24.Bölüm ❄ Geçmiş

4.6K 355 38
                                    

Alina'nın kalbi tekledi ve Kyron'un mavi gözlerine bakışlarını sabitledi. Ne diyeceğini bilmiyordu. İntikam almak pek ona göre değildi ancak annesini ondan ayıran kim varsa onları yakmak istiyordu. Ama Kyron'a güvenebilir miydi?

"Birlikte mi?" diye sorduktan sonra sertçe yutkundu. Kelimeleri toparlamaya çalışıyordu ancak bunda çok da başarılı olduğu söylenemezdi. "Hayır. Yani... Sana ihtiyacım yok, bunu kendim de halledebilirim."

Kyron'un kaşları kalktı, yüzünde alay ifadesi oluştu gibi oldu ve bu da Alina'yı sinirlendirdi. "Kendin mi?" diye sordu. "Bunu yapamazsın, Alina."

Bu doğruydu, Alina hiçbir şey yapamazdı. Özellikle ona böylesine mahkûmken. Boğazını temizledi. "Eğer evet dersem, bana gerçekten de yardım edebilir misin?"

"Ederim, edeceğim. İstesen de istemesen de."

"İyi öyleyse. Bunu yapan herkesten intikam almakta yardım edeceksin." Alina çok kararsız hissediyordu.

Kyron başını salladı.

"Peki ya artık kelepçeleri takmasak nasıl olur?" diye sordu Alina.

"Kaçmaya kalkmazsan onları bir daha takmam."

İşte bundan emin değildi. Kaçmak, gitmek istiyordu ama yine de ona, annesinin sebebinden ötürü bağlı hissediyordu. Eğer kaçarsa intikam alamazdı. Vivian Kurtlarından... Tek başına... Ancak kaçarsa ailesi ona yardım edebilirdi. Fakat o zamanda yine tehlike olurdu. Kyron bir kurttu; çok, çok güçlüydü. Tanrı adına, Alina'nın elindeki tek çare buydu. Bu da onu delirtiyordu. "Kaçmayacağım," dedi istemeye istemeye. Bunu yapabileceğinden emin değildi.

Kyron'un şüpheli bakışları, Alina'yı süzdü. "Kaçmak istesen de kaçamayacağını biliyorsun."

Bu çok doğruydu. Alina iç çekti. "Biliyorum." Eğer kaçarsa, onu hemen yakalarlardı. Bunu kaçma girişiminde de görmüştü zaten. "Onlardan nasıl intikam alacağız? Ben bilmiyorum."

"İstediğin gibi," dedi Kyron. "İster direkt öldürürüz, ister onları dişlerimizle yeriz, istersek de yakarız. Senin tercihine göre yapacağız."

Bu fikirler, kulağa güzel geliyordu. "Ne zaman yapacağız?"

"Şimdi olmaz. Her yerde aranıyoruz, Cornia'ya dönemeyiz. Seni gördükleri an götürürler. Askerler ve izciler, Londov'a bile yayılmış olabilir. Bu yüzden, senden umudu kestikleri an, askerleri ve izcileri geri çektiklerinde Cornia'ya döneceğiz."

"Babam benden umudu kesmez," derken içi acıdı Alina'nın. Onu gerçekten de unutabilir miydi? Ancak umudu kesmesi, unutması anlamına gelmezdi ki.

"Giden kişi bir daha dönmeyince, umut eninde sonunda kesilir, Alina."

"Bunu nereden biliyorsun?" diye sordu Alina tereddütle.

Kyron, Alina'nın önceden sorduğu ancak Kyron ile Lissa'nın nasıl olduğunu anlatmadığı, boynundaki ince yara izine dokundu. "Çünkü giden kişiler dönmez."

"Kim gitti?" dedi Alina, sanki ondan birinin gittiğini anlamış gibi. Bunu yüz ifadesinden çözmüştü.

Kyron'un gözleri şaşkınlıkla ona sabitlendi. "Ne?"

"Birileri seni terk etmiş gibi görünüyor," derken müneccim gibi hissetti Alina. Bu ciddi anda bile gülmemek için yanağının iç kısmını ısırdı ama dudağının yan tarafının kıvrılmasına engel olamadı.

Kyron oturduğu yatakta rahatsızca kıpırdandı. "Evet."

"Anlatabilir misin?" diye sordu Alina büyük bir merakla.

Şafağın AnısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin