27. BÖLÜM - Paramparça

25.4K 2.1K 611
                                    

Multimedya : Marcus...

Instagram: e.s.mare
Twitter: e_smare

Keyifli okumalar...

🔥
"Sadece Vargas değil, isterse tüm dünya karşıma dikilsin.
Seni onlara vermektense ölürüm ben."
🔥

" 🔥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🔥

Caddede birbirini kovalayan araçlar... Sürekli bir yere yetişme çabasındaki insanlar... Normal bir hayat süren bu insanlar ne kadar şanslı olduklarının farkında mıydı acaba?

Belli ki benim hiç böyle bir hayatım olmamıştı. Emindim ki bundan sonra da olmayacaktı. Ne geçmiş peşimi bırakacak ne de geleceğim beni memnun edecekti.

Camdan dışarıyı izlerken bakışlarım bilmem kaçıncı kez odanın köşesinde hararetle tartışan Dylan ve Marcus'a kaydı. Marcus o kadar öfkeli görünüyordu ki Dylan'ın ona bir şeyleri açıklama çabaları boşa çıkacak gibiydi.

Birkaç dakika önce "Nasıl olur da bir katili içinize alırsınız?" diye adeta kükremişti. Dylan ona açıklama yapmaya çalışsa da "Onlar karımı ve çocuğumu öldürdü." diye tekrar kükremişti ve korkuyla geri sıçramama neden olmuştu. O an bir yerlere gizlenme isteğimi zorla bastırmıştım.

Dylan o halimi görünce artık dayanamayarak sakinliğini bozmuş beni arkasına çekerek "Sakin ol Marcus!" diye bağırmıştı. "Yeter! Beni dinle artık!"

Marcus ise hiç etkilenmemiş gibiydi. "Onu Vargas'a ya da şu gelen lanet dedektife vermemem için bana iyi bir gerekçe sunsan iyi olur Dylan. Yoksa seni bile gözüm görmez."

Yapar mıydı, bilmiyorum ama sözleri beni korkutmayı başarmıştı. Dylan da bunu anlayarak çareyi onu benden uzaklaştırmakta bulmuştu. Onu zorla bir köşeye çekmişti. Yoksa adamın gözlerindeki öfkeyle beni o an öldürebileceğini düşünüyordum. Sadece bakışlarıyla bile bunu yapabileceğine yemin edebilirdim.

Tekrar camdan dışarı baktığımda az önce koridorda gördüğün genç dedektif görüş alanıma girdi. Dikkatimi zor da olsa onlardan çekip onu izlemeye başladım.

Kumral, uzun boylu ve yapılı biriydi. Koyu tonda uzun düz saçları vardı. Göz rengini tam seçemesem de kahverengi ya da ela olduğunu düşünüyordum. Gergin olduğu ayağıyla yerde ritim tutmasından ve yüz ifadesinden belli oluyordu. Kollarını önünde çapraz bağlamış ve sol elini sanki piyano çalıyormuş gibi kolunda hareket ettiriyordu. Tıpkı Bradley'i gördüğüm bazı anlarda onun bana tanıdık gelmesi gibi genç dedektifin de bu hareketi bana oldukça tanıdık gelmişti.

Benden ne istiyordu? Acaba yerel polisin de arananlar listesine mi girmiştim?

"Alice!" Dylan'ın sesiyle dikkatimi ona çevirdim. "Gidiyoruz." dedi hızla.

NEKROKİNEZİ • ZifirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin