13. BÖLÜM - Aile Kokusu

31.7K 2.7K 613
                                    

Multimedya: Christopher...

Beth Crowly - Warrior

Keyifli Okumalar...

🔥
Ona daha da sokuldum ve kokusunu uzun uzun içime çektim. Aile böyle güzel mi kokuyordu?
🔥

 Aile böyle güzel mi kokuyordu?🔥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🔥

Ölüm ve yaşam...

Bir süre sonra bu iki kelimenin tarihini sadece bir kısa çizgi ayırıyordu. Ufacık bir kısa çizgi...

İşte bütün hayatımız o kısa çizgiden ibaretti. Buna rağmen can yakmaktan, can almaktan geri durmuyorduk. Ben de onlardan biriydim işte. Peki, ne için? Hepimizin hayatı bir kısa çizgiden ibaretken, bizi bu hale getiren neydi?

Güç, itibar, para... Belki de niceleri. Hepsi ne kadar boştu halbuki.

Elimdeki soğuk metal ürpermeme neden olurken çok kısa bir an hayatımı konu alacak kısa çizgiyi düşündüm, kim bilir içine ne acı sığdırmıştım. Kimlerin canını yakmıştım. Kısa çizgimiz çizilişini erkene aldım ve yapmam gerekeni sonunda yaptım. Çok canım yanmıştı ama çektiğim içsel acının yanında bu hiç kalıyordu. Zaten bir müddet sonra bu acıya da alışmıştım. Sanki tüm yaptıklarımın bedelini böylelikle ödüyordum. Kendi kanımla... Suçluluk damarlarımdan eksilen her damlayla akım gidiyordu sanki.

Ölümü düşündüğüm çok an olmuştu ama ilk defa kendimde bunu yapabilecek cesareti buluyordum. Tam da şu anlarda düşünüyordum da belki de hatırlamadığım hayatımın çoğunu da ölümü düşünerek geçirmiştim. Ya da soğuk kanlı bir katilin hazzıyla...

Bir müddet parmaklarımdan süzülen kırmızılığı izledim. Bu midemi bulandırmıştı ama onu da sineye çektim. Zeminde yer yer kırmızı lekeler oluşmaya başlamış, üzerimdeki kıyafetlere ise çok az bulaşmıştı ama gitgide artıyordu. Dakikalar, belki de saniyeler içinde tamamen kana bulanacaktım, tıpkı ruhum gibi bedenim de kan revan içinde kalacaktı ama sonunda kurtulacaktım.

Ölmek için başka yöntemlerde bulabilirdim ama ben yaktığım canların ve akıttığım bütün kanların bedelini kendi kanımla ödeyecektim. Ölümüm herkes için ödül benim içinse cezaların en büyüğü olacaktı. Ya da tam aksine kurtuluşum...

Bir müddet akan kanada yavaş yavaş soğuyan vücuduma da alışmıştım. Zaten öldükten sonra her yer soğuk olacaktı. Ölümün adı bile soğuktu. İnsanların ürpermesi için bu kelimeyi duymak bile yeterliydi. Ben aksine belki de ilk kez bu soğukluktan ürpermedim, hatta mutlu bile sayılırdım. Acılarından kurtulan insan nasıl mutlu olmazdı?

Aynı işlemi tekrarlamak için bıçağı kanlı elime aldım ama gelen sesle duraksadım.

"Lanet olsun. Ella sen ne yaptın?" Gözlerimi usulca çevirdim ve koyu kahve gözler mıknatıs gibi harelerime çekildi. Dylan iri iri açılmış gözleriyle mutfağın kapısından bana bakıyordu. Şok olmuş gibiydi adeta. İlk defa onu böyle görmek sadece birkaç saniye öylece ona bakmama neden oldu ama bana doğru hızla ilerlemeye başlaması beni kendime getirdi. Elimde ki bıçağı ona doğrulttum. Kolumu hareket ettirmemle daha fazla kan akmaya başladı ve canım daha fazla yandı ama bu zerre umurumda olmadı. Şu an odaklandığım tek şey onu kendime yaklaştırmamaktı. "Uzak dur!" dedim en az elimdeki metal kadar keskin bir sesle.

NEKROKİNEZİ • ZifirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin