-5- Yazık başına gelecek sudan habersiz (Arkadaşız)

206K 7.2K 609
                                    

Medya: Bukre ve Aslının ıslak eşyalarından sonra giydikleri.


Poyraz'dan

Buz gibi iki leğen suyla hanımların çıkmalarını bekliyorduk. Çocukla çocuk olmak istemezdim ama kısasa kısas yapmak nedense çok hoşuma gitmişti. Ayrıca ne demiş atalarımız intikam soğuk yenen yemektir. Düşüncelerimden Sinan'ın sesiyle ayrıldım.

"Ağabey çıktılar"

Direk balkona çıkıp aşağıya baktım. İkisi de mutlu mesut gülüşüp konuşuyorlardı. Ah yazık birazdan makineden çıkmış yeni çamaşır gibi olurken de bu kadar mutlu olabilecekler miydi acaba? Kerem elinde leğenle yanıma gelince leğenin bir ucundan da ben tuttum. "Kerem üç deyince! Bir..." Yazık başlarına gelecek sudan habersizler. "İki... Üç!" deyince ikimizde suları Bukrelere doğru fırlattık.

Bukre ilk önce çığlık attı ama daha sonra bizim yaptığımızı tahmin etmiş olmalı ki hemen kafasını kaldırdı ve bize baktı. Bildiğin burnundan soluyordu. Aslı da bize bakıyordu ama Bukre'ye göre o daha sakindi. Bukreye baktığımda göz göze geldik. Bana çok kötü bakıyordu ben ise onun aksine kocaman gülümseyip tatlı tatlı göz kırptım. Bu onu daha da kızdırmıştı. Hızlıca bizim evin kapısına doğru yürüyünce hepimiz şaşırdık. Zil çalınca bir an gülmemek için kendimi zor tuttum. Alacaklı gibi zili çalıyordu. Ups!

Arda "Ağabey açalım mı kapıyı? Açıkçası ben açmama taraftarıyım ama yine de siz bilirsiniz" dedi. Oğlum niye korkuyorsun lan, en fazla ne yapabilir?

Anıl da Ardaya destek çıktı. "Bence de açmayalım! Bu kızın ne yapacağı hiç belli olmuyor zaten çok fena bakıyordu"

Ebru ise "Abartmayın! Bu kız ne yapabilir ki!" dedi. Hemen balkondan çıkıp, aşağıya indim. Kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açtığımda karşımda ıslak Bukre ve Aslı'yı vardı. Kahkaha atmamak için dudağımı ısırdım. Umursamaz bir ses tonuyla "Ne var?" dedim.

Bukre hemen söze atılarak sinirli bir ses tonuyla "Ne mi var?!" dedi.

Gülmemek için kendini zor tutan arkadaşlarıma bakıp Bukre'ye geri döndüm. Sinir edici bir ses tonuyla "Ne oldu güzelim? Bu havada su iyi gelir diye düşündük yoksa yanlış mı düşünmüşüz" dedim. Sanırım şansımı fazla zorluyordum. Birden yüzünü ekşitti. Gözlerini devirerek Aslı'ya tutundu. Aslı Bukre'ye "iyi misin?" diye sordu. Ne oldu şimdi bu kıza? Şaka yapıyorsa eğer hiç komik değildi.

Bana bakıp "Bu mahallede olduğumuz sürece nasıl iyi olabilirim ki? Donuyorum ve şuan karşımadaki herifin boğazına yapışmamak için kendimi zor tutuyorum. En azından biz sizin suyunuzu bu kadar çok soğuk..." sözünü bitiremeden kendini Aslı'nın kollarına attı. Ne oluyor lan? Hemen hepimiz başlarına toplandık. Aslı "Yardım edin de en azından eve taşıyalım" dedi. Hemen Bukre'yi kucağıma aldım. Ah görüntüsüne göre çok hafifti. Aslı evin kapısını açarken bir an Bukre'ye baktım. Kollarımda olduğundan haberi olsa buna asla izin vermezdi. Aslı kapıyı açınca "Beni takip edin. Odasına götürelim" dedi. Bütün çete ve Ebru arkamdan geliyordu. Ne meraklılar ya!

Bir odaya girdiğimizde Aslı "yatağına yatır" dedi. Bukre'yi yavaş yavaş yatağına yatırdım. Odasına şöyle bir dönüp baktım. Daha çok siyah, beyaz ve tozpembe rengi ağırlıklı olan bir odaydı. Giysi dolabı, çalışma masası, çerçeveleri, duvardaki çılgın fotoğrafları ve bir sürü romanları olan bir odaya sahipti. Hepimiz korkuyla Bukre'nin gözlerini açmasını bekliyorduk. Aslı'ya bakıp "Hep böyle bayılır mı?" diye sordum. Belki de bir hastalığı vardı.

Aslı "Çok hassas bir vücudu var. Soğuktan etkilenmiş olmalı. Birde sana acayip çok sinirliydi" deyip iyi halt yediniz dercesine baktı. Ulan bir kısasa kısas yapalım dedik elimizde patladı.

Kod Adı: Bay Sapık [Wattys2016 Kazananı]Where stories live. Discover now