|□□□□□

985 94 7
                                    

Min Joon geleli iki hafta olmuştu. Aramızı düzeltmiş, abla kardeş güzel vakit geçiriyorduk. Ben işteyken o arkadaşlarıyla buluşuyor ya da evde film izliyordu.

Ben ise son iki haftada ameliyat yoğunluğundan başım dönsede Min Joon'a vakit ayırmaya çalışıyordum. Onun dışında ne Sooyeon'a ne de Chanyeol'a zaman ayırabilmiştim. Exo yeni bir şarkı çıkaracaktı. Yoğun olduğunu düşündüğüm için Chanyeol'a mesaj atmıyordum.

Bugün ise ekstra bir ameliyat yoğunluğu vardı o yüzden ameliyata giren tüm doktor ve hemşirelerin akşam nöbetleri iptal edilmişti. Bunu öğrendiğimde neşeyle Min Joon'u aramıştım ve akşam yemek yemeğe gideceğimizi, bir saate kadar hastanede olmasını söylemiştim.

Min Joon koreograf olmak istiyordu ve bu sene konservatuar sınavlarına girecekti. Onun dışında koyu bir Exo fanı olduğunu öğrenmiştim. Bu yüzden Chanyeol ve Min Joon'u tanıştırmak için can atıyordum.

Hey Chanyeol!

Hey Baram!

Yoğun musun?

Evet ama sana her zaman mesaj atacak vaktim var biliyorsun.

Bir şey diyecektim ama sonra konuşuruz.

Söyleyebilirsin. Dinliyorum.

Boşver sen işine bak. Acil bir şey değil.

Öyle diyorsan.

Giyinirken telefonum titremişti. Min Joon'dandır diye bakmamıştım. Soyunma odasından çıktığımda bekleme salonunda oturan Min Joon'u görmüştüm. Onun koluna girdiğimde neşeyle çıkmıştık hastaneden. Min Joon'la gülüşürken arabaya varmıştık. Arabaya bindiğimde çantamı Min Joon'a vermiştim. Telefonum gelen mesajı hatırlatmak için tekrar ötmüştü.

"Mesajına cevap vermedim geldiğini düşünerek."

"Ben mesaj atmamıştım sana. Sadece oturup bekliyordum."

"Gerçekten mi? O zaman mesajıma bakar mısın?"

"Chanyeol hyung atmış. Müsait misin yazmış. Sonra da boşver demiş."

"Ah! Araba kullanıyorum yazar mısın?"

"Yazdım. Ne zaman bizi tanıştıracaksın noona?"

"Chanyeol biraz yoğun bu aralar. Biliyorsun bende ameliyathaneden çıkamıyorum. Ama merak etme gitmeden tanıştıracağım."

"Ne iş yapıyor?"

"Bu bir sır."

"Sırmış. Öğrensem ne yapacağım ki?"

"Sen noonana güven. Chanyeol'u çok seveceksin."

"Evet eminim."

Yemeğimizi yedikten sonra bir kafeye kahve içmeye gitmiştik. Kafe çok sakin ve boştu. Aklıma Chanyeol'u buraya çağırabileceğim gelmişti. Tuvalete gittiğimde çok heyecanlanmıştım.

Chanyeol! Chanyeol! Müsait misin? Cevap vermesini beklemeden aramıştım. Çünkü yazarak vakit kaybetmek istemiyordum.

"Alo?" Chanyeol soran bir sesle açtığında gülümsemiştim.

"Müsait misin?"

"Çok değil. Söyle." Sesi normal gelmiyordu. Sanki yorgundan çok kızgın gibiydi.

"Bir şeye canın mı sıkıldı? Eğer müsaitsen seni kahve içmeye davet etmek istiyorum. Burası boş ve sakin. Hem seni kimse tanımaz hemde moralin düzelir. Ah! Bir de seni biriyle tanıştırmak istiyorum."

Vin Rosé || Park Chanyeol ✔Where stories live. Discover now