|□

1K 90 5
                                    

"Üşüteceksin kalk." Beni kaldırmak için elini uzatmıştı. Ben ise onun elini tutmayıp kendim ayağa kalkmıştım. Biraz bozulsada konuşmaya devam etmişti.

"Seninle konuşmak için geldim buraya kadar. Buradan başka adresini bilmiyorum ayrıca ambulans sesini duymuştum." Kendiyle gurur duyarcasına gülümsemişti.

"Seninle konuşmak istemediğimi söylemiştim."

"Bende kendimi açıklamak istediğimi söylemiştim."

"Git buradan Chanyeol."

"Beni dinleyinceye kadar gitmiyorum."

"Buraya kadar gelmiş dinleyiver çocuğu." Attığım ölümcül bakışlara omuz silkerek cevap vermişti.

"Ben sizi yalnız bırakayım. İyice dinle çocuğu sonra karar verirsin ne yapacağına." Sooyeon koşarcasına uzaklaşırken arkasından bakakalmıştım.

"Artık beni dinleyecek misin?"

"Başka seçeneğim yok. Anlat dinliyorum."

"SM'den üst kademeli biri kalp ameliyatı olacak gelecek ay. Bir değeri çok yüksek ve düşürülemediği için her ay erteleniyor. Ona biraz seni övmüş olabilirim. Sadece ne kadar başarılı olduğunu anlattım ona ve o da ameliyatta asistan olmanı istedi. Ama bu gizli bir ameliyat olduğu için kimseye söylenmiyor. O yüzden bunu duymamış olabilirsin. Şimdi bana inandın mı? Kızgınlığın geçti mi?" Dediklerini tartıyordum. Yalan söylüyor gibi durmuyordu ve gayet mantıklıydı dedikleri.

Suratına sadece bakıyordum. Bir aydır görmemişken şuanda karşımda dikilirken ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Sadece durup uzunca ona bakmıştım. O ise sabırsızca bana bakıyordu.

"Bana fazladan bir ameliyat kazandırdığın anlamına mı geliyor bu?" Kafasını salladığında omuz silkmiştim.

"Tamam o zaman sana inanacağım." Zafer kazanmışcasına gülümsemişti.

"Şimdi sinirlenme sırası bende." Kaşlarım çatılmış bir şekilde ona baktığımda hafifçe bana doğru eğilmişti.

"Sana numaramı bırakmıştım bir teşekkür için bile mesaj atmadın. Üstüne birde taşınmışsın." Ellerini beline koyduğunda gülmemek için kendimi tutuyordum. O kadar komik gözüküyordu ki... Ciddi olman gerekiyor Ko Baram.

"Çorba çok güzeldi teşekkür ederim Chanyeol fakat..."

"Sonunda!"

"Jong Ho beni sürekli rahatsız ettiği için taşınmak zorunda kaldım. Çok utanmıştım yaptığımdan ve seninle görüşmemizin doğru olmadığını düşünüyordum bu yüzden mesaj atmak istememiştim. Ben sevgilimden yeni ayrıldım. O beni aldattığı için bütün erkeklere inancımı yitirmedim ama bir süre böyle bir şey istemiyorum. Seninle sevgili olacağımızı ya da seni sevdiğimi ima etmiyorum. Sadece huzursuzum."

"Bu yüzden mi bütün gece vardiyalarını alıyorsun? Yemek bile yemeden çalışıyorsun? Jong Ho denen şerefsizi düşünmemek için?"

"Hayır onu değil, sen..." Ağzımdan çıkacak şeyi fark ettiğimde anında susmuştum.

"Ben ne?"

"Hiçbir şey. Sadece hiçbir şey düşünmek istemiyorum."

"O gün neden SM'e geldin Baram?"

"Bilmiyorum. Bir bilsem."

"Bana ne dediğini hatırlıyor musun?"

"O geceyi hatırlamıyorum."

"Şimdi anlıyorum."

"Neyi? Neler olduğunu bana da söyler misin?"

"Hayır. Merak nasıl bir duyguymuş tat. Çünkü son bir aydır ben sadece merak ediyorum."

"Yapma ama Chanyeol."

"Neyi yapmayayım?" Ne boktan bir duruma düşmüştüm ben böyle.

"Sadece yapma."

"Sadece gidiyorum." O sırada telefonum çaldığında Chanyeol olduğu yerde kalakalmıştı. Çünkü telefonumun zil sesi onun şarkılarından biriydi. Aniden bana döndüğünde şaşkındı.

"Yoksa..."

"Görüşürüz Chanyeol." Ben telefonumu açıp hastanenin içine koşarken arkama bakamamıştım.

"Efendim Sungjaeya?"

"Sunbae yeni gelen hasta kusmaya başladı. Galiba kalp krizi geçiriyor."

"Hastayı yan yatır. Hemen geliyorum." Adrenalin vücudumu sararken utancım çoktan kaybolmuştu. Kurtarmam gereken bir hastam vardı ve şuan Park Chanyeol'u düşünmenin vakti değildi.

Vin Rosé || Park Chanyeol ✔Where stories live. Discover now