-37- Seni çok seviyorum kırmızı sütyenlim

108K 4.6K 128
                                    

Medya: Bukre!

Bukreden

Duyduklarımdan sonra camı kapatmış kafamı önüme eğip düşünmeye başladım. Poyraz tek gecelik bir kız için onca şeyi söylemez, yapamazdı. Adamlara bilerek öyle şeyler söylediğinin farkındaydım. Arabaya binip çalıştırdı. Ani bir hareketle ters çevirip ara sokaklardan birine girdi. Arabanın içi o kadar sessizdi ki nefes alışverişlerimi duyuyordum. Denizi görünce sessizliği bozup "İnmek istiyorum" dedim. Arabayı durdurunca inip ilk gördüğüm banka ilerledim. 'Tek gecelik' demesi adeta kulaklarımda yankılanıyordu. Kesin bir şey vardı. Benim sevdiğim adam bana tek gecelik kız diye bakmazdı.

Yanımda hissedince "Tek geceliğin için bu kadar zahmete gerek yok" dedim. Yanıma gelmişti, açıklama yapmak istiyordu. Aslında bende açıklama yapmasını istiyorum. Sevdiğim adamı yanlışlıkla kaybetmek istemezdim.
"Açıklama yapmama izin verecek misin?" diye sorunca başımı sallayıp "Daha bir kaç saat önce nasıldık, şimdi nasılız! Bana bir açıklama yap, lütfen sevdiğim adamı kaybetmek istemiyorum. Beni tek gecelik olarak düşündüğünü sanmıyorum ama bir haltlar karıştırdığının farkındayım" aklımdan geçenleri söyledim.

"Eğer seni değersiz göstermeseydim benim canımı yakmak için seninle uğraşırlardı" dedi. Doğru mu söylüyordu?

"Peki değersiz miyim senin gözünde?" diye sorunca "Hayatımdaki tek değerli şeysin Bukre" dedi. Doğruyu söylediği gözlerinden belliydi ama yine de insan bir kötü oluyordu.

Aklımda kalan soruyu sordum. "Neden önümüzü kestiler?"

Umursamazca omuz silkip "Zengin olmak zor" dedi. Daha sonra gözleri denize kaydı. Uzun bir süre gözlerini ayırmadan denize bakıp kaşlarını çattı. Bir insan bir şey düşünürken bile nasıl bu kadar yakışıklı olabilir ki?

Ona baktığımı anladığında "Ne?" Diye sordu.

Afal afal gülüp gerçekleri söyledim. "Yakışıklısın... Yani şey... Çok yakışıklısın"

Gülerek "Beni böyle şımartma alışırım" deyince "Sende beni mi şımartsan hani, güzel olduğumu söyleyebilirsin mesela" dedim.

"Valla kusura bakma ben yalan söyleyemem" deyince banktan gülerek kalkıp "İşte bu bardağı taşıran son damlaydı" diye bağırdım. Belimden yakalayıp banka geri oturttu. Kafasını boynuma gömdü. İlk bir gıdıklansam da sesimi çıkarmadım. Bu iş burada bitmedi Poyraz Bey!

Bana olan sevgisinde yalan söylemiyordu biliyorum ama anlatmadıkları vardı. Ve benim meraklı yanım deli gibi merak ediyordu. Poyraz kafasını boynumdan çekince kafamı 'saçmalama Bukre' dercesine salladım. Poyraz banktan kalkıp beni de kaldırınca elini belime doladı. Boğazını temizleyip konuştu. "İnanıyorsun değil mi bana?"
"Evet" deyip arabaya yöneldim. Ona yalan söylemek istemiyordum. O da arabaya binince evin yolunu tuttuk. Eve gelinceye dek arabada sessizlik hâkimdi. Bizim evin önüne gelince arabayı durdurdu. Arabadan inecekken beni kendine çevirip saçlarımı okşadı, öpücükler bıraktı. Sonra usulca kulağıma fısıldadı. "Saçların kalbin gibi çok güzel Bukre. Yağmur olup yağmak isterdim saçlarının her bir teline" Bu adam bazen acayip romantik oluyordu ve ben onun yanında odun kalıyordum.
Yanağına bir öpücük kondurup "Görüşmek üzere mesaj atmayı unutma" dedim. "Yazıyorum, cevap vermiyorsun sinirleniyorum" diye ekledim.

"Sevgilim sürekli telefona bakamıyorum. İşim başımdan aşkın" deyince daha da çok sinirlenip arabadan hızlıca çıkıp onun tarafına ilerledim. Açık olan camından ellerimi sokup iki yanağını da canını yakacak şekilde sıkıp konuştum.

" Ben yazdığımda cevap verilecek, ben aradığım da açılacak. Hayatta en sinir olduğum şeylerden biri bu. Çok işi varmış beyimizin! Sanki başbakanla çıkıyorum anasını satayım!" deyip hızlıca arabadan uzaklaştım.

Arkamdan "Seni çok seviyorum kırmızı sütyenlim" diye bağırınca arkamı dönüp güldüm. Şapşalım benim. Ben kapıdan içeri girerken Poyraz gaza basmış sokağın başına gelmişti bile. Gecenin bir yarısı nereye gidiyordu? Artık iyiden eteklerim tutuşmuştu. Aklımdaki sorulara cevap bulmam lazımdı.

İçeriye girince salondan gelen seslerle salona ilerledim. Aslı yorganına sarılmış elinde cipsi, kolasıyla dizi izliyordu. Bu kız eve neden erken gelmişti? Keremin sürprizi vardı hani? "E sen erken gelmişsin?"

Omuz silkip "Of, bir kaç olay oldu. Sürprizde iptal oldu" dedi üzülerek.

"Ne olayları oldu?" diye sorunca "Kop git mutfaktan bir cipsi paketi daha al gel anlatacağım. Bunlar anca bana yeter" dedi.

Yerimden kalkıp ilk odama ilerledim. Üzerimi değiştirip pijamalarımı giydim. Odamdan çıkıp mutfağa girdim. Sade, ketçaplı, peynirli cips... Elime ne geçerse aldım ve salona yöneldim. Salondan içere girince ilk televizyona baktım. Yine dizi izliyordu. "Şu sürpriz olayını anlatsana merak ettim"

"Anlatacağım ama sözümü kesmeyeceksin..." deyince başımı salladım. "Biz tam sürprizin olduğu mekana gidiyorduk ki Kerem birden hızlandı. Sonra iki araba önümüzü kesti. Kerem 'Arabadan çıkma' falan dedi. Sonra önümüzü kesenlerin yanına gitti. Bende tabi meraktan camı açtım. -yalandan ağlama numarası yaptı sonrada güldü- Benim hakkımda tek gecelik dedi Bukre. Ama tabi sonra her şeyi anlattı. Ama anlatırken çok zorlandı. Cümle kuramadı. Kelimeleri ağzında geveledi. İşte düşmanları falanmış, beni bilerek tek gecelik göstermiş bana zarar vermesinler diye. Ya inandım ama işte ne bileyim. Tırstım bir ara" deyip güldü. Sahne acayip çok tanıdık gelmiştim. Tıpa tıp benzer şeyleri yaşamıştık. Hiçbir şey demedim.

Daha sonra diziye odaklandık. Gece yarısı olmak üzereydi. Aslı aniden bana dönüp "Belki bilmek istersin... Önümüzü kesenler Poyraz içinde bir şeyler dediler" deyince "Ne dediler?" diye sordum.

"Ya anlamadım ama 'O poyraz denen adamında önünü kestiler. Çetesine sahip çıkmalı' dediler. Çete falan anlamadım hiçbir şey" dedi. Aslının kafası pek basmazdı böyle konulara.

"Boş ver" deyip kafamı televizyona çevirdim. Çetesine sahip mi çıkmalı? Kafamda o kadar çok cevaplanması gereken soru olmuştu ki... Cevaplanmazsa kafayı yiyebilirdim. Yerimden kalkıp Aslıya döndüm. "Ben yatıyorum. Sana iyi geceler" deyip salondan çıkıyorken Aslı da "Sana da iyi geceler" dedi. Odama girince direk cama yöneldim. Perdeyi çekip karşıdaki cama yani Poyrazın odasına baktım. Işık yoktu ve cam açıktı. Evde değildi işte. Kendimi yatağa atıp yorganı kafama kadar çektim. Yok yok yarın ilk işim kafamdaki sorulara cevap bulmak olacaktı. Neydi bu adam? Kötü işler falan mı yapıyordu? Mahallenin ağır ağabeysi olabilirdi. Yoksa mafya falan mı? Yarın ilk işim Poyraz'a çaktırmadan sorularıma cevap bulmak olacaktı.

 Yoksa mafya falan mı? Yarın ilk işim Poyraz'a çaktırmadan sorularıma cevap bulmak olacaktı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kod Adı: Bay Sapık [Wattys2016 Kazananı]Where stories live. Discover now