2.Bölüm ❄ Saldırı ve Merhamet

10.9K 801 85
                                    

Alina olanları anlamamıştı ve anlayabileceğini de sanmıyordu. Kurt onlara saldırmamıştı? Neden bunu yapmamıştı ve üstelik onlara saldıran kurdu öldürmüştü?

Alina Myrina, kendini bir bilinmezin içinde hissediyordu ancak bunu düşünmek için iyi bir zaman değildi.  

Hızla Ogufer'in ve Molin'in yanına gitti. Molin hâlâ Alina'ya şaşkınlıkla bakıyordu. Ogufer'in de ondan kalır bir yanı yoktu.

Alina parmağını şaklattı. "Ogufer," dedi endişeli ve nefes nefese. "Molin'in ayağı yaralı. Onu yere bırak."

Ogufer, dediğini yapmadı ve kızın yüzünü dikkatle incelerken kaşlarını çattı. "O da neydi?" Bir hayalet gibi donakalmıştı.

Alina bıkkınlıkla iç geçirdi. "Ogufer!" diye bağırdı yüksek sesle. "Molin'in ayağı yaralı!"

Ogufer trans haline geçince derin bir nefes aldı ve çömeldikten sonra Molin'in yere oturmasını sağladı. Bir yandan onun arkasına geçti ve ablasının sırtından tutup onun için işi kolaylaştırdı.

Alina dizlerinin üzerine çöktükten sonra Molin'in ayağına doğru emekledi. Onun, parçalanmış kahverengi çizmesini ayağın nazikçe ayırırken, Molin acıyla inledi. Ardından kana bulanmış ve paramparça olmuş çorapları ayağından çıkardı. Molin'in acı çekmesine fena halde üzülüyordu ve onun iyileşmesini istiyordu.

Ogufer, elini Molin'e verdi. Molin, Ogufer'in elini sımsıkı tuttu.

Alina, Molin'in ayağına baktı. Gerçekten berbat görünüyordu. Kurt, kızın ayağını fena halde dişlemişti ve üst kısmı neredeyse ikiye yarılmıştı.

Molin, kardeşinin gözlerindeki korkuyu okumuş olacaktı ki beti benzi attı. "Çok mu kötü?" derken ayağına bakamıyordu.

"Hayır," diye yalan söyledi Alina. "Şimdi orayı saracağım. Saraya gidince direkt hekimlere gideceğiz."

Ogufer, Alina'nın gözlerine umutsuz bir şekilde baktı.

Alina, üzerindeki deri tuniği kesmek için, Ogufer'in yanındaki kılıcı aldı ve küçük bir parça kesti. Ardından elleriyle tuniğini yırttı. Bir parça deri kumaşı, nazikçe kızın ayağına sararken, Molin neredeyse ağlayacaktı. Yüzünü

Ogufer'in dizine gömdü ve solgun dudaklarını birbirine bastırdı.

Alina'nın işi bitince, "Ogufer," dedi hızla. "Onu sırtına almana yardım edeceğim. Molin, ayağını bir yere dokundurmamaya çalış."

Ogufer ve Molin, kafalarını onaylayınca salladığında Alina ayağa kalktı. Molin'i, Ogufer'in sırtına yerleştirdi. Ogufer, ablasının bacaklarından sımsıkı tuttu ve Alina ile beraber hızlı adımlarla ormanın çıkışına doğru yürümeye başladılar.

"Ben size, buraya gelmememizi söylemiştim, değil mi budalalar?" diye azarladı onları Alina, sarı kaşlarını iyice çatarak. "Yaşadıklarımız gerçekten çok eğlenceliydi!"

Molin araya karıştı; elini Ogufer'in başına vurdu. "Biraz yavaş ol, ayağım acıyor, Ogufer!"

"Kraliçe fena halde kızacak," dedi Ogufer iç çekerken. "Hele ki çocuklarından birinin neredeyse ayağını kaybetmek üzere olduğuna..."

Alina, Ogufer'e kaş göz işareti yaparken, Ogufer yere bakıyordu, bu yüzden görmedi.

Molin ağlamaya başladığında, Alina, Ogufer'in koluna bir yumruk çattı. "Ogufer!" Ardından Molin'e doğru döndü. "Sana söz veriyorum, ayağına bir şey olmayacak, abla."

Şafağın AnısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin