-50- Yağdırıyor kurban olduğum

100K 4.3K 816
                                    

Bölümün başları Edizden sonları Keremden. İyi okumalar.


Ediz'den

"Ah evet güzelim biliyorum çok seksiyim" deyince kucağımda oturan kız kahkaha attı. Ardından etrafımı sarmış tüm kızlar hep bir ağızdan kahkaha atmaya başladılar. Ah işte en sevdiğim anlardan biriydi bu. Etrafım kızlarla doluydu. Kızların kahkaha sesine aniden çalan saat sesleri de karıştı. Beynimde zonklayan çalar saatin sesine seslice küfrettim. Ulan neyin nesiydi bu? Rüya da mıyım ben diye düşünürken tüm kızlar gitti, etraf karardı. Ah hayır gözlerimi açıp nalet bir güne daha başlamak istemiyordum. İstemiyorum ama başımda çalan şey uykumu devam etmeme izin vermiyordu. Gözlerimi bile açmadan çalan şeyi buldum. İnce bir şeydi ama çok ses çıkartıyordu. Daha fazla dayanamayıp elindekini susması için gelişi güzel havaya fırlattım. Yere düşer, susardı! Lan! İnce, ses çıkartan şey. Telefonum! Gözlerimi aniden açıldı. Yere düşmek üzere olan telefonumdan önce yere attım kendimi. Telefonda yüzüme düştü. Canım yandı be! Neyse telefona bir şey olmadı ya, çok şükür. O benden daha önemli. Sonuçta boru değil yani telefon. Yüzüme düşen telefonu elime alıp çalar saatini kapadım. Kim kurdu bunu be. Ben kendimi bildim bileli annem tarafından uyandırılır, okula zorla gönderilirdim. Resmen şu an bir ilkimi yaşıyordum. Annem neden kurmuştu ki bu saati? Saate bakınca sekiz olduğunu gördüm. Birden bire içimde okula sövme isteği geldi. Her rutin günde yaptığım gibi günüme okula söverek başladım. Odamdaki banyoya girip duş aldım. Daha sonra formamı giyip odamdan çıktım. "Anne?" diye bağırınca ses gelmedi. Demek evde yoksunuz Canan Hanım. Annem evde olmadığı için gayet rahat davranabilirdim. Telefonumdan kendime son ses müzik açıp gayet rahat rahat takılmaya başladım. Mutfağa ilerlememle telefonumun çalması bir oldu. Arayana bakıp açtım. "Efendim sultanım?"

"Uyandım mı evimin direği?" Ben senin evimin direği demene ölürüm be kadın.

"Yok anne uyanmadım" dedim gülerek. Sorduğu soruya bak ya. Uyanmasan nasıl açabilirim telefonu?

"Ediz!" deyip anneme "Anne nerdesin sen ya? Neden erkenden çıktın?" diye sordum.

"Ya ben hukuk bürosuna ortak arıyordum ya"

"Evet?" Annemin hukuk bürosu vardı, işleri de gayet yerindeydi ama büronun tüm yükü omuzlarındaydı. O da omuzlarındaki yükü hafifletmek adına büroya ortak arıyordu.

"İşte bugün birkaç müşteriyle görüşmem olduğu için erken gelmek zorunda kaldım. Üzgünüm bebeğim" diyen anneme güldüm.

"Neyse ya. Hayırlısı olsun"

"İnşallah. Sen yemeğini yedin mi?"

"Ben de şimdi mutfağa giriyordum vallaha" deyip mutfağa girdim. Gözüm ilk boş masaya sonra da ter temiz tezgâha kaydı. "Anne yiyecek bir şey yok"

"Ya ben sabah biraz erken gittim de hazırlayamadım. Sen yap kendine bir şeyler" Ben? Ediz Keskin! Ulan ben tost bile yapamam be.

"Anne ciddi misin?" diye sordum tek kaşımı kaldırarak. Ezikler tabiî ki tek kaşımı kaldırabiliyorum.

"Evet Ediz. Eline yapışmaz ya"

"Yapışır!"

"Ediz!" diye kızmaya başlayınca "Okulda yesem?" diye sordum.

"Sakın! Ediz biz seninle ne konuştuk yıllardır? Kahvaltı evde ve sağlıklı bir şekilde yapılacak"Ah evet Canan Keskin kural bilmem kaç. Yıllardır değişmez kural kahvaltı evde ve sağlıklı bir şekilde yapılacak. Niye çünkü kahvaltı sağlığımız ve zihnimiz için önemli. Ablam kurtuldu tabi kurallardan. Ablam demişken, ablam içinde yıllardır bu kural geçerli ama görüyoruz ki pek bir işe yaramamış. Nato kafa nato mermer! Anneme hep anlatmaya çalışıyorum ama konuşmanın sonu popişime yediğim terlikle sona eriyor. Neymiş ablama laf söylettirmezmiş zaten burnunda tütüyormuş. Aman biricik kızı! Düşündüklerim gözlerimi devirmeme sebep oldu. Hiç itiraz etmeden "Peki anneciğim, kapatıyorum" dedim.

Kod Adı: Bay Sapık [Wattys2016 Kazananı]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora