-49- Veliahtlar Partisi!

134K 4.4K 864
                                    

Bölüm Şarkısı: Pera-Sensiz Ben

Bukreden

Poyrazın dediğiyle öylece kala kalmış etrafa bakıyordum. O çıplak kadın...

"Evine git" diyen Poyraza baktım. Beni kovuyor muydu? dediğini yapıp salondan çıktım. Evin kapısından çıkarken Sinanla Poyrazın sesini duydum.

"E ne olacak şimdi?"

"Her parti de olduğu gibi olacak" diyen sevgilimle kendimi boşlukta hissettim. Hızlıca evden çıkıp kendimi sokağa attım. Parti de Poyrazın yaptıkları bir nevi aldatmaya girmiyor muydu? O partide olacakları düşündükçe başıma ağrılar girmeye başladı. Sokakta nereye gittiğimi bilmeden yürümeye başladım. Poyrazı düşünmekten retinam yanmıştı. Mafya olduğunu bilmesem belki de partide olacaklardan haberim bile olmayacaktı. İçimde çok büyük bir sıkıntı vardı. Poyrazı çıplak kadının iki göğsünden tozu çekerken düşündükçe delirecek gibi oluyordum. Deli gibi kıskandığım adamı şimdi nasıl o partiye göz göre göre gitmesine izin verecektim. Ama işin sonunda ölüm vardı... Artık ayaklarım beni taşıyamayacak kadar yorulduktan sonra gördüğüm ilk cafeden içeri girdim. Bir çay ısmarlayıp masama oturdum. Çayın gelmesini beklerken telefonumu açıp baktım. Sessize aldım telefonumu. Şuan kimseyle uğraşamazdım. Garson sıcak çayı önüme koyup gidince etrafıma bakındım. İki sevgilinin gülüşme seslerini duyunca sesin geldiği yöne baktım. Sevgililer birbirlerine sarılmış gülerek muhabbet ediyorlardı. Uzun bir süre çaktırmadan onları izledim. Telefonumun ışığı yanınca telefonuma baktım. Sessizde olduğu için sesi çıkmıyordu Allahtan. Arayana baktım. Aslıydı, zaten Poyrazın arayacağını düşünen bende kabahat. Çalan telefonumu umursamadan çayımdan bir yudum aldım. Uzun bir süre hiçbir düşünmeden çayımı içtim. Ama sonra aklıma istem dışı bu olanları düşündüm. Bazen keşke annemin sözünü dinleyip Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarına okumaya gitseydim de İzmir'e hiç gelmeseydim diye düşünüyorum. En azından kendi çapımda kısa mutlu anlarımla mutluydum ben. Canım en azından bu kadar çok yanmıyordu! Ama bazen de iyi ki annemi dinlememişim de gelmişim İzmir'e diyorum. Allah'ım ben ne günah işledim de başıma bunlar geliyor? Ne güzel yuvarlanıp gidiyorduk Poyrazla. Bu parti işi de nereden çıktı.

Telefonumun ışığı yine yandı. Bu sefer arayan Poyrazdı. Yine umursamadım. Şu an ciddi anlamda hiçbir şeyle uğraşacak kadar kendimi iyi hissetmiyordum. Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Eskiden olsa bu durumda annemden izni koparır bir yerlere kaçardım. Bazen Roma bazen Paris bazen Bursa veya İstanbul'a giderdim. Kafam nereye eserse! Ama artık kaçma gibi bir şansım yoktu. Kaçmak beni daha da yıpratırdı. Benimle beraber Poyrazı da.

Telefonumun ışığı tekrar yandı. Arayan Keremdi. Umursamadım. Aradan bir dakika geçmeden biri daha aradı. Bu sefer Sinan arıyordu. Aslında açmazdım ama Sinan'ın her şeyi bana eksiksiz anlatmasıyla ona karşı kendimi borçlu hissettim. Ne Anıl ne de Arda onun kadar cesaretli olamamıştı bana karşı. Telefonumu elime alıp aramayı cevaplandırdım. "Efendim?"

"Bukre nerdesin?" sesi telaşlı çıkmıştı.

"Neden sordun?"

"Seni merak ediyoruz"

"İyiyim, biraz kafamı toplayayım geri döneceğim" dememle hışırtı sesleri duydum.

"Hemen bana nerede olduğunu söyle" Bu Poyrazdı. Aniden gelen yüzüne kapatma isteğiyle telefonu yüzüne kapattım. Neredeymişim! Sen git partine hazırlan. Belki şu an yaptığım çok bencilceydi ama kim sevgilisinin çıplak bir kadınla... Sinirden gülmeye başladım. Allah'ım iyiden delirmeye başlamıştım.

Kod Adı: Bay Sapık [Wattys2016 Kazananı]Where stories live. Discover now