46. BÖLÜM - Elveda

23.3K 2.1K 361
                                    

Multimedya: Ashes Remain - Without You (Bu şarkıya bayılıyorum kesinlikle dinleyin.)

Instagram: e.s.mare
Twitter: e_smare

Keyifli okumalar...

🔥
"Seni seviyorum ve seni affediyorum.
Elveda Denizin oğlu."
🔥

"🔥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🔥

Kırmızı dalgalarla akan suyu izlerken hiçbir şey hissetmedim. Bir yaşamı hayattan koparmak ne kadar da kolaydı. Kalbe saplanan bir bıçak ya da hayati bir organa zarar verecek bir darbe...

Her güne bir ölüm... Bir hafta boyunca ellerimden ölümü tadan tam 6 kişi... En azından artık ağlamayı da bağırmayı da bırakmıştım. İlk günlerdeki gibi bayılmıyordum. Geceleri dayanılmaz ağrılar bana izin verdikçe ve öldürdüğüm insanlar kabuslarıma girmedikçe biraz uyuyabiliyordum da.

"Ellerini biraz daha ovalarsan şeffaflaşacak gibi." dedi yumuşak bir ses. Gülümsedim ve banyonun aynasından ona baktım. Yavaşça yanıma gelip kollarını belime doladı.

Hala onu son gördüğümde olduğu gibi soluktu ama kahvelerinin tonu sıcacıktı. Saçları dağınık olsa da yine de güzel duruyordu. Onda değişen tek şey kokusuydu. Okyanus kokusu artık yoktu.

Ellerimi yıkamayı bırakıp yanda asılı duran havluya uzandım. "Beni böyle görmeni istemezdim."

"Bu senin suçun değil." dedi beni daha sıkı sararken. Keşke onu hissedebilseydim.

"Benim suçum. Onu hayatıma almayı ben seçtim."

Ellerini geri çekerek duvara yaslandı. "İnsan aşık olacağı kişiyi seçemez Alice." dedi kulaklarıma ulaşan güzel sesiyle. Aynı cümleyi Chris de kurmuştu. İnsan aşık olacağı kişiyi belki seçemezdi ama bunun bedelini er ya da geç öderdi.

"Ben sana aşığım ve hep öyle olacak." diye mırıldandım.

"Kiminle konuşuyorsun?" Gelen sesle hızla arkamı döndüm. Bradley odanın ortasında dikilmiş bana bakıyordu. Bakışlarımı Dylan'ın yaslandığı duvara çevirdiğimde sanki birden buharlaşmış gibiydi.

"Hiç." dedim banyodan dışarı çıkarken. Ona halüsinasyon gördüğümü söylediğimde bunu Arran'a söylemekte tereddüt etmezdi ve ben o ilaçtan mahrum kalabilirdim. Arran'ın kontrolüne girsem bile en azından Dylan'ı görüp onunla konuşabiliyordum. Hatta Chris'i bile bir kaç kez görüp onunla konuşmuştum.

Bradley şüpheyle beni süzerken kaşlarını çatıp yanıma geldi. "Hiç mi?"

"Kendi kendime konuşuyordum Bradley." dedim bıkkın bir tavırla.

NEKROKİNEZİ • ZifirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin