(0.7)-Sıfırın duyguları

1.9K 158 15
                                    

Bazen insan bedeni bardak boşalırcasına yağan bir yağmurun altındayken bile ruhundaki çölde kaybolur.

*

^ Chord Overstreet - Hold on

*

Sabahın altısında kalktığımda gelen seslerle kaşlarım havalandı. Üstümdeki pikeyi kenara itip muhtemelen Toprak'ın annesine ait olan kıyafetlerimi düzelterek tereddütle de olsa odadan çıktım. Dün mutfağın olduğu yeri Defne teyzeye sofrayı kaldırmasına yardım ederken hatırladığım için adımlarımı oraya yönelttim. Kapı pervazına yaslandığımda Defne teyze, bir şarkı mırıldanarak kahvaltıyı hazırlıyordu. Gözlerimi irileştirdim. Bu ailede erken kalkmak adetten olmalıydı. "Günaydın, Defne teyze." dedim tebessümle. Sesimi duyduğunda bana baktı ve gülümsedi o da.

"Günaydın, İdil. Seni ben mi uyandırdım?"

Başımı salladım. "Evet ama erken kalkarım zaten, sorun değil." Ona doğru ilerledim. "Yardım edebileceğim bir şey var mı?"

"Sen dinlenmene bak lütfen, ben hallederim."

"Yeterince dinlendim dün, ben gayet iyiyim." dedim inatla. O çalışırken boş boş duramazdım.

"Peki," diyip düşünmek için kendine birkaç saniye tanıdı. Ardından "Öyleyse sen çay demle," dedi munzurca. "Uygar senin çaylarına bayılıyor ne de olsa." Sesindeki iğneleri fark ettiğimde utanarak başımı salladım. Ben çayı demlerken Defne teyze de omleti hazırlıyordu. "Uygar yemek yemeye bayılır." dedi laf olsun diye. "Çay içmeye de öyle." Güldü. "Oburun teki."

Ben de güldüm. "Fazla enerji dolu," diye kendimce yorumlarken dolaptaki kahvaltılıkları çıkardım. "Onun gibi her daim mutlu olmak isterdim."

"Mutluluk bazen maskedir, kızım." dedi Defne teyze de omleti tamamladığında. "Herkesin içinde bir acı yatar, sadece bazıları göstermek istemez." Neden böyle bir cümle kurduğunu anlamasam da irdelemedim. Yüzü düşmüştü. Çabucak gülümsemesini geri kazandığında dudaklarımı birbirine bastırdım. Ona teşekkür etmek istiyordum ama bunu sadece kelimelere dökebilmek canımı sıkıyordu.

"Defne teyze," dedim durgunca. "Ben gerçekten size çok minnettarım." Defne teyze bana dönerek tezgaha yaslandı. "Bana bir anne şefkatiyle yaklaştınız, üstelik beni tanımadığınız halde." Gözlerim indi.

"Ben de senin bir annen sayılırım bundan böyle," dedi Defne teyze. Yanım gelip elini omzuma koymuştu. "Bana böyle hitap etmek istersen de çekince duyma. Toprak'ın tüm arkadaşları öyle der. Tanışmak kısmını da atlattık sanıyordum. Kalbinin güzelliğini hissediyorum kızım, bedenlerimiz yabancı olsa da kalbimiz yakınsa geri kalan şeyler önemsiz birer detaydan ibarettir."

Ona en içten duygularımla gülümsedim. O da bana gülümsediğinde kafamı çevirdim ve kapı pervazına yaslanmış bizi izleyen Toprak'ı gördüm. Göz göze geldiğimizde "Günaydın." dedi. Bakışları her zamanki gibi ışıl ışıldı. Yanımıza gelip annesini öptü. "Döktürmüşsün yine anne," diyerek tabaktaki krepleri gösterdi. "Neyse ki hepsini yiyebilecek kadar acıkmıştım ben de." Annesi omzunu dürttü ve konuştu.

"Yılışma, Uygar. Onlar misafirimiz için."

Toprak homurdandığında gülerek sofrayı kurmaya devam ettim. Toprak işe el atıp çayları doldurduğunda Hazar amca da masaya gelmişti. Hep beraber oturduğumuzda Toprak hızla önündekileri yemeye başladı. Anlaşılan yemek yediğinde gözü kimseyi görmüyordu. Ben de önümdekileti zorlukla bitirdiğimde Defne teyzeye sofrayı kaldırmasında da yardım ettim. Toprak ile beraber çıktığımızda bana veda ederek ters yöne gitti. İç geçirerek kafeye yönelip iki gündür aksattığım işin başına geçtim.

İkinci TekilWhere stories live. Discover now