-60- Hasretinle yandı gönlüm Bay Sapık

108K 4.3K 926
                                    

Medya: Nil     

"Haklarınızı helal ediyor musunuz?" diye soran imamla birlikte hepimiz "Helal olsun" diye bağırdık. Kollarımın arasında hıçkırarak ağlayan Nil hıçkırıkları arasında "H-helal... O-olsun" diye fısıldadı. Benden başka kimse duymamıştı belki de sesini. Dua okunurken Nil ağlamaya devam ediyordu. Annem yanımıza gelip "Nil bebeğim topla kendini" deyince kollarımdan ayrılıp anneme "Ben kendimi nasıl toplayayım?" diye sordu. Annem tam ağzını açtı bir şey diyecekti ki Nil kollarımın arasına düştü. Annem Nil'i ayıltırken Amcaların kızları yanımıza geldi.

"A... Bayıldı mı?" diye soran Baran amcamın kızına "Oradan bakınca ne gözüküyor?" diye bağırdım. Allah'ım ben Nil'i bu kızların eline bırakmam.

"Ne bağırıyorsun be?" diye artistlik tasladı ama elimi kaldırıp "Ağzının ortasına bir çakarım görürsün gününü!" diye bağırınca susup Nil'i ayıltmaya çalıştı. Nil kısa sürede ayıldı. Annesi ve babasını toprağa verirken çok ağladı. Ona baktıkça babamı ölü zannettiğim zamanlar aklıma geldi. Onu anlayabiliyordum. Kendini yalnız ve savunmasız hissediyordu. Yuvası yıkılmıştı. Aramızdaki tek fark bana sahip çıkacak bir annem vardı. Ama o ailesini toprağa vermişti. "Anne!" diye bağırıp sonrada "Uyan" diye fısıldayınca yanına gidip sarıldım.

"Kendine gel güzelim. Onlar seni görüyorlar"

"B-bukre..." deyip sıkıca sarıldı. "Bukre söyle uyansınlar. Ben onlarsız yapamam" diye yalvarmaya başladı. On sekiz yaşındaydı ama şuan çocuk gibi bana yalvarıyordu. Onu çok iyi anlayabiliyordum. Onu bu halde görünce dayanamayıp bende ağlamaya başladım. Kısa bir süre birbirimize ağlayarak sarıldık. Mezarlık yavaş yavaş boşaldı. Bir biz birde amcamlar kaldı. Babaannem "Ah dedim ben kızıma evlenme o çocukla diye. Al işte kaza yapmış yanında benim kızımı da götürmüş" deyince çok sinirlendim. Kazada arabayı süren eniştemin bir suçu yoktu. Sarhoş kamyonetçi kırmızı ışığı görmeden geçmiş ve halamlara çarpmıştı. İşte trafik canavarları her yerdeydi.

Nil kısık sesiyle "Şöyle şu kadına sussun" dedi.

Babaannem "Araba sürmesini bilmiyorsan çıkma yola" deyince "Kes sesini!" diye gürledim. Koca mezarlıkta sesim yankılandı. Annem "Bukre, sakin" deyince başka bir şey demedim. Babaannemde zaten bu sinirli çıkışımdan korkup sesini çıkarmadı. Zor bela Nil'i mezarlıktan çıkarıp eve götürdük. Evde bir sürü insan ağlaşıp konuşurken direk odasına çıkmak istedi. Nil'i odasına çıkarırken annem Ediz'i de yanımızda gönderip "Yanından ayrılmayın" dedi. Nil odasına çıkınca başındaki başörtüsünü çıkarıp odada bir yere attı. Yatağa geçip oturdu. Çok fazla sakin duruyordu ki biz Edizle bu durumdan biraz korkmaya başlamıştık. Yanına oturdum ve başını alıp göğsüme yasladım. Hemen sarılıp ağlamaya başladı. Ediz de yatağın ucuna oturup bizi izlemeye başladı. Birkaç dakika sonra telefonum çaldı. Nil'i bırakıp yataktan kalktım ve odada bulunan balkona çıktım. Arayana bakınca Poyraz olduğunu anladım. Hemen açıp kulağıma götürdüm. "Efendim?"

"Güzelim nasılsın? İyi misin?"

"Değilim" diyebildim sadece.

"Keşke yanında olabilsem" deyince "Keşke" dedim.

"Kendini yıpratma, ölenle ölünmez Bukre" Bu kadar soğuktu işte! Ölenle ölünmez diyebilecek kadar. Belki de Ege ölse de böyle diyebilecekti. Ölenle ölünmez Bukre deyip beni mi avutacaktı?!

"Sen birilerini öldürmeye alışık olduğundan böyle düşünmen çok normal"

"Açık konuş biraz" deyince "Seninle böyle bir günde kavga etmek istemiyorum" dedim.

Kod Adı: Bay Sapık [Wattys2016 Kazananı]Where stories live. Discover now