(2.5)-İkinin sorumluluğu

1.3K 123 20
                                    

İnanmak ve hayal kırıklığına uğramak birbirini doğuran kısır bir döngüdür yalnızca.

*

^ Ezginin Günlüğü - Eksik bir şey mi var?

*

İki gün sonra ani bir kararla babamı arayıp kardeşimi yanımda istediğimi söyledim. Bu meseleyi çok düşünmüştüm ama aniden kararımı açıklama nedenim biraz daha düşünürsem geçerli sebeplerim olduğu için vazgeçmekten korkmamdı. Bir çocuğa nasıl davranılır biliyordum ama o çocuğun kardeşim olduğunu bile bile, üstelik kabul etmek istemesem de içimde bir yerlerde onun yaşamam gereken hayatı çaldığı gibi uçuk bir fikir büyürken bunu nasıl becerecektim hiçbir fikrim yoktu.

Babam, sevgili üvey annemi ikna ettikten sonra iki hafta içinde sınavlarım bitmiş, okullar kapanmıştı ve ben sokakta elimi tutmuş yürüyen bir çocukla baş başa kalmıştım. Ailesi onu eylülde geri alacaklardı ama o zamana kadar bu ufaklıkla ben uğraşacaktım. Demin onu annesinden teslim aldığımdan beri hiç sez çıkarmamıştım. Esin Hanım havalı bir kadındı ama beni gördüğünde sıcacık tebessüm edip oğlunu bana emanet etmesi onun hakkında geliştirdiğim ön yargılarımı parçalamama vesile olmuştu. O, bana gerçekten böyle kibar davranırken onu terslemek benim içimden gelmezdi. Bunu yapamazdım. Dalgınca ellerimin arasındaki küçük ele indirdim gözlerimi. Onun sesini henüz hiç duymamıştım çünkü ne zaman beni görse kaşlarını çatıp ters ters beni izlemeyi yeğliyordu. Babası onunla konuştuğunu söylese de anlaşılan o da tüm yazı benimle geçirmekten memnun değildi. Apartmana girdiğimizde "Aç mısın?" diye ilk diyaloğumuzu ben başlattım.

"Evet." dedi. Defne annelerin kapısını çaldığımda kapıyı Toprak açtı. Yanımdaki ufaklığa baktığında sırıtarak "Hoş geldiniz." dedi. Ben elimi çocuktan çekip yanından geçerken o da çocukla boyunu eşitlemişti. Arkamda kalmalarını umursamadan ayakkabılarımı çıkarıp mutfağa girdim. Defne teyze masayı küçük beyin şerefine donatmıştı. Beni gördüğünde yanaklarımı öptü sevgiyle. "Hoş geldin kızım."

Hazar baba da alnımı öpüp selam verdiğinde ona tebessüm ettim. Toprak kucağında Egehan ile içeri geldiğinde Defne teyze sevgiyle onu oğlundan aldı. Egehan sevgi gösterisinin ve pohpohlanmanın hoşuna gittiğini belli etmekten çekinmeden yanaklarının öpülmesine izin verirken gözlerimi devirdim. Kapı çaldığında baş belası çocuğu orada bırakıp kapıyı açmaya gittim. Müge "O nerede?" diye heyecanla sorup içeri girdiğinde Savaş ve diğerleri de onu takip etti. Ağzım açık arkalarından bakarken pabucumun şimdiden dama atıldığını hissettim. Kapıyı kapatıp mutfağa döndüğümde Egehan bu defa Savaş'ın kucağındaydı. Eymen de tombul yanaklarını sıkarken sevgili kardeşimle göz göze geldik. Bana pis pis sırıtarak bu defa Barış'ın kucağına girdiğinde homurdanarak "Onu sevmeniz bittiyse yemeğe geçebilir miyiz?" diye sordum. Kendimi sandalyeye attığımda diğerleri de yerleşti. Toprak, küçük çocuğu kucağına alıp ona yemek yedirmeye başladığında "Toprak," dedim. "O kendisi yiyebilir. Allah aşkına onu şimdiden şımartmayın." Yüzümü buruşturarak onu gösterdim. "Zaten yeterince şımarık."

"Sensin o." Egehan'nın verdiği karşılıkla gözlerim büyürken Müge kıkırdadı.

"İdil, yoksa sen kardeşini kıskanıyor musun?"

Ona cevap vermedim. Arkadaşlarım o bücürü ikazlarıma aldırmadan sevmeye devam ederken önümüzdeki bu üç ayın epey zorlu geçeceğini şimdiden anlamıştım.

Yemekten sonra Egehan evin her yerini inceleyip biz sohbet ederken nihayet uyuyakaldığında Toprak onu kucağına alarak bizim daireye getirdi. Onu yatağıma bırakıp başıyla bize veda ederek gittiğinde iç çektim. Anlaşılan onu sevmişti. Gerçi benim kabullenmek istemediğim kardeşim de onu çok sevmişti ve bunu gözüme sokmaktan da geri durmamıştı tüm gün. Yatağımın kenarına oturduğumda masumca uyuyan çocuğa baktım. Valizlerini yarın yollayacaktı babası. Elbiseleriyle uyumasını istemesem de ses etmedim bu yüzden. Elim istemsizce saçlarına dokundu. "Biz seninle nasıl anlaşacağız?" diye sordum fısıltıyla. "Üç ay geçinebileceğimize emin değilim küçük şeytan." Dudağım kıvrıldı. Bana kötü bakışlar atmazken daha şirin duruyordu ve büyüyünce kızları kendine hayran bırakacağı kesindi. İçsel bir tokat attım kendime. Elimi derhal saçlarından çekip yatağımın diğer kenarına uzandım ben de. Bakalım bizi neler bekliyordu?

İkinci TekilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin