(5.9)-Beşin vurgunu

1.6K 131 52
                                    

Ve insanların yaşamak, yani sevmek için bir şansa ihtiyacı vardı.

*

^ Murat Dalkılıç - Kördüğüm
^ Emre Aydın - Her şey biraz hala sen
^ Sezen Aksu - Masum değiliz

*

Sözlerin arkasında durmak istikrar ister. Hayat biz planlar kurarken başımıza gelenlerdir, derler. Öyledir de. Geleceğe dair planlar geleceği bilmediğimiz sürece özeldir. Ancak biz planlar kurdukça hayat değiştirir kaderin çizelgesini. Bu yüzden bazen en dibe düşer bazen de zirvede buluruz benliğimizi. Kimi zaman da hiçbiri olmaz. Fakat öyle bir kayboluruz ki bir daha istesek de bulamayız kendimizi.

Yeni yıl insanların birçoğunu sokaklara atmış, kalanları da evlerde pineklemeyi yeğlemişti. Televizyonlar açıktı. Caddelerde canlı yayınlar yapan dev ekranlar da dahil olmak üzere tüm bağlantılı kanallar, gece yarısına beş dakika kaldığı anda büyük, simsiyah bir ekrana mahkum kılınmıştı.

Birkaç saniye sonra ekranda son zamanlarda ismi sıkça geçen iş adamının görüntüsü yayınlandığında görenler buna inanamamıştı. Tunç Baymer gözünü kırpmadan birinin kafasına sıkmıştı. Hemen ardından da suçlarını bir bir itiraf ettiği anlar yayınlanmıştı. Onu seven ve sevmeyen, tanıyan ya da tanımayan herkes dehşete düşmüş duyduklarını sindirmeye çalışırken en büyük yankı, Eskişehir'deki eski bir apartmanda uyandı.

Toprak'ın annesi Defne Hanım ve babası Hazar Bey evde tek başlarına otururken kapı çalınmış, oğullarının dostları ve aileleri içeri girmişti. Matem havasındaydı herkes. Toprak'ın ölümü ve ondan sonra atılan iftiralar her birini farklı bir yere dağıtmıştı. Bu da yetmezmiş gibi İdil'in ani kayboluşu evlerini asla geçmeyecek bir hüzünle doldurmuştu. Gerçekleri bilen iki kardeş vardı aralarında fakat. Bir kutlama yapmıyor olsalar da bu gece bir arada olmak için geçerli bir nedenleri vardı. Zira bu iki kardeş tam olarak olacakları bilmese de büyük bir fırtına kopacağından eminlerdi. Çünkü bu sessizlik, yalnızca bunun habercisi olabilirdi.

Çok geçmeden, saat gece yarısına ulaşmadan önce de bekledikleri yankı da bulmuştu. Televizyonlarında görüntülenen gerçekler herkesi dehşete düşürmüştü düşürmesine ama onların afallama nedeni bunun yanı sıra uzun zamandır ortalarda olmayan İdil'in bambaşka bir tarzla orada, o sandalyede oturmasıydı. İki dakikalık görüntü sona erdiğinde tüm şehir sessizliğe bürünmüştü.

Cenk'in aylardır üstünde çalıştığı sistem sayesinde yetkililer de kanallara yollanan güçlü kodu kırmakta zorlanıyorlardı. Kimse ne olduğunu tam olarak anlamamıştı ama iyi şeyler olmayacağı da açıktı.

Üçüncü dakikada ekrana İdil'in yüzü çıktı. Gözlerindeki lensi çıkarmış, yeşillerini özgürlüğe kavuşturmuştu. Kısa kestiği sarı saçları dağınıktı. Amacına ulaşmanın verdiği o zafer vardı bakışlarında ama bunu yalnızca onu iyi tanıyanlar görebiliyordu. Başkaları için bu gözler ruhsuzdu. Evdeki herkes şok olmuş ona bakarken annesinin ağzı açık kalmıştı. İdil, kameraya bakarak konuşmaya başladığında kimse tek kelime edemiyordu.

"Herkese merhaba.

Nasıl başlanır böyle konuşmalara, bilmiyorum. Sanırım öncelikle bunun bir hacker grubu saldırısı olmadığını belirtmekle başlamalıyım. Yalnızca üç dakikanızı alacağım, endişelenmeyin. İçinizde beni tanıyanlar mutlaka vardır, yine de kim olduğumu bilmeyenler için kendimi tanıtmama izin verin. Ben, İdil Ilgar. Bundan birkaç ay önce ölen gazeteci Toprak Alkay'ın nişanlısı. Onu hatırlıyorsunuz, değil mi? Ben hiç unutmadım."

İdil, gözlerini kısarak kameraya bakarken Cenk karşısında durmuş onu izliyordu. İdil aklından geçen onca küfrü yutarak dudağını ıslattı.

İkinci TekilWhere stories live. Discover now