşil ışık yandığında elimle onlara selam verip gaza basmıştım. Birazcık hava katmanın bir zararı olmazdı, değil mi?

Saat yediye gelirken Chanyeol'a ev adresimi mesaj atıp beni aşağıdaki parkta beklemesini söylemiştim. Nedense onu eve almak çok doğru gelmemişti. Ve evet bu fikir evime bir çok kez girip, bir gece de evimde uyumasından sonra gelmişti.

Aşağıya elimde iki kadehle indiğimde Chanyeol maskesiyle beraber bir bankta oturmuş beni bekliyordu. Elindeki poşetlere sorarcasına baktığımda maskesini çıkarmıştı.

"Burada tanınmayacağıma emin misin?"

"Evet, geceleri buraya gelen çok olmaz."

"Öyle diyorsan. Bu arada bunlar senin için?" Elindeki poşeti bana uzattığında elinden aldım.

"Bu nedir?"

"Hediye. Yeni evin için. Neye ihtiyacın olduğunu bilemediğim için bunu aldım. Umarım beğenirsin." Anladığımı belirten bir ses çıkardıktan sonra poşetin içindeki hediyeyi çıkardım. Doktor önlüğü giymiş bir ayıydı.

"Teşekkür ederim Chanyeol. Bu gerçekten çok sevimli. Hiç gerek yoktu."

"İyi günlerde kullan." İçten bir şekilde gülümsedikten sonra başka bir poşetten şarabı çıkarıp bana uzatmıştı. Açtıktan sonra bardaklara doldurup bir tanesini ona uzatmıştım.

"Bir şey sormak istiyorum." Devam etmesi için kafamı salladığımda merakla bana bakıyordu.

"Neden Rosé'u bu kadar seviyorsun? Yani o gün otelde rosé içiyordun. SM'e geldiğin gece evinde boş rosé şişeleri vardı ve bana da hediye olarak rosé almıştın." Bu soru beni gülümsetmişti.

"Çünkü bu dünyada her şey siyahken toz pembe olan tek şey Rosé Chanyeol."

*Baram(바람) korecede rüzgar anlamına gelmektedir

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

*Baram(바람) korecede rüzgar anlamına gelmektedir.

Vin Rosé || Park Chanyeol ✔Where stories live. Discover now