14.BÖLÜM - Tanıdık Kurtarıcım

31.1K 2.5K 622
                                    

Multimedya: Cara...

Ross Copperman - Holding On and Letting Go

Keyifli Okumalar...

🔥
Ben bu zamana kadar öldüren taraftaydım, o ise ölen.
🔥

 🔥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🔥

Uyandığımda hava hala aydınlanmamıştı. Yalnızca birkaç saat uyumuştum şüphesiz ki bu yaptığım o korkunç şeyden sonra baygın olduğum anlar göz önüne alınırsa normaldi de.

Chris bana sarılmış uyuyordu. Yanımda onu bulmam yüzümde bir gülümsemeye neden oldu. Susadığım için Chris'i uyandırmak istemeyerek kollarından sessizce sıyrıldım ve yavaşça yataktan çıktım. Sehpanın üzerinde sürahiyi görmeyi umarken hüsrana uğradım. Vera odamı toplamış olmalıydı.

İstemeye istemeye odadan çıkıp alt kata yöneldim. Merdivenleri inerken tırabzanlara tutundum, aniden ortaya çıkan baş dönmemin burada beni yakalaması hoş olmazdı. Ağır ağır basamakları inerken Dylan bana bir dejavu yaşatarak mutfaktan çıktı. Elinde dumanı tüten bir kahve bardağı vardı. Beni fark ettiği an durdu ve bana baktı. Saçları darmadağınıktı, kıyafetleri de öyle. Gözlerinin altındaki koyu halkalar daha da artmıştı. Belli ki uyuyamamıştı.

Aşağı inip inmemek konusunda karasızlık yaşarken o da bir şey söylemeyerek bana bakmaya devam etti. En sonunda susuzluğu göze alarak odama gitmeye karar verdim. Onunla yüzyüze gelmek istemiyordum. Hele konuşmak... En son isteyeceğim şeylerden biri de buydu.

Arkamı dönüp yukarıya doğru bir basamak aşmıştım ki, "Stella." diye seslendi ama umursamadım. Birkaç basamak daha çıktım ama o pes etmedi ve "Alice." diyerek tekrar seslendi. Sonunda durdum ve dönüp ona baktım. Yürümeye devam etseydim bu sefer de Ciara diye mi seslenecekti?

"Seninle konuşmak istiyorum." dedi ona baktığımda.

"Ama ben istemiyorum." dedim katı bir sesle.

"Sadece birkaç dakika konuşmama izin ver."

Neden her gece karşıma çıkıyordu bu adam? Sonra bir şey kafama dank etti. Benim gibi o da geceleri uyuyamıyor olabilir miydi? Hatta belki o da kabus görüyordu.

"Lütfen." dedi sessizliğime karşı. Sesi içtendi ama söyleyeceği hiçbir şey zerre umurumda değildi. O zaman neden arkamı dönüp gidemiyordum? Çünkü merak ediyordum, umurumda değil derken bile o merak içimi kemiriyordu adeta. Ben de pes ettim. Merdivenlerden inerek camların önündeki her zamanki yerime oturdum.

Yürüyüp karşımdaki tek kişilik koltuğa oturdu ve elindeki kahveyi bana uzattı. Almadığımı görünce sehpanın üzerinde benim tarafıma bıraktı ve "İstemesem de sürekli zarar görmene sebep oldum değil mi?" diye sordu. Cevap vermeyerek ona bakmaya devam ettim. "Sormam bile saçma. Halinden belli olmuyormuş gibi. Ama asla bir daha böyle bir şey olmayacak."

NEKROKİNEZİ • ZifirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin