||□□□□□□□

935 80 9
                                    

Sunumuma bir kaç gün kalmıştı ve çok stresliydim. Nöbetlere katılmayıp sadece ameliyatlara giriyordum ve geri kalan zamanlarda sunum için çalışıyordum. Zar zor dinlenmek için vakit bulduğumda kendimi nöbetçi doktor odasında uyurken buluyordum.

Ranzaya yatmak için uzandığımda telefonuma gelen mesajla küfür etmiştim. Zar zor bulduğum şu zamanda uyumama izin vermelilerdi. Gelen mesaj Min Joon'dandı.

Noona hemen buna bakmalısın!! Mesajında bir de link vardı. Tıkladığım şeyde en üstte Chanyeol'un fotoğrafı ve sansürlü bir fotoğraf vardı. Fotoğraftakinin ben olduğumu anlamıştım. Giydiğim kıyafetten saçıma kadar ben olduğum çok açıktı.

    Bu kız da kim?
+Geçenlerde çıkan haber büyümemişti fakat bir şeyler dönüyor.

-Doktor olduğunu okumuştum.
  +Evet amcamın ameliyatına girmişti.

+Chanyeol oppanın bir doktorla nasıl bir ilişkisi olabilir?
-Hasta olmasın? Tanrım kalbim buna dayanmaz.

-Adının Ko Baram olduğunu öğrendim. Bir çok kez SM'e girerken ve çıkarken görülmüş. Chanyeol oppanın da bu aralar birçok kez hastaneye gittiğini görmüşler.
+Korkuyorum.
   -Oppa hastalanmadığını söyle bize.

+Belki kulaklarını yaptıracaktır. Fazla büyükler kkk.
-Sen bizim oppamıza nasıl öyle dersin!!!

Daha fazla dayanamayıp hemen Chanyeol'u aradım. Bir şeyler yapmamız gerekiyordu. Adım resmen ifşa olmuştu ve fanlar çıldırmış durumdaydı.

"Baramah uyuyacaksın sanıyordum. Beni çok mu özledin?"

"Chanyeol internete girmelisin. Hemen."

"Sakin ol. Ne oldu?"

"Chanyeol insanlar ya çıktığımızı ya da hasta olduğunu konuşuyor. Bütün Kore bununla çalkalanıyor."

"Ne?" Neşeli ses tonu bir anda sert çıkmıştı.

"Başımız dertte Chanyeol."

"Sen... Sen sakin ol. Sana haber vereceğim." Bana sakin olmamı söylemesine rağmen kendi sesi çok gergin gelmişti. Onu onayladıktan sonra telefonu kapatmıştım.

"Sunbae! Sunbae!" İçeri koşarak giren Sungjae beni şaşırtmıştı. Hastaneye geldiğimden beri bir iki kez birbirimizi görmüştük. Onunla konuşmaya çalıştığımda ise hastaları bahane edip kaçıyordu. Ona onun hatası olmadığını anlatmak istiyordum ama bana konuşma fırsatı tanımamıştı hiç. Ne olduğunu anlamak için suratına bakarken telefonunu bana doğru uzatmıştı.

"Haberlerdesin. Ve galiba şuanda en çok aranan listesindesiniz." Telefonunu geri uzattığımda şaşkınlıkla bana bakmıştı.

"Görmüş müydün?"

"Min Joon mesaj attı." Omuz silkmiştim.

"Şey o zaman ben gideyim."

"Sungjaeya annemin ölümü senin suçun değildi. Biliyorsun sen benim kardeşim gibisin. Benden kaçman beni daha çok üzüyor. Lütfen eskisi gibi olamaz mıyız? Bana 'hasta var sunbae' demeni bile özledim." Şaşırmıştı ve yüzü hafif kızarmıştı. Gözlerime direk olarak bakmıyordu.

"Sunbae... Ben gerçekten üzgünüm. Geri getirmek için çok çabaladım, çabaladım ama daha çok çabalamalıydım. Ölen ilk hastamın annen olması beni gerçekten sarstı. Yüzüne nasıl bakacağımı bilemiyorum."

"Sungjaeya, sen benim küçük yaramaz kardeşim gibisin. Benim kadar çok üzüldüğünü biliyorum ama senin suçun değildi. Kendini bu kadar yıpratmamalısın." Gözünden bir damla yaş düştüğünde ayağa kalktım. Ona sarıldığımda sarsılıyordu. O iç çekişler halinde ağlarken ben ise en fazla onu sıvazlayabilirdim. Benden ayrılıp gözlerini sildiğinde ona gülümsemiştim.

Vin Rosé || Park Chanyeol ✔Where stories live. Discover now