41.Bölüm ❄ İhanet

2.9K 279 146
                                    

Bu bölüm için sizden bol bol yorum bekliyorum çünkü yazmaktan gözlerim yandı skdfmöşlmlj


Alina'nın kulaklarında korkunç bir ses yankılanıyordu. Belki de ateşi vardı, bilemiyordu ama sümüğünü koluna silmekten yorulmuştu.

O günün gecesi tamamen sessiz geçti. Ne gelen, ne de giden oldu. Ayrıca etrafı aydınlatmak adına da hiçbir şey yoktu. Karanlıkta ve soğukta öylece oturdular.

Zincirler, onların hareket etmesini, özellikle de Kyron'u engelliyordu. Ne yatabiliyorlar, ne de kalkabiliyorlardı. Bu cidden yorucuydu. Ayrıca Alina'nın karnı da çok acıkmıştı.

Ertesi günün sabahı kadın, Alina'yı uyandırmıştı ve bu sefer ona soğuk sudan dökmemişti. Alina bunun için sevinmişti. Kyron bu esnada hâlâ uykuya devam ediyordu. Kadın, Alina'ya biraz yemek getirmişti. Haşlanmış patatesin tadı berbattı.

Kadın gittiğinde, patatesten birkaç parça yemişti ancak Kyron'a vermeyeceklerini anladığında, tabağı varillerin oraya fırlatmıştı. Patates parçalanıp yere dökülmüştü. Bunun gürültüsüyle Kyron uyanmış, bir şey oldu sanmıştı.

Kyron uykusundan iyice ayıldığında bıkkınlıkla iç çekti.

"İşemek istiyorum."

Alina, "Ben de," diye mırıldandı. "Ayrıca susadım."

"Hiçbir şey yapamamam çok saçma geliyor."

"Burada böylece ölecek miyiz?" diye sordu Alina. İçi huzursuzluk doluydu.

"Hayır. Bir şeyler bulmaya çalışacağım."

Alina dikkatle baktığında, Kyron'un boynundaki tasmayı biraz daha gevşettiklerini gördü. En azından başını sağa sola çevirebiliyordu. "Bu şekilde mi?"

"Bir şeyler bulmaya çalışacağım Alina."

"Bulsan da bu vaziyetteyken planını uygulayabileceğimizi sanmıyorum." Alina aklına gelen fikirle beraber gözleri büyüdü. "Acaba diyorum, dönüşsen... Yani kurda... Anlarsın ya, küçülürsün ve ardından kurtulursun."

Kyron başını iki yana salladı. "Bu haldeyken dönüşmem imkânsız."

"Neden ki?" Alina hayal kırıklığına uğramıştı.

"Dönüşebilmek için rahat olmam gerekli. Bu haldeyken yapamam."

"Her neyse," deyip savuşturdu. Daha iyi şeyler düşünmesi gerekliydi. "Benim üzerimden mi gitsek?"

"Nasıl?"

"Bilmiyorum. Onlara bir şey söylesem..."

"Hayır, seni tehlikeye atmam. Ayrıca onlara söylediğin hiçbir şey yüzünden seni zincirlerinden çıkarmazlar."

"Onlar kim? Bir tahminin var mı?" Bunu, yüzüncü kez sorduğunun farkındaydı.

Kyron bıktığını belli etmeyerek cevap verdi: "Birilerinin ayak işçileri olduğu belli... Ama kimin, bilmiyorum."

Sürgülü kapının sesi geldiğinde, Alina pürdikkat gözlerini oraya çevirdi. Kapı iyice itildikten sonra, yavaş adım sesleri buraya sadece bir kişinin geldiğini ele veriyordu. Alina, o kadının gelmesini beklerken, karşısında çok daha farklı birini gördü.

Çok daha farklı...

Lissa, kapının eşiğinde, kollarını göğsüne kenetlemiş bir halde onlara bakıyordu. Saçları, Alina'nın önceki gördüklerinden daha durgun duruyordu ve üzerine onunla bağdaşmış eski kürkleri yerine kadının giydiği şeylerden vardı. Tamamen simsiyahtı.

Şafağın AnısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin