-56- Bir bahanesini bulur, yine seni severim adam!

120K 4.4K 768
                                    

MEDYA : Sizlerden gelen çalışmaların bazıları. O arkadaşlara teşekkür ederim. 

"Benim tek aşık olabileceğim kadın sensin. Sende zaten karımsın!"

Dudaklarıma yayılan gülümsemeyi o görmeden düzelttim. Ah, mutluluk bu muydu? Allah'ım sanırım aşırı doz mutluluktan şuracıkta ölebilirdim. Dokuz yıl boyunca hiçbir kadını sevmemiş olması beni o kadar çok mutlu ediyordu ki. Karım mı demişti o? Allah'ım kendimi liseliler gibi hissediyorum. Sevinçten ölebilirdim! Dokuz yılın ardından sevdiğim adamdan bu kelimeleri duymak çok güzeldi be. "Ben senin karın değilim" dedim inat edip. Sen dokuz yıl kaybol sonra gel karımsın de!

Hiçbir şey demeyip önüne dönünce ben de çenemi kapadım ve başıma gelenleri düşünmeye başladım.

Poyrazdan

Evden çıkmış arabalara doğru yürürken çok yakınımızda duyduğum silah sesiyle Bukreyi kendime çektim ve arkalama düştüm. Ayağa kalktığımızda Tahir dibimize kadar giren adamı vurmuştu. Eğer Bukreyi çekmeseydim, şimdi ruhuna Fatiha okuyorduk. Onu kendime çevirip "İyi misin?" diye sordum.

"Sen olmasam ölüyordum"

Alnından öpüp Kerem'e döndüm. "Kerem herkesi arabalara götür"

"Poyraz sen?"

Keremin sorusunu umursamadan Anıla döndüm. "Silahını ver" Belindeki silahı çıkarıp bana uzattı ama sonra tam alacakken geri çekti.

"Ağabey yeni iyileştin"

"Ver!" diye bağırınca silahı yeniden uzattı. Silahı elime alıp bize bakan Sinan'a döndüm. "Sen benimle gel, Tahir sende gel. Kerem siz kızları alın uzaklaşın buradan"

Bukre hemen atlayıp "Hayır, sen gelmeden asla bir yere gitmem!" diye bağırdı.

"Bukre!" diye kızınca "Arabada sizi bekliyor olacağız" dedi. Keremler kızları götürürken Sinanla, Tahir'e dönüp "Önünüze çıkan herkesi öldürün!" dedim. Canik model silahın tetiğini çekip koşmaya başladım.

Bukreden

Güven, sevgi, verilen sözler, gerçekler artık anlamlarını yitirmişlerdi. Gerçekler o kadar ağırdı ki canımı yakıyordu. Gerçekler! Ben Poyraz için ağlarken o adamın kollarında ağladım. Sohbet ettim. Ve o adam... Vedat Saraç şimdi benim babamdı. Anlattıklarının çoğunun doğru olma ihtimali çok yüksekti ama inanamıyordum.

Poyrazları beklerken hepimiz arabaya yaslanmıştık. Yüzümden düşen bir damla yaşı yüzümü dikkatle inceleyen Ediz sildi. Yüzümü dikkatle inceliyordu çünkü vereceğim tepkiyi merak ediyordu. Edize dönüp ona baktım. Bir an göz göze geldik ama psikopat gibi havaya ateş ederek bize doğru gelen Sinanla gözlerim büyüdü. Bu çocuk resmen psikopat! Havaya ateş etmeyi kesip ıslık çala çala yanımıza geldi.

"Poyraz nerede?" diye sordum hemen.

Silahı beline koyarken "Valla en son birini öldürüyordu ama gelir birazdan. Şimdi biraz adamlarla konuşur" dedi. Allah'ım sen büyüksün yarabbim.

"Hadi arabalara binelim o da gelir birazdan" diyen Keremle herkes arabalara yöneldi. Arda, Anıl ve Sinan diğer arabaya yönelirken Kerem yaslandığım arabada şoför koltuğuna Aslı da onun yanına oturdu. Ediz garibim de "Ben diğer arabaya gidiyorum biraz daha seninle aynı ortamda bulunursam dertten öleceğim" dedi ve koşarak Anılların arabaya gitti. Ben arabaya yaslanmaya devam edip Poyrazı beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra bir elinde taramalıya benzeyen diğer elinde de normal tabancası olan Poyraz geldi. Arabaya yaklaşıp beni umursamadan bagajı açtı. Hemen yanına gidip silaha baktım. Hayatım boyunca hiç böyle bir silah görmemiştim. "Adı ne bunun?" diye sordum büyük bir merakla.

Kod Adı: Bay Sapık [Wattys2016 Kazananı]Where stories live. Discover now