11. BÖLÜM - MCA'in Mührü

29.7K 2.6K 294
                                    

Multimedya: Demi Lovato - Heart attack

Keyifli okumalar...

Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin ❤️

🔥
Sadece çok kısa bir süre parlayan bir yıldız olmuştum ama geçmişim o yıldızı karanlığa bulayacak kadar karaydı.
🔥

 🔥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🔥

Terk edilmiş bir depoda ellerimiz arkadan bağlı bir şekilde sandalyede oturuyorduk. Depo birkaç çürümeye yüz tutmuş birkaç eşya dışında boş sayılırdı. Giriş kapısıyla beraber iki kapısı vardı. Tavana yakın küçük birkaç pencere ise gazete kağıtlarıyla kaplıydı. Yerler o kadar pisti ki zeminin asıl rengi artık belli olmuyordu. Uzun süredir kimsenin buraya uğramadığı açıktı.

Yarım saat önce karşımıza çıkan takım elbiseli adam bizi buraya getirdiklerinden beri ortalıkta görünmüyordu. Sadece adamları kabanlarımızı çıkarıp içlerini kontrol etmiş ardından da üzerlerimizi aramışlardı. Dylan'ın silahı haricinde zaten bir şey bulamamışlardı. Şimdi ise sadece üstümdeki elbiseyle oturuyor ve fazlasıyla üşüyordum. Tek derdim buymuş gibi Vera'ya bu elbiseyi giymemi istediği için içten içe kızıyordum.

Saçlarım, hırpalanarak buraya getirildiğimiz için, dağılmıştı ve yüzüme dökülüp duruyorlardı, başımı sürekli hareket ettirsem de tamamen görüşümden çekmeyi başaramamıştım. Zaten bir süre sonra da bundan vazgeçmiştim çünkü bileklerimdeki ipler o kadar sıkıydı ki en ufak bir hareketimde bile canım yanıyordu. Benim için bu büyük bir sorun olsa da o iplerin Dylan'ı durdurmayacağını biliyordum ama etrafımızda fazlasıyla psişik silahlı adam varken pek şansı varmış gibi görünmüyordu. Yine de bu kadar sakin olması hayret edilecek türdendi. Soğukkanlı bir şekilde etrafı izliyordu sadece ama ben onun bu halinin aksine korkudan ölmek üzereydim adeta.

Dylan onu izlediğimi anlayınca bana doğru döndü ve güven verici bir şekilde gülümsedi. Bana sarılışının üzerinden daha bir saat bile geçmemişti. Bana güven demişti. Seni bu durumdan kurtaracağım, sadece güven. Güvendim. Ona gülümsemeye çalışırken o an veremediğim cevabı bakışlarımdan almasını istedim. Sesli dile getirmese de aldığını biliyordum, hissetmiştim.

Tok adım sesleriyle bakışlarımız da birbirinden ayrıldı ve gözlerimiz sesin kaynağını buldu. Orta yaşlarda koyu lacivert takım elbiseli bir adam bize doğru ağır adımlarla yürüyordu. Saçlarının kenarları hafifçe kırlaşmıştı, gözlerinin etrafında da ufak çizgiler vardı. Otoriterdi hem duruşu hem bakışları. Adamın arkasından Dylan'ın Akrep diye seslendiği adam ve onlardan daha genç takım elbiseli başka bir adam daha girdi. Üçünün bakışları da Dylan'dan sekip beni bulunca ürperdim. Gözlerine yayılan keyif ise daha da titrememe neden oldu. Beni tanıyorlardı ama bu öylesine bir tanışıklık değildi. Başka bir şey vardı bakışlarında.

NEKROKİNEZİ • ZifirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin